0.5

5 2 0
                                    

İrem ile alakalı bilgiler çok umurumda değildi, yani biraz umurumdaydı tabii baya uzun bir süre konuştuktan sonra eve gitmek için yola çıktım. Zaten denizlerin eviyle bizim ev birbirine yakın olduğunu söylemiştim, ama ben yolu biraz daha uzatmak istedim çünkü eve gidip hep aynı şeyleri tekrarlayacağımı düşündüm. Yolda yürürken bir kızla çarpıştık elimdeki eşyalar yere düşmüştü, yere düşen kağıtlardan birinde 'Yetimhane Raporu' yazıyordu. Kızla göz göze geldiğimizde ne kadar tatlı bir görünüşü olduğunu içimden geçirdim, kâğıtları ve yere düşen her şeyi toparladıktan sonra gülümseyerek ve özür dileyerek kız uzattım, 'hiç sorun değil ama çok klasik bir andı' dedi küçük bir kahkaha atarak bende aynı şekilde tepki verdim iyi günler dileyerek yoluma devam ettim.

Kızı biraz düşününce siması baya tanıdık gelmişti bu düşünceyi takmayarak yürümeye devam ettim ve eve gelmiştim anahtarımla kapıyı açtım, ayakkabılarımı çıkardım yerine koydum ve kendimi içerideki koltuğa attım evde tatlı küçük bir telaş vardı anneme ne oldu diye sorarken annem hızlıca cevapladı 'Kızım yarın dedenler bize geliyor' bu size basit gelebilir ama benim dedem çok otoriter bir adamdır (annemin babası) gerçekten yanında çok tırsıyorum ama bana çok iyi davranıyor sadece kulağımdaki pircingleri sevmiyordu ne alakaysa artık. Anneannemde tam tersine çok tatlı bir kadındı çok sakindi, usulca her şeyi bir kenara bırakıp odama gittim çantamdan kitaplarımı ve defterlerimi çıkartarak masama koydum ve ödevimi yapmaya başladım.

Ödevim bitince saat 20:07 olmuştu akşam yemeğimi de ödev yaparken yemiştim. Babam odama geldi ve 'hadi kalk hazırlan kızım hastaneye gidiyoruz' ben soru sormadan devamını getirdi 'şu kafandaki dikişlerden kurtul' başımı salladım ve hemen hazırlandım hastaneye sadece ben ve babam gideceğiz sanıyordum ama arabaya binince anladım ki yanılmışım. Arabada Çınar ve babası Sabri amca vardı. Sabri amca ön koltuktaydı ben de arka koltuğa  bindim hastaneye doğru yol alırken Çınar kafama baktı ve 'Ada hala acıyor mu' dedi 'Dokunulmadığı sürece hayır acımıyor dedim' tam parmağını dokunmak için uzatınca parmağını ısırdım. 'Aaağğ napıyon yaa' Babamı unutmuştum ama babam özünde hep yakın arkadaşlarım olsun  isterdi ve Çınara da aşırı güveniyordu. Gülerek 'Ağla Çınar Yakın' dedim piç bir şekilde yüzüme yüzüme gülümsedi, sonra Telefonuna mesaj gelince önüne döndü telefon telefon telefonumu almayı unutmuştum offf offf hiç sevmediğim şeyler gerçekten. İstanbul büyük bir memleket ve doğal olarak bir yerden bir yere gitmek uzun sürüyor, telefonumu da almayınca sıkıcı hale gelmeye başlamıştı.

Babamlar çok ciddi ciddi iş meselesi konuşuyorlardı, ben de sıkılınca Çınara sarmaya başladım. O da benden sıkılınca telefonu bıraktı ve 'Efendim Ada hanım' dedi  'Telefonumu unutmuşum sen de telefonu indirmiyorsun elinden sıkıldım ayol'  gülümseyerek telefonu bıraktı 'Ee bıraktım şimdi noldu?' gıcık bir şekilde 'Keyfim yerine gelmeye başladı' sohbet etmeye başladık baya kotu Bir sohbet olacak ki hastaneye gelmiştik, arabadan indim ve hastaneye doğru gittik. Artık hastaneye gelmiştik

Dikişlerim alınırken baya acı çekmiştim, hastaneden çıkıp tekrar arabaya bindik. Eve vardığımızda odama çıkmak yerine oturma odasına geçtim annemlerle dizi izlemeye başladık harbi kötü bir diziydi ama sarıyordu. Gözüm saate kayınca geç olduğunu ve yarın erken uyanacağımı hatırlayınca odama gittim yüzünü yıkayıp uyudum. Son 2 gün neredeyse hep aynıydı gün: Cumartesi. Gece uyumayıp sabahladığım için öğleden sonra 2 de uyanmıştım, aşağıya inip kendime kahvaltı hazırladım evde kimse yoktu annemi aradım. Aşırı şaşırıp telefonu kapattım, annem o kadar uzun süreden sonra şirkette işe başlamış evet şaşırmıştım çünkü kumsal doğduğundan beri çalışmıyordu onu daha iyi yetiştirebilmek için.

Büyük şaşkınlıkla kahvaltımı yaparken kapı çaldı, kapıyı açmak için ayağa kalktım ve açtım gelen kişi Çınardı harbi ne işi vardı bu çocuğun sevgilisi görse kim bilir neler söyler şaşkınlıkla yüzüne bakarken sessizliği bozan o oldu 'İçeri almayacak mısın?' kapının önünden çekilip elimle içeri gir şeklinde işaret ettim. Elinde bir poşet vardı ve sanırım börek almıştı merakla sordum 'elindeki ne?' 'börek aldım yeriz diye' 'iyi geç masaya otur' dedim ve benle birlikte masaya oturdu mükemmel kahvaltımı görünce şaşırıp 'umarım kahvaltı yapmıyorsundur' 'yoo gayet kahvaltı yapıyorum ne var?' 'Bir şey yok da sabah sabah bunu nasıl yiyorsun?' dedi yulaf ezmesini göstererek 'bence gayet doyurucu ve güzel kıskanma' 'Ay ne kıskanıcam be' gülüştük ve poşeti açtı, ben de tabak falan getirdim. O böreklerini yerken ben de yulaf ezmesini bitirdim, bir kaç tane börek yedim, o tabii ki hala yemeye devam ediyordu onu bekledim yemeğini bitirmesi için bir saniye ben bir şey unutmuştum bugün o gündü dedemler onlar bize gelecekti ve annem hala yemek hazırlamamıştı işte şuan içimi hafiften korku sarmaya başladı. Çınar'a dönüp baktım daha sonra ufaktan masayı toparlamaya başladım ve hemen annemi aradım. çalıyor ama açmıyor acaba annemde mi unuttu 'Bana başka çare bırakmadınız' mutfağa Çınar geldi 'Kim ne çare bırakmadı' sanırım bunu sesli söyledim sorun etmeden ona döndüm ve 'Bugün dedemler bize gelecek annem evde yok ve telefonuna da bakmıyor sanırım benim yemek yapmam lazım' yanıma yaklaştı ve sakince konuştu 'Adacım bence sakin olmalısın hem sen babanı aradın mı?' doğru gerçekten böyle anlarda Çınar gibi sakin olmalıyım ama elimde değil.  'Haklısın babamı aramalıyım' telefonu yeniden elime alıp babamı aradım. Babamla konuştuk ve annem düşündüğüm gibi unutmuş  eğer yemek yaparsam gerçekten iyi olacağını söyledi, ama ne yapacaktım? aslında bu soruyu Çınar'a sorsam daha iyi olur. 'Bir sorunumuz var' 'Ne oldu?' 'Şimdi şöyle ki annemler yetişemeyecek yani yemeği benim yapmam lazım ne yapmalıyım' durdu ve 'Hm bilemedim şimdi böyle sorunca aklıma bir şey gelmedi' biraz düşündükten sonra aklıma bir şeyler gelmeye başladı. Babaannem  barbunya çok severdi annemden tarifini alıp yapmaya başladım
. Ben yemeği hallederken Çınar tatlı yapmaya başlamıştı. Aslında gerçekten tatlı bir insandı ama bunları söylemek için erken olabilir ondan dolayı içimde konuşan sesi birden kesti. Her şey şuan için iyi gidiyordu yemek bittikten sonra Çınar tatlıyı buzdolabına koymaya çalışırken bütün tatlı elinden düştü ve her tarafa dağıldı bir an göz göze geldik daha sonra toplamaya başladık ama bir yandan da nasıl telafi edebileceğimizi düşünüyorduk. 

MayısHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin