5.Bölüm ♦ kaldırın çatalları

940 35 4
                                    

Selam :) multimediada çokmu çok güzel bir şarkı var dinlersiniz :)ve bu arada bu bölümü 2 kere yazdım 1. Yazdığım silindi maalesef. Ama 2. yazdığımı daha çok beğendim :D Ve yine yazım hataları varsa çok üzgünüm.

"Hadi be kızım geçeceksin!" bağıran Tolga amca ve Simge'ydi. Bahsettikleri ise yüzme rekorumdu.

"Geçmeden gelme!" Örgülü beni gaza getirmeye çalışıyordu. Gerek yoktu ki zaten geçecektim. Kaç kere turnuvalarda birinci olmuştum. Bunu da geçerdim ben. Yaparım. Az daha dayan Hilal.

Bitmişti. Bitirmiştim. Ama hızlı ve derin soluklarımdan dolayı ne Simge'yi nede Tolga amcayı duyamıyordum. En sonunda nefesimi, birazda olsa düzene soktuğumda ıslak ellerimle, ıslak yüzümdeki fazlalık suyu silmeye çalıştım. Ama fazla bir etkisi olmamıştı. Gözlerimi açtığımdaysa karşımda 1 çift ağızları yırtılacak kadar gülümseyen yüzlerle karşılaştım. Bu demek oluyordu ki... Geçmiştim.

"Aferim kızım sana. 1 aydır çalışıpta geçemediğin rekoru büyük bir farkla geçtin. Tebrikler." Az önce bağırmakta olan adamdan eser kalmamıştı. Simge ile beraber havuzun kenarındaki uzun mermere oturmuş ayaklarını suya sokup omzumu okşuyordu. Bende onlara gülümsedim. Nefesimi iyice düzene soktuğumda ise merdivenlerin kenarlarındaki korkuluktan yardım alarak çıkmaya başlamıştım ki Tolga amca Simge'nin omzundan destek alarak ayağa kalkıp elini bana uzattı. Bende fazla bekletmeden yorgun kolumu uzattım. Beni ıslak ve kaygan olan krem, sanki çatlakmış görüntüsü verilen havuzun yanında bulunan uzun mermere çekti. Bana sıkıca sarıldı. Ve bir tebessüm eşliğinde yanımızdan uzaklaştığı sırada bana gel buraya dermiş gibi kollarını kocaman açmış olan Simge'ye sarıldım. Islak mayom onun, mavilerin farklı tonlarında kareleri olan beyaz gömleğini ıslatıyordu, ama umrunda değilmiş gibi bir havası vardı.

Islak zeminden çıkan rahatsız edici ayak sesleri -şap şap- geldiğinde Tolga amcanın buraya geldiğini anlayıp sarılmamızı bitirdik. Saçlarımı zaten ıslak olan zemine sıkıp Tolga amcanın uzattığı büyük gri havluyu alıp sarındım.

"Hilal üzerini değiştir hasta olacaksın." Simge'nin üzerine baktığı anda onunda gömleğinin ıslak olduğunu gördü ve devam etti " Ve Simge sende." İkimizde asker selamı verip "Emredersin koç!" diye bağırdık. Tolga amca göz devirip yine aynı ayak seslerini çıkararak yanımızdan çıkışa doğru gitti. Bizde arkasından birbirimize bakıp bakıp gülüyorduk. En sonunda Simge bana yine sarılıp koşturarak Tolga amcanın yanına gittiğindeyse çoktan soyunma odasının yolunu tutmuştum.

▪▪▪

"Kaldırın çatalları!" Tolga amcanın gülerek söylediği cümleye bizde gülmüştük. Takımımız ne zaman bir turnuvayı kazansa, o günün akşamı Mutlu teyzenin lokantasına gelirdik. Kadeh kaldırmaktansa çatallarımızı kaldırıp daha yemeye başlamadan önce birbirine vuruyorduk. Ama şu an takım olmadığı için sadece üçümüz çatal kaldırıyorduk. Yine yaptığım gibi gülerek sert bir şekilde çatallara vurdum ve yemeğimi yemeye başladım. Tolga amca yemek konusunda çok titizdi. Bu yüzden yemek yerken ağız şapırdatılmaz ve konuşulmazdı. Bende bu kurala hep uyardım. Çünkü ağız şapırdatıldığında midem bulanıyordu. İşime geliyordu.

Ben ve Tolga amca yemeğimizi bitireli çok oluyordu ama Simge hala tabağıyla uğraşmaktaydı. Küçük parçaları çatalına batırmaya çalışıyordu. Ve o parçalardan daha çok vardı. Sol kolumu masanın üzerine koydum ve avumucumun içinede yanağımı yasladıktan sonra etrafı incelemeye başladım. Her yer doluydu ve garsonlar masadan masaya siparişleri götürmek için adeta koşuyorlardı. Hepsinin üzeri sadece bellerindeki siyah önlük hariç serbestti. Ve gerçekten yorulmuşa benziyorlardı. Ama aralarında hala gülümsemeye çalışanlarda, yorgun bir suratla oraya buraya koşturanlarda vardı. Bir anne, bebek arabasını sandalye gibi masaya yanaştırmış içindeki bebeğine çorbaya bandırılmış küçük ekmek içi parçaları veriyordu. 17-18 gibi benim yaşlarımdaki bir kız grubuysa tam yanımızda oturuyorlardı ve ne dedikleri çok rahat duyuluyordu. Sanırım bir kız, oğlandan hoşlanıyordu ama o oğlanda başka bir kızdan hoşlanıyordu. Üzülmüştüm. Halbuki kız gerçekten hoşlanıyor gibi görünüyordu. Bahsederken gözleri parlıyordu yada garsonun, sipariş ettikleri yemekleri getirdiğini görünce gözleri parlamıştı. İkisinden birisiydi ama ikincisi daha iyi bir fikir gibi duruyordu çünkü kız garsonun elinden tabağını hızla çekmiş yemeğine gömülmüştü bile.

DÖVMECİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin