İyi okumalar!
Ferec : Sıkıntıdan ve kederden kurtulma.
24.Bölüm: ❝Ferec❞
Geceliğimi sıyırıp banyoya girdim. Suyun tüm sıkıntılarımı alıp götüreceğini düşünerek pozitif düşüncelerle duşumu alıp çıktım ve üzerime gündelik kıyafetlerimden giyindim. Sandviç hazırlayıp çayımı da alarak sandalyeye oturdum ve telefonumdan bir video açtım. Hem izliyor hem de kahvaltımı ediyordum.
Feride arayıp Gökbaran'ın iyi olduğunu söylediğinden beri kendimi mutlu hissediyordum. Üzerimden bir yük kalkmış gibiydi. Ona iyi görünmek için iyi besleniyor, mutlu olmaya çalışıyordum.
Feride'ye Gökbaran'ın nasıl olduğuna dair soru sorduğum bir mesaj atıp bulaşıkları yıkadım. Cevap geldiğinde umutla açıp okudum. Yarın hastaneden çıkacak, yazısını gördüğümde "Çok şükür," diyerek elimi kalbime bastırdım. "Bugün bana gelsene?" diye yazdığında kabul edip odama geçtim. Üzerimi değiştirip makyajımı yaptım. Yürüyerek gitmek istediğimden evden hazır olduğumda evden hemen çıktım ve yol üzerinden tatlı aldım.
Bu yollardan en son Gökbaran'la geçtiğimi hatırlayarak hüzünlendiğimde adım atmayı bırakıp soluklandım. "Sakin ol," diye mırıldanıp sakinleştiğimde yürümeye devam ettim. Evlerinin bulunduğu kata çıktığımda kapıyı hafifçe tıklattım. Feride kucağında Arda'yla kapıyı açtığında içeri girip önce ona sarıldım ardından tatlı paketini ona verip Arda'yı kucağıma aldım. Arda minik ağzıyla tuhaf sesler çıkardığında gülüp salona geçtim ve koltuğa oturup onu da kucağıma yatırdım. "Ada nerede, uyuyor mu yoksa?"
"Kreşe gitti," deyip yanıma oturdu. "Sana bir sürprizim var!" dediğinde merakla ona baktım. Telefonundan bir şeyler yapıp ortamızda tuttu. Yaşlı bir kadın sesi duyulduğunda "Anne, telefonu ağabeyime verir misin?" dedi. Ağabeyi olup olmadığını sorgularken günlerdir hasret kaldığım kişinin sesi duyuldu. Gökbaran'ın sesi duyuldu. Büyüyen gözlerimle ona bakmaya başladığımda "Yanımda çok sevdiğin birisi var," dedi.
Gökbaran "Hande mi?" diye sorduğunda sesinden bile belli olan yorgunluğuna üzülerek derin bir nefes aldım. "Gökbaran?" dediğimde birkaç hışırtı oldu ve ardından cevap verdi. "Hande'm!"
Feride Arda'yı alıp salondan çıktığında yalnız kaldık. "Çok özledim seni," dediğinde "Bende," diyerek ağladığımı gizleme gereği görmeden konuşmaya devam ettim. "Nasılsın?"
"Artık çok iyiyim." Kalbim taklalar atarak yuvarlanmaya başladı. "Sesini duydum ve tüm ağrılarımdan, sıkıntılarımdan kurtuldum. Sen nasılsın?"
Onun gibi cevap verdim. "Artık çok iyiyim." Güldüğünde tüm isteklerimin yerine geldiğini hissettim. Yıllarca tek bir şey için duada bulunup duam kabul olmuş gibi hissettim. "Çok özledim seni," dedim. "Yanında olmak istiyorum."
"Yanımda olmanı isterdim," deyip sustu. "İsterdim ama şu an mümkün değil. Tamamen iyileşene kadar biraz daha ayrı kalmalıyız. Ben tüm gücümü toparladığımda ilk senin yanına geleceğim."
"Yanında olamayacak olmam beni üzüyor ama annenin sana çok iyi bakacağını da biliyorum."
"Senin yanında daha erken iyileşebilirdim," dediğinde tüm acılarını sırtlanmak istedim. Kırgın çıkan sesi yüreğimi acıtırken onun yanında olabilmek için her şeyimi verirdim.
Kapının açılıp kapanma sesi duyuldu. "Doktorum geldi, kapatmam lazım."
"Tamam," dediğimde "Yine konuşacağız," dedi. Gülümseyerek aramayı sonlandırdım. Yerdeki halıyı incelemeye başladığımda bir süre sonra salonun kapısı açıldı ve Feride içeri girdi. "Nasıl hissediyorsun?" diye sordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ahsef
RomanceAsker&öğretmen Ağrı'da görev yapan Dilhan Hande, sınıf öğretmenidir. Öğrencisinin elinde gördüğü dergiyi inceleyip şüphelendiğinde polis olan babasına haber verir. Askerler dergiyi bulmak için okula geldiğinde, işler çok farklı yollara sapar. ❝Bu be...