4.

35 1 0
                                    

İnstagram hesabımıza göz atmayı unutmayın! Kitap hakkında videolar paylaşıyorum...

ig: intiharmelodiisi



Keyifli okumalar
<3



Babamın son sözünden sonra kimse tek kelime etmedi. Herkes Gökçe Hanım'ın yanında duran Kutay'a bakıyor ve anlam vermeye çalışıyordu. Kutay ise biz hariç her yere bakıyordu. Başı aşağıya düşmüştü ve elleri sarılıydı. Dudağı patlamıştı, hiç iyi gözükmüyordu.

"Şimdi, polisler olaya karışmadan hepinizle konuşacağız. O gün şüpheli bir durum gören herkes bize söyleyecek," Babam geri yerine oturdu. Gökçe Hanım'ın önüne korumalardan biri sandalye bıraktığında tek ayakta kalan kişi Kutay olmuştu.

"Bu bir suç," dedi aynı kulüpte olduğum kızlardan biri. "İfade vermeden bilgi vermek ne kadar doğru?"

"Suç değil," Babam kaşlarını kaldırarak kıza cevap verdi. "Şuan ne ben bir polisim, ne de siz suçlu. Sadece konuşacağız, katil aramızda olabilir." dedi.

"Bildiğimiz her şeyi anlatırsak katil bir plan yaparak olaylardan sıyrılmaya çalışır," Bu sefer tanımadığım bir çocuk konuşmuştu.

Babam çocuğa cevap vermeden Gökçe Hanım'ın önüne bıraktığı kağıtları incelemeye başladı. Ben ise hâlâ Kutay'a bakıyordum. Bizimle göz göze gelmemek için direniyor gibiydi.

Babamın başka bir şey demesine gerek kalmadan arka taraftaki korumalardan biri elini kulağına götürdü, kulaklıktan duyduğu şey onu tatmin etmemiş olacakki babamın kulağına fısıldarken çekindi.

Ne olduğunu anlamadan babam ayaklandı birden, herkes ona sorarcasına baktığında o eliyle ceketini düzelti ve işaret parmağını hepimizin üzerinde gezindirdi. "Polisler vakıfa giriş yapmışlar. İfadelerinizi almak için hepinizi karakola götürecekler," dedi.  Tam da lafının üzerine geldiler gibiydi. "Söyleyeceğeniz her şey vakıf'ın, cinayetin ve ailenizin konumu için çok önemli." Gökçe Hanımla kısa bir süre bakışarak bizden tarafa döndü tekrar. "Şimdi hepiniz dağılın, ben polislerle konuşup neler olup bittiğini soracağım. Bu toplantıyı sonra halledeceğiz. Herkes kulüplerinin başına gitsin," Kimse hareket etmeyince, "Hadi!" diyerek seslendi babam bize.

Büyük bir karmaşayla herkes odadan koşarcasına çıkmaya başladı, Yağmur benim kolumu tutup çekiştirecekken babamın yanımda kal demesi yüzünden bensiz gittiler. Gitmeden Safir son kez bana bakarak çıktı odadan. Ardından sert bir şekilde kapıyı kapattığında sıkıca gözlerimi yummuştum. Odada yanlızca ben, babam, Kutay, Gökçe Hanım ve korumalar kalmıştık.

"Ahu," diyen babama baktım. "Kutay'ı yanından ayırma, kimseyle konuşmasına izin verme. Önemli şeyler biliyor olabilir. Şimdilik doktor kontrolünde, polisler onunda ifadesini alacaktır ama Kutay şuan konuşacak durumda değil." Neden Kutay burda değilmiş gibi konuşuyordu? Masanın üzerindeki dosyayı eline aldı ve bana doğru salladı. "Ben sana başka bir şey söyleyene kadar Kutay'ı yanından ayırma, zaten aynı kulüptesiniz." Ardından Vefa'ya döndü. "Gözünü bu ikiliden ayırma, Vefa. Başlarına bir şey gelirse senden bilirim"

"Merak etmeyin, efendim."

"Çıkalım, Gökçe."

Babam ve Gökçe hanım odadan ayrıldıklarında bu sefer başbaşa kalmıştık. Oturduğum yerden kalkarak Kutay'ın yanına ilerledim ve sargısız olan elimi omzuna koyarak sıktım. "Beraber atlatacağız, Kutay." dedim. Böyle lafların bu zamanlarda ne kadar boş olduğunu biliyordum ama elimden başka bir şey gelmiyordu. "Hadi gel, dışarı çıkalım da biraz hava al."

İNTİHAR MELODİSİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin