03.

759 430 581
                                    

Selamm Canlar. Baya bi aradan sonra yeni bölüm geldi.

Bölümler nasıl gidiyor?

Hadi başlıyalım hikâyemize o zaman

Çocukluk sevgisi olarak benimsediğim sevgi gün geçtikçe daha da büyüdü kalbimde kendine bir odacık oluşturdu.Ben onda kendi mi buldum kimsede ben olmadım ben onda kendimi gördüm. Aynaya bakar gibi çökmüş, dağılmış, herşeyden, herkesten vazgeçmiş benliğini gördüm.

Belki bugüne kadar pek ilgi çekici olmadım veya beni seven olmadı ama şunu biliyorum ki onda kendimi gördüm.

Her ortamdan dışlandım çocukluğum kırık bir ayna gibi her defasında daha da kırıldı toplayan olmadı ,onarmak isteyen veya merhem olmak isteyen olmadı dışlandım, hiç sayıldım halbuki onlardan bi farkım var mıydı benim?

Halbu ki bende gülüp, ağlaya bilen bi çocuktum ne farkım vardı onlardan.

Ne zaman bir park görsem içim de hep bir burukluk oluşur. Ne zamanki kendimi büyüdüm diye avutmaya çalışsamda hep bir yanım buruk bir yanım hala büyümeyi red eden bir çocuk vardı içimde.

Hep aynı yaşta kalmayı kabul eden kırık bir çocuk. Büyümeyi hiç bir zaman kabul edememiş dört bir yanı yangınlar gibi büyümeye başlasada hep aynı yaşta hep aynı dönemde kalıp çıkmak istemeyen yorgun , güçsüz, kimsesiz bir çocuktum.

Ben ne kendimi çok şanslı hissediyorum nede kendimi güçlü hissediyorum. Kimi zaman güçsüzlüğümü kendimden bile gizlemek zorunda kaldım.

Her şey anını zamanını bekler bilirim zaman acıyı da ,huzuru da ,sevinci de hüznü de, içinde barındırır halbu ki herşeyin farkındasın içinde ki çocuk hep tek başına kalmış olsa da herşey aynı değişen sadece çevren olur.

Sonbahar da dökülen yapraklar ilkbaharında tüm güzelliği ile tekrardan açılmaya yüz tutmuş. O çok istediğin elbiseyi hatta oyuncağı bile zamanı geldiğinde alırsın.

Ya peki benim hiç gelmeyeceğini bildiğim çocukluğum, bir gün büyümeyi kabul eder mi ? İçinde buruk kalan nice fırtınaları af eder mi ?

Zilin çalması ile kendimi nasıl sınıfın dışına attığımı dahi bilmeden koridorun sonun da ki pencere kenarına kendi mi atmam bir oldu.

Barsın sürekli kendini benden üstün görmesi sinirlerimi bozmaya başladı. Tek bildiğim ne kadar zaman geçerse geçsin bu çocuğa olan soğukluğum hep aynı değişmiyor.

Telefonu elime alıp ne yaptığımın pek de farkında değilmiş gibi bir kaç yere girdikten sonra duhan'a mesaj atıp nerde olduğumu söyledim. Tam telefonu kapatacakken bir bildirim geldi. O an sadece içimden geçen tüm duygular alabora oldu.

Umarım beni unutmamışsındır...

Ne yapacağımı bilemedim o an sanki vücudum istem dışı hareket ediyordu. Telefonu kapatıp cebime koydum. Sakin olmalıydım kendime gelmekten başka çarem yoktu. Yoksa o karanlık beni tekrardan içine alacaktı. Sık sık nefes alıp vermeye başladım. Sakin olup kendime gelmem gerekiyordu buna mecburdum. Yoksa bir anlık duygu karmaşasından kurtulamaz anlık tüm duyguların içine gire bilirdim.

"Ay bende diyorum bizim kız nerde? Kızım cevap versene Adin iyi misin"

"Be- ben iyiyim sadece nefes alamıyorum burda"

"Tamam gel otur şuraya sakin ol. Nefes al. Bana bak benim gibi yap hadi güzelim."

Sadece duhana bakıp onun yaptığı hareketleri tekrarlıyordum o an sanki nefes almak bile bana çok güç geldi. Bir mesajın etkisi bende bu kadar derindi halbuki her şey olduğu gibi herkes olduğu gibi hayatına devam ederken ben ise halâ geçmişin bedelini ödüyordum.

GECEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin