-34-

3.8K 390 633
                                    

"Oğlum ne boş boş gezdiriyorsun bizi sokakta amına koyayım"

"Aklıma bir şey gelmiyor"

"Lan ne diye çağırdın o zaman!" Seungmin sinirle bağırmıştı Hyunjine doğru. Hyunjin göz devirip yürümeye devam ederken daha da sinirleri bozulmuştu.

"Sıkıldım çünkü" Hyunjin oflayarak konuştuğunda bu defa da Seungmin göz devirmişti.

"Hyunjin" Seungmin gergince konuşmaya başlamıştı. Aslında söyleyip söylememek arasında çok kararsız kalıyordu. Ama merakına yenik düşmüştü. "Hiç Jisung ve Minhoyla konuştun mu?" Seungmin olduğu yerde durup sormuştu. Parkın önüne gelmişlerdi. Hyunjin derin bir nefes aldı ve ofladı. Bir şey demeden yavaşça parkın içine doğru ilerledi. Seungmin sıkıntıyla arkasından ilerledi. Her ne kadar ikisine de kızgın olsa da merak ediyordu. Sonuçta çocukluk arkadaşlarıydı ve unutmak o kadar kolay olmuyordu. Özellik Jisungun yaşadıkları ve yaşayacakları korkutuyordu Seungmini. Ne olursa olsun Minho tarafından Jisungun zarar görmesini istemiyordu. Jisungun, Minhoya olan düşkünlüğünü en iyi Seungmin biliyordu.

Hyunjin bir banka oturup arkasına yaslandığında Seungmin de yanına oturmuştu. Hava yavaş yavaş karardığı için pakta kimse kalmamıştı.

"Ben de merak ediyorum" Hyunjin sıkıntıyla söylemişti. O da Jisungun zarar görmesinden korkuyordu aslında. Seungmin hızla kafasını Hyunjine çevirdi ve onu izlemeye başladı. "Arasak?" Seungmin gergince sorduğunda Hyunjin hızla kafa salladı. "Hayır" Kısaca yanıtladı Seungmini.

"Neden ya? Evet, kötü ayrıldık. Belki ararsak açmayacak falan ama ben cidden endişeleniyorum. Minho'nun bir anda Jisungu sevdiğini söylemesi ve onu burdan götürmesi, bizden koparması çok saçma geliyor"

"Belki de haklısın. Ama bunu Jisung kendi istemedi mi zaten? Bizi bırakıp giden o Seungmin" Hyunjin gözlerini bulutlara doğru çevirirken cevapladı. Sürekli derin nefes alıyor ve ofluyordu.

"Belki Jisungu tehdit etti!"

"Sen inandın mı buna Seungmin" Hyunjin gözlerini kısıp Seungmine dönmüştü bu defa. Alay eder gibi bakıyordu.

"Ama çok saçma ya" Seungmin kollarını iki yana atıp derin bir of çekmişti.

"Minho..." Hyunjin düşünceli bir şekilde sözü başlarken Seungmin dikkatini ona vermişti. "gerçekten Jisungu seviyor olabilir mi?"

"İnanmak istiyorum buna" Seungmin kafa sallayarak söylediğinde Hyunjin tamamen Seungmine döndü. Seungmin, Hyunjinin önemli bir şey söyleyeceğini düşünerek doğruldu ve dikkatle Hyunjine bakmaya başladı.

"Çok sıkıldım"

"Of Hyunjin! Bilerek yapıyorsun değil mi?!"

"Evet" Hyunjin sessizce gülerek söylemişti. Seungmin sinirle ayağını yere vurmuş ve ayağa kalkmıştı.

"Kızma hemen" Hyunjin sanki bir bebekle konuşuyormuş gibi dudaklarını büzmüş ve parmağını sallamıştı. Seungmin dil çıkartmış ve yürümeye başlamıştı. Hyunjin de hızla yerinden kalkıp arkasına geçmişti.

"Senin şu minik aşkını konuşalım ya! Merak ediyorum nasıl biri?"

"Sana ne ya!" Seungmin arkasından yürüdüğünü bildiği Hyunjine bakmadan sinirle cevaplamıştı.

"6. Sınıf. Bir sene!" Hyunjin kahkahalarının arasında söylediğinde Seungmin hızla arkasına dönüp Hyunjine bakmıştı. Hyunjin bu bakışlardan korkmuş ve gülmesini durdurup yutkunmuştu. Seungmin kaşlarını çatıp bakmaya devam ederken bu durum Hyunjinin gözüne komik gelmeye başlamıştı. Gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı.

cat ears | hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin