5th second

188 31 7
                                    

Artık pembeleşmiş et parçası olan yarasına baktı Kakucho, kemikli, sivri yüzüne ve soğuk tuvaletin kirli aynasından parlayan cılız ve kaburgalaşmış bedenine. Ağlamamak için zor tuttu kendini, bütün vücudu sanki kesikler içindeydi ve durmaksızın kanıyordu, beyni kafasından çıkmak istercesine zonkluyordu ve gözyaşları göz pınarlarında büyük bir savaş veriyordu, bugün 17. yaş günüydü.

Eski doğum günleri geldi aklına, babası mutlaka büyükçe bir pasta yapardı ve şimdi Kakucho'yu tanımayan teyzeleri ve amcaları, mutlaka bir hediye getirirdi.

Kakucho, bugünden nefret etti.

Şimdi, 3 yıldır yapayalnızdı. 3 yıldır kimse çalışmamıştı gözyaşlarını silmeye ya da ruhundaki kıvılcımları söndürmeye.

Sahi, 3 yıldır ne yapmıştı?

Yapayalnız?

Bu 4 karanlık duvar üstüne gelip onu tavanla zemin arasına sıkıştırırken ne yapmıştı 3 yıldır?

Okula giderdi, sonra da eve gelip otururdu sadece.

Düşünürdü, o kadar çok düşünürdü ki gözlerinin buğulandığını ve karşısında oturduğu duvarın artık siyah boyalı eski bir duvar değilde boğulduğu koca bir okyanus olduğunu farkedemezdi.

Düşünmekten kafayı yer mi bir insan?

Delirir misiniz fikirlerinize sahip çıkamamaktan?

Gözyaşlarınız ruhunuzun acısından akıp gider mi sessizce?

Kakucho'nun önündeki dört duvar büyüyüp zehirli sarmaşıklara ya da kapanlara dönüşüp üstüne kapanmadan önce hep aklı bulanırdı ve Izana gözlerinin önünde beliriverirdi. 3 yıl önce, yollarını ayırmadan önceki son ayrımda onun söylediği her bir kelime zihninin köşelerinde yankılanırdı.

İyilik, ahlak ve bütün diğer zırvalar.

Kakucho o zamanlar küçüktü. Izana'nın dediklerini kavrayamadı diye onu suçlayabilir miydiniz?

Şimdi Izana karşısına gelse, çokta umursamayacağını düşündü söylediklerini. Çünkü Kakucho yalnızdı ve yalnızlığı zehirli fikirlerle ve yara izleriyle dolu büyük bir bataklıktı.

İnce bir tişört geçirdi üstüne ve kalan parasını saydı. Belki doğum gününü bir birayla kutlayabileceği kadar para çıkardı.

Kakucho, devletin ona layık gördüğü az miktarda kimsesiz maaşını ay sonuna kadar yetirmeye çalışırdı. İşe girmek için reşit değildi, para isteyecek kimsesi de yoktu.

Kimsesiz maaşı, diye düşündü parayı bankamatikten alırken, yetim maaşı bile değil, kimsesiz maaşı.

Kakucho, kapıdan çıktı dairesini kilitlemek için, sonra durduğu kapı eşiğinden, karanlık koridora doğru seslendi.

"Ne istiyorsun, Mucho?"

"Sezgilerin hiç paslanmamış." İri kıyım çocuk, sert ve sağlam adımlarla aydınlığa doğru yürüdü ve rutubet kokulu katın koridorunda gezdirdi gözlerini.  "Yaşamak için çok kuytu bir yer seçmişsin."

"Senin gibi bir rezidansta mı oturmamı isterdin?" Mucho, bu dediğini duymamazlıktan geldi.

"Yeni bir çete kuruyoruz. Izana, ben, Kisaki diye bi lavuk falan. Yokohoma'nın en güçlü adamlarını topladık."

Izana.

"Bak, Izana'yla 3 yıl önce aranızda ne oldu bilmiyorum ama hâlâ gözde adamı sensin. Gelir misin bilmiyorum, ama eski pirinç fabrikasının orada bugün ilk defa toplanıyoruz."

Izana. Izana. Izana. Izana. Izana.

Kakucho, Mucho ile birlikte karanlığa karıştı ve karanlıktan eski bir bina yükseldi. Izana, Kakucho'nun karşısında duruyordu şimdi.

"Kakucho," dedi Izana,

Ruhlarının toz kaplamış yıkıntıları arasında birbirlerine sırıtıyorlardı.

"Yeni bir şeyler deniyormuşsun?"

Izana ellerini ceplerine koydu. "Eh, sayılır." Kakucho, Izana'nın yüzüne baktı. İyice çukurlaşmış gözleri acı bir kırgınlıkla parlıyorlardı. Kakucho, bu ifadenin yeni olduğunu düşündü çünkü Izana, bu ifadeyi saklamak için parlakça gülümsüyordu. "Dediklerimi düşündüğünü varsayıyorum."

"Haklı olsan da olmasan da çok umrumda değil."

Kakucho, bir an için evinde hissetti kendini. Sanki hep ait olduğu yerdi burası, tüm çeteyi üstten izleyebildikleri konteynerın üstünde, Izana'nın yanı.

Kakucho, bilinçaltının köşelerinden her şeyin bir burgaca kapıldığını gördü ve anılar görünüp kayboldular, yeniden ve yeniden meydana çıktılar, sonra yine ve yine silindiler. Izana ile bir parktalardı ve bira içiyorlardı, Izana ona bir şey anlatıyordu.

Soğuk bir rüzgar esiyordu ve loş bir ışığın aydınlattığı parkın eksik sahnelerinde başka rüyalar büyüyordu. Kakucho'nun kemikli elleri salıncağın zincirini tutuyordu ve Kakucho, siyah gökyüzünü izliyordu.

Izana bir paket uzattı. Kakucho, paket elinde parçalanacakmış gibi korkarak açtı paketi.

Bir... Küpe?

"Pahalı bir şeye benziyor."

"Boşver. Beğendin mi?"

Kakucho, Izana'dan bir hediye almayı beklemezdi, hele ki bir küpe almayı hiç beklemezdi.

Zaten delik olan kulağındaki küçük halka küpeyi çıkardı ve yeni küpesini taktı. Küpe biraz ağırdı ama umursamadı.

"Doğum günün kutlu olsun."

Kakucho, bütün kalbinin bu 5 santimlik küpede attığını hissetti bir an için.

-

pedofili bir kitap yazarı olduğumu düşünmeyin diye biraz fazla timeskip yaptım yapcak bi sey yok😍

sleeping with ghosts, izakakuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin