[tw kitap açıklaması]
wooyoung eve girip kendini koltuğa fırlattı. işten kovulmuştu, hiçbir hatası yokken hatta. patronu onu çıkartıp yerine bir tanıdığının kızını getireceğini söylemişti. kapıya atılmıştı yani. çıkmadan önce de itiraz ettiği için adamla tartışmışlardı, fazla büyümesine müşteriler engel olmuştu.
ortadaki sehpanın altındaki gizli bir çekmeceyi açıp içinden sigara paketini çıkardı. çok nadir sigara içerdi, şimdi de o anlardan biriydi. çekmeceden temiz küllüğü ve çakmağı da çıkartınca sigarayı yakıp arkasına yaslandı.
yeni bir iş bulmalıydı. bursuyla bir süre idare edebilirdi ama fazla gecikmeden yeni bir geçim kaynağına ihtiyacı vardı. annesinden de az para isteyebilirdi elbette.
hiçbir şey düşünmek istemiyordu. bir iki gün kafasını dinlerdi hatta, bunu dinlenmek ve derslerine yoğunlaşmak için fırsat olarak değerlendirebilirdi. yine farkına varmadan ne yapacağını düşünüyordu.
ses olması için televizyonu açtı. haber kanalını açtı çünkü izlediği tek bir dizi vardı, o da bugün bu saatte olmazdı.
haberlerde bir süredir kayıp olan bir oğlanın cesedini buldukları anlatılıyordu, yada cesedinden geriye ne kalmışsa. otopsi raporlarına göre çocuk birkaç gün bir depoda bağlanarak her türlü şiddete maruz kalmış. tecavüz, ilaç, zehir, yanıklar, kesikler ve türlü türlü şiddete daha. birkaç hafta sonra çocuk en son dayanamayarak olduğu yerde kalbi durmuş. rapora göre çocuk öleli bir süre geçmesine rağmen katil çocuğun vücudunun bazı parçalarını keserek cesedine işkence etmeye devam etmiş. kokmaya başladığında da cesetin parçalarından kurtulmuş.
kanlar ürperten bu olayın benzerleri de birkaç yıldır devam ettiği için tüm bu cinayetleri aynı kişinin yaptığı uzun bir süredir ileri sürülüyordu. haberler bu kişiyle ilgili ne bilgi varsa hepsini paylaşıyordu, o da sadece bir erkek olduğu ve asyalı olduğuydu.
cinayetlerin hepsi farklı farklı bölgelerde olduğu için bir sonrakini tespit etmek mümkün olmuyordu. bu tür olaylar devam ettiği için bir kayıp vakası ortaya çıktığında polis ilk önce bölge civarındaki depolara bakmaya başlamıştı. ne yaparsa yapsınlar katil hiçbir iz bırakmadan ortadan kayboluyordu.
ayrıca kurbanların arasında hiçbir bağ olmaması da hedeflerini random seçtiğini gösteriyordu. seçtiği kişilerin çoğunluğu erkek ve yirmi yaşlarında insanlardı. bir teori kendisinin de güçlü ve bu yaş civarlarında olduğuydu ama bunu onaylayacak hiçbir şey yoktu elbette.
olayların arasında belli bir zaman aralığı da yoktu. bazen birkaç yıl bekliyor, bazen de cinayetler ardı ardına geliyordu. halk arasında ismi 'depo katili' olmuştu.
wooyoung kötü hissedip kanalı değiştirdi ama büyük olay neredeyse tüm kanallarda yayınlandığı için pes etmiş ve kumandayı bırakmıştı. birkaç gün her yerde bu konuşulacaktı elbette. tekrar unutulana kadar.
evin telefonu çaldı. wooyoung güç bela yerinden kalkıp telefonu açtı.
"jung'ların evi?" telefonu yanına alıp koltuğuna geri geçti. sigarasını da içmeye devam etti.
"bu jung'lar kaç kişi?"
wooyoung anlamadı. "pardon?"
telefondan gelen ses hışırtılıydı yine, kimin aradığını çıkartabilmişti sonunda.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
calls || woosan
Fiksi Penggemarsan, her gece wooyoung'u arayan bir seri katildir. [başlama tarihi 200531.]