Gabriella gidiyordu, yağmur şiddetini arttırmış hava serinlemişti. Cam küçük kulübeden çıkmıştı. "Hey Gabb ne yapıyorsun sen?" diye seslendi. Gabb ise yürümeye devam etti. Evet onu seviyordu, pek çok şeyi hoşuna gidiyordu fakat onun ne olduğunu öğrenmişti. Cam Gabb'i aldatmıştı hemde pis bir şekilde kendi gözleriyle görmüştü. O günü hala hatırlıyordu, her zamanki gibi Cam onu evine bırakmıştı. Fakat Gabb'i kapının önünde bir sürpriz bekliyordu, küçük yeşil kartonla kaplanmış bir kutu... Kutuyu çantasına atıp odasına yöneldi. Kutuyu hışımla açmaya başladı ve içinden bir CD çıktı, alelacele bilgisayarı açtı CDyi roma yerleştirdi. uzun süre bekledikten sonra bir video çıktı. Videoda Cam ile Rose (okulun en popüler ve her erkeğin elde etmek istediği kız) aralıksız yiyişiyorlardı videonun 35. saniyesinden sonra Cam hızlıca Rose'nin üstündeki pembe tişörtü çıkardı ardından kendi çamaşırına elini daldırdı. Gabb daha fazla izlemek istemedi, ya da sonrasından korktu. CDyi çıkardı ve kutunun içine koydu.
Şimdi ne yapmalıydı? Cam'den direk ayrılmalı mıydı? Ayrılmaktan daha kötü bir şey yapmalıydı.
Gabriella 17 yaşında güzel bir kızdı. Bundan 2 yıl önce annesi ve babasının ayrılması üzerine şiddetli bir travma geçirmiş 1 sene düzenli olarak antidepresan ilaçlarıyla hayata tutunmuştu. Babasıyla arası pek iyi değildi ve bu yüzden annesiyle yaşıyordu. Cam şu an 18 yaşındaydı onunla 15 yaşındayken tanışmıştı ve onu ciddi anlamda çok seviyordu her zaman onun yanında olmuştu fakat bu yaptığına ne demeliydi? Gece boyunca düşündü ve onun da canını yakmanın mantıklı bir fikir olduğunu düşündü ve büyük babasının ona 9 yaşında hediye ettiği çakıyı siyah çantasına attı yarın fena bir şekilde canını yakacaktı. Onun yaptığı gibi.
O gece hiç uyumamıştı ya da uyuyamamıştı. Sabah 8.30'ta yatağından kalktı, yüzünü bolca yıkadı ve siyah göğüs dekolteli tişörtünü altına ise yırtık kot pantolonunu geçirdi yine siyah çantasını omzuna attı, annesi hala uyuyordu ve onu uyandırmanın iyi bir fikir olmadığını düşündü.
Okula geldiğinde yakın arkadaşı Sally "Dün akşam görmeliydin babam çılgına dönmüştü, Tom'la beni bildiğin o şeyi yaparken gördü" deyip kahkahayı bastırmıştı. Gabbriella ise "Onun güvenini kırmış olmalısın" dedi ve ikisi birlikte okul kafeteryasına girdi. Cam onları gördükten sonra ıslıkla gelmelerini işaret etti ve ona doğru yöneldiler.
"İşte benim Gabb'im gelmiş" dedikten sonra dudağına küçük ama çok çekici bir öpücük kondurdu. Gabb ise bu öpücükten ne kadar tiksindiğini hissetti. Ardından Cam'in sıcak kahveyi içişini ve dudaklarının tatlanmasından sonra hoş ve kibar bir şekilde yalamasını seyretti.
"Ne oldu Gabb neden bu kadar suskunsun ?"
"Biraz başım ağrıyor tatlım o yüzden" deyip hoş bir şekilde gülümsedi. Cam ise "Bu gün buluşuyoruz ama değil mi ?" diye sordu inanılmaz derecede istekliydi. Gabb ,"Tabii bu gün eski fabrikanın oraya gel, hem biraz konuşuruz" dedikten sonra Todd,( Cam'in yakın arkadaşı) "Eski fabrika bazı şeylerin rahatça yapılması için harika bir yerdir" dedi ve iğrenç bir şekilde kahkaha attı.
