Keyifli okumalar
<3
"Ahu," diye bir ses işittim. Vücudum yavaşça sarsılıyor ve adımı seslenen kişi bana ulaşmak için kulağımın dibinde adımı sesleniyordu. "Uyansana güzelim."
"Biraz daha," mırıldanarak sarıldığım şeyi daha sıkı sardığımda, nefes alamıyormuş gibi ses çıkaran kişiyi duymamak adına tüm algılarımı kapatmaya çalıştım.
"Ahu, boğazımı sıkıyorsun!" Safir konuştukça kelimeleri içine çökerken kollarımı gevşettim. Esneyerek kollarımı iki yana açtım ve derin bir nefes aldım. Gözlerim uykusuzluktan zor aralanmıştı fakat başarmıştım.
"Kaç saattir uyuyorsun, eve gitmen için uyandırayım dedim ama bulunduğun yer pek rahat sanırım, kalkasın gelmedi bir türlü.""Sen kaç saattir o pozisyonda mısın?" Şaşkınca gözlerimi büyüttüm. Kucağından kendimi sağa doğru attığımda sırt üstü düşmüştüm. Ayağa kalkıp ayakta durmak için çok üşeniyordum. "Ve hayır, her yerim tutulmuş. Rahat edemedim!"
Safir ayağa kalkarak bana tepeden bir bakış attı ve kollarını iki yana açarak esnemeye çalıştı. "Özür dileriz hazretleri size rahat bir kucak sunamadığımız için," Elini saçlarından geçirdi. "Hanımefendi teşekkür edeceğine, hayıflanıyor." dedi alayla.
"Sus, Safir." Yere attığım bedenimi ayağa kaldırdım sersem bir şekilde. "Sanki hiç uyumamış gibiyim, beş dakika kestirmişte saatlerce hareket etmiş gibi." Birbirine girdiğine emin olduğum saçlarıma elimle çeki düzen verirken, etrafa bakındım. Bir dakika... Ben geldiğimde hava kararmış değil miydi? "Safir, saat kaç?" Telaşla olduğum yerde tepinirken, korkudan altıma sıçmamam için sebep arıyordum kendime. "Safir, beni daha önce nasıl uyandırmazsın!"
Önce elini cebine attı ve telefonunu çıkartarak saate baktı. "Beş'i on beş geçiyor," dedi ve telefonu geri cebine attı. "Bir saattir seni uyandırmaya çalışıyorum, Ahu. 'Sifir litfin bis dikiki dihi' diye diye bu saate geldik. Hem benim ne suçum var? Ben oldukça rahat ve keyifliydim."
Ona gözlerimi devirdim ve bizim eve doğru baktım. "Babam on beş dakika sonra kalkıyor, hemen gitmem lazım." Ara sokağın başına doğru ilerlediğim sırada Safir'in arkamdan güldüğünü işittim. "Ne?" diye sordum ona doğru dönmeden. "Komik olan ne?"
"Takım yakışmış," Yanıma gelerek elini belime attığında omzuna geçirdim bir tane.
"Bana her şey yakışır, Safir'cim." Etrafa son kez bakarak ona doğru döndüm ve gülümsedim. "Şimdi gitmem lazım, dua edelim ki odama kimse uğramamış olsun!" Derin bir nefes vererek, terleyen ellerimi üzerime sildim. "Hem Anıl bizdeydi, umarım odama uğramamıştır."
"Anıl, sizde mi kalıyor?" Kaşlarını çatarak bana baktığında, omuz silkerek karşılık verdim.
"Evet, babam tek bırakmak istemedi herhalde. Hem zaten ben de tek başına eve gitmesine izin vermezdim."
"Odana mı giriyor?" dediklerimi es geçti.
"Odama girmiyor, Safir. Dün kötü bir gün geçirdik ve konuşmak istiyor olup, odama uğramış olabilir?" Dudaklarımı ısırıp derin bir nefes verdim. "Her neyse, daha sonra konuşuruz benim gitmem gerekiyor." Parmak uçlarımda yükselerek yanağına bir öpücük koydum ve el salladım ona. "Dikkat et kendine, gidince yazarsın."
Başını sallayarak onayladı beni ama kaşları çatıktı. Daha fazla ona bakmayarak koşarak karşıya geçtim ve evin duvarının dibine iyice girerek kenardan kenardan yürümeye başladım. Demirliklerin önüne geldiğimde iki korumanın arka bahçeyi kontrol ettiklerini gördüm ve hemen eğilerek geriye çekildim. Demir kapının açık olduğunu farkeden korumalardan biri kapıya doğru yaklaştığında içimden küfürler etmeye başladım. Geriye doğru gidersem ses yüzünden burada olduğumu anlardı ama gitmezsem ve beni burda görürse babama bu saatte dışarıda olduğumu söylerdi ve hiç iyi şeyler olmazdı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNTİHAR MELODİSİ
Misterio / SuspensoAşk kayıp düşüyor, aşk seni öldürüyor, sevgilim.