sunoo kardeşinin doğumu için hastaneye gelmiş anne ve babasını göremeyince dudaklarını büzüp yere oturdu. ardından babası düz bir ifadeyle oğlunu alıp annesinin kaldığı odaya doğru getirdi. annesi yarı baygın olduğu için gözleri kapalı öylece yatıyordu. sunoo yavaşça yatağın yanındaki beşiğe doğru adımladı.
daha sonra küçücük ellerini yumruk yapmış ağzını açıp esneyen kardeşine bakınca kalbinin ısındığını hissetmişti. daha sonra küçük kardeşi ilk kez gözlerini açarak abisine bakıp ortaya tatlı bir ses bırakmıştı. sunoo aynı şekilde kardeşine bakıp gülümsedi.
henüz küçük olduğu için peltek çıkan sevimli sesiyle "seni herkesten koruyacağım, bütün sevgim senin olacak" dedi.
o gün söz vermişti kendine kardeşini her şeyden koruyacak ailesinin vermediği sevginin yerini kendisi dolduracaktı. ona kendi yanlışlarını söyleyecek kişi olacaktı.
-günümüz-
yuta yatağında oturup dizlerini kendine çekmiş bir şekilde düşünüyordu. abisinin yaptığı onca şeyi düşünüyordu.yuta anaokuluna başladığında her gün ailesinin gelmesi için ağlardı. çünkü okula gittiğinde ailesini bir daha göremeyeceğini düşünürdü bu düşünce ise yeterince küçük olan bünyesi için adeta bir ızdıraptı.
bu gerceği annesine ve babasına anlattığında onun 'erkek' olduğu için ağlamaması ve hiçbir şeyden korkmaması gerektiğini söyleyip küçük çocuğu azarlamışlardı. yuta bunun yüzünden odasına çekilip annesi ve babası duymasın diye sessizce ağlamaya çalışırken sunoo odaya girip kardeşine sımsıkı sarılmış ve "annemle babam evde değil istediğin kadar sesli ağlayabilirsin sen zayıf değilsin" demişti.
ortaokulda ise hafif ergenliğe giriş yaptığı için kendini keşfediyor, duyguları sürekli inişli çıkışlı olduğu için kimseyle arkadaşlık kuramıyordu. sunoo ise bunu fark ettiği zaman yuta ile birlikte güzel bir gün geçirip ona ortaokulla ilgili komik anılarını anlatıp onu teselli ediyordu.
hayatının her anında sunoo onun yanındaydı, anne ya da bana figürü olarak ne demek isterseniz. yuta abisini sadece 'ev' olarak tanımlardı. çünkü güvende hissettiği tek yer abisiydi. mezuniyetinde kravat bağlamayı, ilk kez sivilcesi çıktığında yediği şeylere dikkat etmesini, ilk kez düşüp yaralandığında neler yapması gerektiğini hepsini abisi öğretmişti.
ve yuta bütün bunlardan sonra abisine karşı büyük bir suçluluk hissetmişti. çünkü sunoo daha küçücük yaştayken yutaya hayatı öğretmeye çalışıp onu kötü olan her şeyden uzak tutmuştu.
yuta bu derin düşünceleriyle boğuşurken aşağıdan kapanan kapı sesiyle birlikte odasından çıkıp aşağı indi. ardından hazırlanmış kahvaltıyla birlikte abisinin çıktığını anladı. akşam abisinden özür dileyip kendini affettireceğini aklının bir köşesine yazıp kahvaltısını edip okula gitmek için hazırlandı.
...
sunoo hızlı adımlarla önündeki gence yetişmeye çalışıyordu. sunghoon ise kaçamak bakışlarla sunoo'nun gelip gelmediğini kontrol ediyordu. bisikletinin aynasından arkasındaki; terden saçları neredeyse anlıyla iç içe girmiş, kosmaktan yanakları kıpkırmızı olmuş genci görünce istemsizce dudakları yukarı doğru kıvrıldı.
ikisi okula vardıklarında müdürün sırada yaptığı açıklamayla bütün öğrenciler konferans salonuna toplanmıştı. bazı öğrenciler bu durumu garipsiyor neler olduğu hakkında fikirler üretiyordu. sunoo ise o sırada en önde oturan sunghoon'a bakıp ne kadar yakışıklı olduğunu düşünüyordu.
yaklaşık 15 dakika sonra bütün öğrenciler toplanmış ve yerlerine oturmuştu. tam o sırada hiçbir öğrencinin beklemediği bir şey olmuştu. müdürün kafasına silah dayıyan, tamamen siyahlar içinde olan bir adam ve yanında silahlı bir sürü kişi içeriye girmişti.
::
kurgynun basindan beri su sahneyi yazmaya ugrasiyordum artik kitabin aciklamasinda yazan cumle gerceklesicek baya buyuk spoi olduoylara gore bi sonrski bolum yarin gelebilir
ogunlerinizi atlamayin!!
opuyorum!!💓💓
ŞİMDİ OKUDUĞUN
do you see me? | sunsun
Fanfictionsunghoon 'senin için kurşun atar kurşun yerim' dediğinde cidden yapacağını düşünmemiştim. texting/düzyazı Tamamlandı