Dersin bitmesine 1 saat 42 dakika vardı ve Gabb fena derecede sıkılmıştı. Bayan Steffen'den izin alarak lavaboya yöneldi. 3 kere yüzünü yıkadı ve son derece çökmüş olan mavi gözlerine baktı. Pembemsi dudakları titriyordu. Lavabodaki küçük camı açtı ve sigarasını yaktı. Keyifle sigarasını üflüyordu. Koridordaki hareketlenme sonrası sigarasını söndürdü izmariti ise camdan aşağı attı. Sınıfa geri döndüğünde midesinin bulandığını hissetti ve cam kenarına oturup havanın ona ne kadar iyi geldiğini düşündü.
Okul bittiğinde Cam'in hemen oraya gittiğini düşündü ve oda yaklaşık yarım saat yürüdükten sonra eski fabrikaya ulaştı. Görünüşe göre Cam yoktu Gabb'de çantasından çakıyı yavaşça çıkardı ve cebine koydu. Sonunda Cam gelmişti.
"Heyy burdasın" deyip ona sarıldı. Daha sonra normal sevgili gibi bir kenara oturup yiyişmeye başladılar. Cam Gabb'in göğüslerini ellemeye başladı ve daha da ileri gidecekken Gabb ayağa kalktı ve cebinden çakıyı çıkardı ve Cam'e yönlendirdi.
"Beni sevdiğini sanmıştım Cam, beni gerçekten sevdiğini sanmıştım."
"Seni seviyorum Gabb bu da ne böyle."
Gabb ağlıyordu hemde hıçkırarak. Cam'de ayağa kalkmıştı. Gabb'e sarılacakken korkunç bir şey oldu ve Gabb çakıyı Cam'in tam olarak bilmediği ve isabet ederken bakmadığı bir yere sapladı. Gözlerini o yana çevirdikten sonra Cam'in yere düştüğünü ve karnının sol köşesinden kanların aktığını gördü. Cam'de şaşkındı ve acıdan kıvrandığı belliydi, göz göze geldiler Gabb kekeleyerek "Özür dilerim" dedi ve oradan uzaklaştı.
Fabrikanın patika yolunda koşarken dengesini kaybedip yere düştü. Ya Cam ölmüşse ya bir daha onu göremeyecekse diye düşündü ve uzun bir çığlık attıktan sonra ağlamaya başladı. O kadar çok ağladı ki gözleri kapanıyordu.
Eve geldikten sonra kıyafetlerini çıkartıp soğuk bir duşa girdi ve yatağına uzandı. İyi ki annesi evde değildi. Yoksa herşeyi anlar ve onu mahvederdi. Uzun bir süre daha ağladı ve Cam'ile fotoğraflarından oluşan pembe kutuyu açtı. Fotoğraflarda Cam ile ne kadar mutlu olduklarını gördü ve sonrada gözlerini kapayıp uykuya daldı.
Olaydan 2 gün sonra polis Gabb'in evine gelmiş annesi şaşkınlıkla neler olduğunu sormuş fakat polis annesine açıklama yapmadan Gabb'i gözaltına almıştı. Şişman ve kel olan polis,
"Gabriella Swan 17 yaşındasın ve erkek arkadaşını öldürmeye teşebbüs ediyorsun, vay canına! bu gençler bir harika" deyip bolca güldü. Zayıf ve sarışın olan polis ise,
"Bize olayı baştan sona anlatmanı istiyoruz Gabriella, böylesi senin işine daha çok yarayacak." dedikten sonra Gabriella herşeyi anlattı ve en sonunda, "O nasıl, iyi mi?" dedi. Şişman olan, "Gayet iyi fakat ailesi şikayetçi olmuş. Seni şehir dışındaki İslah okuluna yönlendireceğiz bayan Swan." diye açıklık getirdi.
Gabb mahvolmuştu. İslah okulları 18 yaşından küçük çocukların iğrenç şeylere tanık olduğu iğrenç yerlerdi. Son olarak annesine bolca sarıldı ve ondan özür diledi. Annesi ise bu olayı çözeceğini, onun haksız olsa bile haklı yanlarının olduğunu ve her hafta sonu ziyaretine geleceği konusunda söz verdi alnına öpücük kondurdu. Polis arabasına bindi ve arka camdan annesine baktı, onu ilk defa ağlarken görmüştü, annesinin o gittikten sonra ne kadar yalnız olabileceğini düşündü.
İşte 1 saatlik yolculuktan sonra İslah evinin büyük duvarları gözleri önüne gelmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GABB
Teen Fictionİlk deneyimim değil daha öncede pek çok yazı yazdım fakat ilk kez buraya aktarıyorum. İsmimi şu anda vermem pek doğru olmaz umarım okuyup beğenirsiniz Bu çalışmam fantastik bir kurgu içeriyor iyi okumalaar :)) ...