𝑨𝒏𝒕𝒊𝒅𝒐𝒕𝒆//ℳ𝒾𝓉𝓈𝓊𝓎𝒶 𝒯𝒶𝓀𝒶𝓈𝒽𝒾

𝑯𝒊𝒔𝒔𝒆𝒍𝒆𝒓

Lena, eve geldiğinde çalışanlardan hiç birini göremeyince bir şeyler olduğunu anlamıştı. Hızla eve girdi. Kapı açıktı. "Tenshi" diye bağırarak koştu evin içinde. Tüm odalara baktı ama ne Tenshi vardı nede çalışanlardan biri. Kimse yoktu. Lena kolidorun ortasına dizlerinin üstüne çöküp elleri ile yüzünü kapatıp ağlamaya başladı. Kolidorun başından tanıdık bir ses geldi. Yano Lenayı çağırıyordu. Hızlıca Lenanın yanına koştu. Lena hıçkıra hıçkıra ağlarken konustu,

"Y-Yano kızım, Kızım yok. Kimse yok." Yano bir eli ile Lena'nın yüzündeki ellerini çekip diğer elini de Lena'nın yanağına yerleştirip göz yaşlarını sildi.

"ağlama. Tenshiyi bulacağım"

"Ya bulamazsan? Ya öldürürlerse?" Dedi Lena Yano'nun yüzüne bakarak.

"Merak etme hiç bir şey yapamazlar. Kızını geri getireceğim."

————

Bahsedeceğim yuki tenshi'nin babası.

Yano, Yuki'nin çocukluk arkadaşıydı. Küçüklüklerinden beri serserilere özenirlerdi. Ergenlik çağlarında ikisi de bir çok çeteye katılmışlardı. Ama 15 yaşında katıldıkları çete son çeteleri olmuştu. 15 yaşından 20 yaşına kadar black panther isimli bir çete'nin en güçlüleriydi. 20 yaşlarındayken çete dağıtılmıştı. İkiside bir iş kurmuş ce hayatları normale dönmüştü. Yuki, Lena ile evlenmiş ve 3 çocukları olmuştu. Lena Nue'ye hamileyken Yuki, kardeşi tarafından katledilmişti. Ama bunu bir iş kazası gibi gösterip herşey'i gizlemişlerdi. Lena ise çocuklarının başına da bir bela gelir korkusuyla Tenshi ve Nue'yi japonyadan yanına almıştı. Ama bu kararı ile kızını belanın ortasına getirdiğini bilmiyordu.

"Yano, bir gelişme var mı?" Diye sordu Lena Yano'nun tanıdığı polis ve eski çete arkadaşlarından yardım alarak heryer de Tenshi'yi arıyorlardı.

"Malesef" 2 gün geçmişti ama hala Tenshiden bir iz yoktu. Lena koltuğa oturmuş alnını avcunun içine dayamışken telefonu çalmıştı. Gizli bir numara arıyordu. Lena telefonu eline alıp telefonu açtı ve hopörlere aldı. Telefondan 50 yaşlarınds bi adamın sesi duyuldu.

"Selam Lena" Lena sesi duyar duymaz tanıdı. Arayan adam Yuki'nin abisiydi.

"Seni pislik. Nerde kızım?!" Diye sordu Lena bağırarak.

"Hop hop sakin. Kızın güvende. Merak etme ona gözümüz gibi bakıyoruz"

"Alçak herif ne istiyorsun kızımdan?"

"Kızından değil senden istiyorum." Lena daha çok sinirlenmişti. Ne istiyeceğini biliyordu.

"Şimdi Lenacım 2 seçeneğin var. Ya sevgili kardeşimin şirket hisselerini bana devredersin. Yada sevgili kızına ne yapıcağımı biliyorsun." Lenanın üstünde olan tüm şirketleri Yuki ona devretmişti ve şimdi de Tenshi'nin canı'nı ortaya koyarak hisseleri ondan almaya çalışıyordu.

"Sana 3 gün müddet. 3 gün sonra hisseleri devretmezsen kızına veda edersin." Diyip telefonu kapattı. Lena sinirle telefonu duvara fırlatıp koltuğa geri oturdu ve ağlamaya başladı. Yano ise ne yapıcağını düşünüyordu.

————

Tenshi, 3 gündür bir odaya tıkılmış kapıdan dışarı cıkamıyordu. ancak pek umrunda da değildi çünkü kaldığı odada dev ekran bi televizyon ve oyun oynayabileceğin son model bir bilgisayar vardı. Arada sırada odadaki hoparlörden ses geliyordu. Konuşan genelde amcası oluyordu.

"Ooo tenshi, yine oyun oynuyorsun bakıyorum da."

"Kapa çeneni moruk. Dikkatimi dağıtıyorsun." Diye tersledi Tenshi.

"Dün anneni aradım. Sence bu gün seni almaya gelirmi?"

"Ne bilim."

"Nasıl bu kadar rahatsın ölmekten korkmuyor musun?"

"Off AMCA AL ÖLDÜM İŞTE SENIN YÜZÜNE Bİ SİKTİR GİT YA" diye bağırdı Tenshi ve eline geçen ilk şeyi hoparlöre fırlattı ve amcasının iğrenç sesi yerine cızıltı sesinin gelmesini sağladı. Yarım saat sonra kapısının açılma sesini duydu ve kapının karşısında ki duvara geçip kapının açılmasını bekledi. Kapı açıldığında ise kapıya doğru koşup kapıyı açan kişinin kafasına zıplayarak tekme attı. Adam yere düşerken Tenshi zafer kazanmış bir şekilde güldü.

"Ha ha ha. Bacak kadar çocuğu yenemiyorsunuz bide kendinize çetemi diyorsunuz? Ezikler." Yere düşen uzun mavi saçlı adam burnunu tutarak oturur pozisyona geldi.

"Seni bücür. Her seferinde bana tekme atmayı kes."

"Yioo ağla Onee-san."(abla)

"ERKEĞIM LAN BEN."