Şaşırmıştım. Kim Taehyung'un bunu arzuladığını bilmiyordum tabii ki.
Beni seks işçisi mi sanıyordu?
En azından aramızda az da olsa duygusal bir bağ oluşur sanıyordum. En azından bana öyle hissettiriyordu.
"Ne dediğini bilmiyorsun sen"
Sarhoş kafayla öylesine söylediğine inanmaya çalışmıştım. Oysa yanımdaki beden ne dediğini biliyor gibiydi.
"Neden istemiyorsun?" Dejavu mu yaşıyordum tam şu anda?
"Ah tanrım yine en başa dönüyoruz. Çünkü ben tanıdıklarımla sevişmiyorum"
"Tanımadıkların daha mı iyi hissettiriyor?"
"Anlamıyorsun ki. Olay bu değil. Sana anlatsaydım emin ol beni anlardın Taehyung. Sen beni dinlememeyi tercih ettin"
"Hiç bir türlü sana hak veremem zaten Jungkook"
"Öyle mi?"
"Tamam yeter bu kadar. Teklifini kabul etmiyorum. Bu saatten sonra da aramızda öğrenci öğretmen ilişkisinden daha fazlası olmayacak Taehyung. Hadi in evine geldik" tek bir kelime bile etmeden indi. Beni bu yoldan kurtarabilecek tek kurtuluş yolumu da kaybetmiş oldum.
Sinirlenmiştim.
Beni bir sürtük olarak mı görmüştü? Aslında bana tecavüz edildiğini hiç görmedi mi? Bana gelen tehtitlerden korktuğumu hiç fark etmedi mi?
Oysa beni sevdiğini sanmıştım.
Hayal kırıklıklarım ve kimsenin bilmediği gerçeklerimle başbaşaydım şimdi.
Arabamı evime sürerken telefonum çaldı. Bir numaraydı.
"Alo abi ben Ryujin" kardeşimin sesini duymamla ne yapacağımı bilemedim. Arabayı sağa çektim
"Ryujin"
"Abi babamlar hocanla konuşmuştu. Yanına geleceğimi biliyorsun değil mi? Nolur beni yanına al"
"Ryujin ne oldu? Bir sorun mu var?"
"Abi ben haftaya gelirim seul'e her şeyi anlatacağım. Şimdi kapatıyorum. Bana bu numaradan ulaşabilirsin." Hemen yüzüme kapatmıştı. Anlamıştım kesin bir sorun vardı. Sonuçta biliyordum ailemi değil mi?
Evime geldiğimde hiç bir şey yapmadan yatağıma gittim.
Hayatım bok gibiydi.
..
Ertesi gün staj için hastaneye gelmiştim. Bugün ister istemez her zaman Taehyung ile diyalog içinde olurdum. Hemen eve gitmek istiyordum.
Taehyung bizimle birlikte hastaları kontrole gelirdi her zaman. Fajat bir gariplik vardı. Neden yarım saattir benim gittiğim yere geliyordu ki? Başka öğrencileri de kontrol etmesi gerekirdi.
"Bay Kim neden sabahtan beri dibimdesiniz? Yoksa yaptığım işten şüpheniz mi var?"
"Sadece konuşmak istiyorum"
"Ne hakkında? Hocalarımla özel hayatım hakkında konuşmak istemem de"
"Jungkook seni dinlemek istiyorum ben. Lütfen bana böyle davranma. Özür dilerim"
"Bipolar falan mısın? Hiç bir türlü bana hak veremeyeceğini söyleyen sen değil miydin?" Gerçekten bu nasıl bir dengesizlikti?
"Kafam karışık düzgün düşünemedim"
"Hala aynı şeyi mi düşünüyorsun? Sence ben sürtük müyüm?
"Jungkook öyle değil" tam gideceğim zaman kolumu sıkıca tuttu. Olduğum yerde kalakalmıştım. Gidesim gelmiyordu. Söyleyeceklerini merak ediyordum.
"Senden hoşlanmıştım. Fazla cesur görünüyordun. Her gece sarhoş olup başkalarıyla yatabilecek kadar cesurdun. Dikkatimi çektin. Ama benim duygularımı da kırdın. Merak ettim benliğini. Her fırsatta reddettin beni. Seni öpmemi istedin. Sonraki gün önemli bir şey olmadığını bunu önemsememem gerektiğini söyledin. Fark etmedin değil mi seni paylaşmak istemediğimi? Sana söylemiştim oysaki başkalarının bedenine dokunmasına katlanamıyordum. Artık senden sadece hoşlanmıyorum. Sana aşık oldum"
Zaman durdu. Her bir kelimeyi hissedeyim diye zaman durdu.
Şaşkındım.
"G-gerçekten mi?" Sevinsem de onunla olamazdım ki. Ben yüzünü bile bilmediğim bir adamla yatarken nasıl giderdim Taehyung'a?
"İğrenmiyor musun benden?"
"Sen bunun bir sebebinin olduğunu söylemiştin. Sadece bunun sebebini merak ediyorum. Başka bir şey önemli değil." Kollarını sarmıştı bana. Neden huzurlu hissetmiştim bir anda? Başka bir adamın faydalandığı bu bedene dokunurken nasıl iğrenmezdi?
"Taehyung, ben gerçekten bilmiyorum. Bunu sana nasıl anlatabilirim ki? Korkuyorum." Gözlerim doldu. Yaşadıklarımı hatırlamak sesimin titremesine sebep oldu.
"Jungkook, güzelim yanındayım ben senin. Sana bunu zorla mı yapıyorlar?" Sesi yumuşaktı. Bir çocukla konuşuyormuş gibiydi.
"T-taehyung ben gerçekten istemedim. Hyunjin beni bara götürdüğü gün başka adamlara b-bıraktı. Sonra benim isteyerek yaptığımı söyledi. Nasıl yapabildi bunu bana? Daha lisedeydim. Küçücük bir çocuktum. Ona aşıktım o zamanlar. Ayda bir kere bara götürdü beni. Ona aşıktım yine de. Aşkın gözü kördür derler değil mi? Böyle bir olayda bile ben onu sevmeye devam ettim. Kimseye de bir şey söyleyemezdim ki. Sonra tıp kazandım ve Hyunjin ile yollarım ayrıldı. Kurtuldum diye düşünmüştüm. Tabii ki kurtulamadım. İki haftada bir birlikte olduğum bir adam var. Her birlikteliğimizde gözlerimi kapatıyor ve tehtitler savuruyor. Çevremdekilere bana tecavüz ettiğini söylersem beni öldürürmüş."
Boğazım düğümlendi. Anlatacak çok şeyim vardı, konuşamıyordum. Konuşmak için doğru kelimeleri bulamıyordum artık.
Zorlanıyordum ben.
Hemen yanımda oturan Taehyung başını omzuma gömmüştü. "Sen neler yaşamışsın, küçüğüm." Gözlerindeki yaşlar benim üzerime geliyordu.
"Taehyung, bana inanıyor musun?"
"İnanıyorum" fark etmiştim. O da konuşamıyordu. Anlattıklarım onu da etkilemişti.
"Jungkook b-ben özür dilerim"
"Önemli değil. Artık o adamdan kurtulamam d-değil mi?" Yine sesim titredi.
"Öldüreceğim o adamı. Ona en vahşice ölümü yaşatacağım ki ölü bedeni bile benden korkacak."
...
Smut yazacaktım vazgeçtim. Daha biraz daha zaman var.
Biliyorum biliyorum çok fazla mantık hatası var. İlk yazdığım kitap olduğu içindaha çırağım öyle düşünün.
Lütfen lütfen yorum yapın düşüncelerinizi fazlasıyla merak ediyorum.
Şu yukarıdaki fotoğraf sayesinde delirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Everything
FanfictionJungkook erkeklerden hoşlanan bir tıp öğrencisiydi. Taehyung ise Jungkook'un hocası... Duygulara anlam vermek bu kadar zor muydu? Jungkook'un gerçekleri farklıydı.