Ejderha Ruhlarını Kurtarmak

144 40 2
                                    


8 ejderha efendisi ruhunun arasında cılız sayılabilecek bir insan...

Bilinmezlikler içerisinde küçük bir kız...

Şimdi ne olacak?

Onca yıllık çalışması boşuna olmamalıydı.

Ama koskoca 8 ejderhanın çözemediği bir mührü, genç bir insanoğlu mu kaldıracaktır?

'olacak şey değil' diye düşündü.

Ayağa kalktı ve Efendi Dean'ın gözlerinin içine bakarak konuştu. Saygısızlık olmaması için kelimelerini dikkatle seçiyordu.

'' Efendi Dean, elbette size yardım ederim. Fakat aklıma bir şey takıldı."

"Nedir?"

"Sizler, şüphesiz insan ırkından kat ve kat güçlüsünüz. Aciz bir insan, sizin kıramadığınız bir mührü nasıl kırar?"

Hafif bir gülümseme takınarak konuştu Efendi Dean;

"13 yıllık ağır çalışmalar sonucu hala kendini aciz mi görüyorsun Ezra?"

"sizlerin gücü karşısında benimki toz tanesi kalır Efendim."

"laneti sadece bir insan bozabilir. O insan da sensin. 8 ejderha efendisi olarak sana güçlerimizin bir kısmını vereceğiz. Aynı 13 yıl önce Drake'nin sana ödünç verdiği güç gibi."

"Sizlere yardım etmeyi çok isterim, Efendi Dean. Peki ne yapmam gerekiyor?"

Gözlerini Ezra'dan ayırıp  kader ejderhalarından olan, koruyucu ejderhaya döndü ve dedi ki;

"Laxi, ona tılsımı ezberletmeni istiyorum."

"Emredersiniz, Efendi Dean."

Bayan Laxi, Ezra'ya döndü ve gülümseyerek göz kırptı. Cana yakın tavrı, kızı bu tanımadığı yerde, ağır sorumluluklar ile boğuşmasının içinde biraz olsun ferahlatmıştı.

Ezra’nın yanına gitti ve sağ tarafına geçip, sol kolu ile kızın omzunu tutup;

"Gel bakalım halef" dedi.

Birlikte, kocam bir çalışma odasına girdiler. Büyük çalışma masasına oturdular.

Bir süre içinde Tılsım'ı ezberleyen Ezra, bayan Laxi'nin sözlerini dinlemeye başladı.

"sana ezberlettiğim Tılsım'ı, Karayel ormanında yaşayan Ruh Bekçisi'ni bulmak için söyleyeceksin. Bekçi, ormanın ortasındaki bir bölge'de hayat ağacı olarak anılan, beyaz gövdeli ve mor yapraklı ağacın içinde yaşar. Sesini duyması için ağacın yakınında olmalısın."

"peki bu orman tam olarak nerede?"

"ulu Deniz'in ilerisindeki Kızıl Topraklar'da. Buraya gitmek için Beyaz kadim bulut'un içindeki Atlas geçidinden geçmelisin."

Ezra, Drake'nin kanatları ile, şafakla birlikte Ulu Deniz'in ötesine uçtu. Drake'nin güçleri az da olsa yardım ediyordu ve bu, onun çok işine gelmişti. Beyaz kadim Bulut'a vardı. Oraya varır varmaz da Atlas geçidi açıldı. Hızla geçidin içine girdi ve 9 gün, 9 gece uçarak Karayel Ormanı'nın yüreğine vardı.

Efendi Laxi' nin anlattığı gibi bir ağaç gördüğünde ezberlettiği tılsımı okudu.

Ağacın gövdesinden ak sakallı bir ruh çıktı. Başındaki taçtan dolayı O'nu hükümdar sanabilirdiniz. İfadesiz bir surat ile konuştu.

"Xperias gezegeninin Ruh Bekçisi'ni rahatsız etneye cürret eden kimdir?"

"Ey, Xperias gezegeni'nin Ulu, Ruh bekçisi! Seni değerli zamanından alı koymak istemezdim, ama sana ihtiyacım var!"

"Ne istiyorsun, Küçük Kız?"

Ezra, ruha olanları özetledi. 8 efendisini kurtarmak istediğini söyledi. Ruh, düşünüyor olacak ki, bir süre sessiz kaldı.

"yıllar, asırlar önce daha ölnediğim zamanlarda, gözlerim vardı. Ama zalim bir kral, gözlerimi benden çaldı! Gözkerime kavuşmak için bana BinBir Gözlü Issız Dağ'dan Duyu taşını getirirsen sana yardım ederim."

Ezra taşın görünüşü ve nerede bulabileceği hakkında bilgi aldıktan sonra, yola koyuldu.

Az gitti, uz gitti.

15 gün 15 gece yürüdü.

Efendilerinin güçleri zaten mühür yüzünden sınırlı iken, artık hiç yoktu!

Bin Bir Gözlü Issız Dağ'a ulaştığında tabanları yorgunluktan kırılmak üzereydi. Yanındaki kayaya oturdu ve biraz dinlendi. O sırada dağı göz ucuyla süzdü. Geröekten de bin bir tane gözü andıran bir çok mağrası vardı.

Burada avuç içi kadar bir taşı bulmak hiç kolay olmayacaktı!

Günlerce süren bir uğraş sonucu taşı buldu ve tekrar karayel ormanına doğru yola çıktı. Taşın güçleri sayesinde yolu bir geldiğine nazaran daha kısa bir sürede kat etti.

                                      ***
Taşı hayat ağacının gövdesindeki boşluğa koydu. Ruh da verdiği sözü tuttu ve 8 ejderha efendisinin ruhlarını serbest bıraktı.

Ezra derhal efendilerinin yanına gitti müjdeli haberi vermek için. Ejderha kalesi, o bıkkın halinden kurtulmuş ve etrafı neşe kaplamıştı. Herkes onu bir kahraman gibi selamış, asırlar sonra özgür olmanın enerjisi ile akşama büyük bir kutlama hazırlığına girişmişlerdi.

Kutlama esnasında Ezra, Drake'nin yanına gitti. Aklına bir soru takılmıştı.

''Lordum, sana bir soru sorabilir miyim?"

"sor."

"ejderhalar, geçmişte ruhları bu gezegene mühürlenmişse sen, 13 yıl önce beni nasıl kurtardın?"

"Ben ecelimle öldüm. Diğer ejderhaları insanlar öldürdü."

"bu üzücü. Ama artık ruhları serbest olduğu için üzülmemeliyiz."

"doğru"






Günaydın, tünaydın, iyi akşamlar :) bölümü oylayıp bana destek olursanız çok mutlu olurum ✨🌟

Piece Of Memories Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin