~MEYDAN OKUYUŞ~ (3)

65 6 12
                                    

Ne fark ettim biliyor musunuz? Bu kızın iç sesini özlemişim. Bol iç sesli bir bölüm geldi. İyi okumalar. :D

~MEYDAN OKUYUŞ~ (3)

# Defne

Gözlerimi aralamaya çalışırken kulağımda uğuldayan sesin müzik sesi olduğunu anlamam uzun sürmüştü. Bulanık çevremi netleştirmek için gözlerimi kırpıştırmak zorunda kaldım.

Normalde şu an arabadan kendimi atıp koşarak uzaklaşmam gerekirdi ancak çalan müziğe dikkat kesildim. Herhalde ben yanlış duyuyordum. Şak şuka mı çalıyor? Hayattan bu kadar zevk alan biri beni kaçırmış olamazdı herhalde.

Araba bir benzinlikte durdurulmuştu. Kapıyı denediğimde kolayca açıldı. Birileri bana kamera şakası falan yapıyorsa bu hiç komik değildi. Zira gevşeyen sinirlerim ve bozulan ayarlarımla az sonra "Şak şuka, şak şuka" diyerek oynamaya başlayabilirdim.

Sakince arabadan aşağı inip sağa sola baktım ve hızlı adımlarla yürümeye başladım. Beni kaçıran kimse şu an ortalıkta görünmüyordu, koşmayı düşündüğüm tam o anda birden önümde beliren uzun, iri gençle boğazım düğümlendi. Tek tokadıyla kafamı koparacak gibi duruyordu. Ancak yüzüne baktığımda benden küçük olabileceğini düşündüm. Ah be evladım bu yaşta basmışsın protein tozuna, olacak iş mi bu? Diye düşündüm.

"Kaçayım deme bayan, gözünü seveyim, hiç koşacak halde değilim." Dediğinde bende kayışlar koptu. Bayan kelimesinde olmamasına rağmen 'ğ' harfine bastırarak telaffuz etmişti. Zaten konuşma şekli de komikti. Gülmeye başladığımda bana şok olmuş bir ifadeyle bakıyordu. "İyi misin bayan?"

Bana öyle bir bayan diyordu ki kelime cisimleşiyordu adeta. Anadolu'nun bağrından kopmuş bir izbanduttu bu bildiğin. Bundan zarar gelmezdi bana. Zaten Tarık Mengüç'ten Şak Şuka dinleyenden ne zararı gelirdi be? Hatta, belki beni bırakmaya bile ikna edebilirdim. Gülmelerimi ve nefes alışverişlerimi düzene sokmaya çalışırken "Kardeşim beni aldığın yere bırakmak ister misin?" Dedim. "Olmaz bayan, abi bekler." Dedi. Abi? "Seni ona götüreyim sonra istediğini yap, ama şimdi gel gidelim." dedi.

Başımı onaylayarak arabaya doğru işaret ederken "Tamam, gel arabaya doğru yürürken sana hayat hikayemi anlatayım." Dedim. Başını sallayıp arabaya doğru yürümeye başladığında saniyesinde arkamı dönüp koşmaya başladım. Salak mı sandın kardeşim beni?

Attığım depar yüzünden, çalıştırmadığım akciğerlerim saniyesinde pes ederken beden eğitimi hocamızdan bir kere daha özür diledim. Karın ağrımı bahane edip kaçtığım o saha çevresindeki turlar bir tarafımdan çıkmıştı işte. Bir süre koşsam da artık nefes alışımın hırıltılı bir hale döndüğünü hissediyordum. Gözlerimin önünde siyah karartılar gördüğümde durup soluklanmam gerekti. Bir de bayıl istiyorsan Feriha. Diye düşündüm.

Çocuk kolumu yakaladı. Çekiştirmeye çalışsam da mengene gibiydi parmakları. "Bayan, ben sana güvenmiştim." Dediğinde "Bu hayatta babana bile güvenmeyeceksin." Dedim. Çenem niye düşmüştü bilmiyordum ama kafam ciddi anlamda kendinde değildi.

Bir anda aklıma gelen düşünceyle gence döndüm. "Sen bana kafa yapacak bir şey mi koklattın?" diye sordum. Cevap vermeyip omuzlarını kaldırıp indirdi. Bu cüsseye bu tavırlar yakışıyor mu hiç? Çocuk musun sen?

Gencin telefonu çaldı. Kurtlar vadisi operasyon müziğiydi zil sesi. Şaşırdım mı? Hayır. Haykırarak gülmek istedim ama kimin aradığı ilgimi daha çok çekmişti.

Telefonunu kulağına tutup tek parmağıyla orda dengelerken ben yine bir gülme krizine daha girmek üzereydim. Allah'ım çektiğim bu acıları anlayıp bana bu çocuğu mu yollamıştı azıcık yüzüm gülsün diye?

ATEŞ ÇİÇEĞİ 2 (Ara Verildi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin