Duştan çıktıktan sonra aynanın karşısına geçip saçlarımı kurutmak için hazırlanıyordum ki kapının tık tıklanması ile durdum ve gidip duşa girerken kilitlediğim kapıyı açtığımda karşımda gördüğüm kişi ile şok oldum.
Ege gelmişti, yani sabah ve okulda yaptıklarından sonra şaşırmamam gerektiğini unutmuşum.
Niye geldi acaba?
"Ada, seninle konuşabilir miyiz" diye sordu Ege.
"Hangi konuda" diye sordum. "Sana birkaç konu hakkında soru sormak istiyorum" dedi. O kadar sert ve yumuşama bakıyordu ki ona karşı kullanacağım tabiri zihnimde bulamıyorum.
"Tamam konuşalım" dedim ve odama gitmesini işaret ettim. Odaya girdi ve bende onun arkasından kapıyı tekrar kapattım odadaki armut koltuklardan birine oturdu ben de konuşma ya başladım.
"Hangi konuda ne soracaksın?" diye sordum.
"Yani aslında benim soracağım şeyler pek önemli şeyler değil sadece merak ettiğim için soracağım." dedi ve tekrardan konuşmaya başladı.
"On yedi yıl sonra seni büyüten ailenin gerçek ailen olmadığını öğrendin nasıl hissettin?" diye sordu merakla. Bunları bana neden soruyor ki amacı ne Diye düşündüm ve konuşmaya başladım
"Bunları bana neden soruyorsun?" diye sordum "söyledim ya sadece merak ettiğim için." dedi normal bir sesle. Aslında pek inanmadım ama anlatmaktan zarar gelmez sonuçta, yani inşallah.
"Aslında pek üzülmedim diyebilirim, çünkü o aileden kimse bana iyi davranmadı sadece Çağrı abim iyi davrandı, beni o adamın elinden hep o kurtardı. O adam beni hep döverdi ama Çagrı abim fırsat buldukça beni hep korudu" dedim. Eski günler geldi aklıma bak yine duygulandım
. Ege bana şaşkın şaşkın bakarken "Anladım" diye mırıldandı. Kendi kendime sırıttım bu insanlar beni o evde el bebek gül bebek büyüdüğümü sanıyorlar herhalde komik insanlar ya (!)
"Okulda voleybol oynadığınızı söylemiştin. Voleybol oynamasını biliyor musun." dedi düz bir sesle.
"Evet biliyorum okulun voleybol takımının kaptanıyım." dedim gururlu bir ses tonunda.
"Boş bir zamanında bana da öğretir misin." dedi utançla.
"Öğretir im tabiki " dedim gülümseyerek. Sanırım bana karşı ilk adımını atmıştı, ama her an geri gidebilecek şekilde duruyordu. Belki de benimde ona karşı bir adım atmam gerekiyor.
"Teşekkür ederim" dedi gülümseyerek.
"Ne için " diye sordum.
"Onun gibi olmadığın için, yani Özge gibi." dedi
"Bak Ege dünyada milyonlarca insan var ve o insanların hepsi farklı ve hepsi size o kız gibi davranmak zorunda değil bu yüzden kimseye karşı önyargılı davranma." dediğimde Ege gülümseyerek yerinden kalktı ve odadan çıktı. O çıkınca bende saçımı kurulamaya devam ettim.
İşim bittiğinde tam yatağa geçip yatacakken telefonumun çalmasıyla durdum ve masanın üzerindeki telefonumu elime aldığım da kimin aradığına baktım. Ateş ve Demir arıyordu. Telefonu açtım ve konuşmaya başladım.
"Alo! Nasılsınız." dedim neşeli bir sesle. "İyi sen " dedi Ateş.
"Sana birşey demediler değil mi" diye sordu Demir"Yok birşey demediler diyemezeler de zaten." dedim ses tonumu biraz değiştirerek. "İyi iyi " dedi Demir. Onlarla biraz daha konuştuktan sonra telefonu kapattım ve yatağıma geçtim. Telefonla ilgilenmeye başladım. Biraz sonra uykum geldiği için telefonu bırakıp uyudum.
...
Sabah alarmın sesi ile uyandım. Okul forma mı giyip kahvaltı ya inmek için merdivenlere doğru yöneldiğim de bir ses duydum
"Asansöre binmeyecek misin " bu ses Akına aitti ona "hayır binemem " diye cevap verdim. Basta beden olduğunu sorgulayacak gibi olsa da hiç bir şey söylemeden asansöre bindi ve gitti.
Yemek odasına girdiğimde Banu hanım " eveet ikinci uykucu da geldiğine göre artık başlayabiliriz." dedi neşeli bir ses tonunda. Ben bu kadını sevdim ha hep enerji dolu. Banu hanıma karşılık gülümsedim ve Cihangir beyin yanında olan yerime oturdum. Ege de yanıma oturmuştu.
Sessiz bir şekilde kahvaltıyı yaptıktan sonra okula gitmek için ayaklandığım da Cihangir bey
"Kızım şoförler götürsün seni " dedi. Aslında güzel bir fikir di ama bugün biraz yürümek istemiştim, hem zaten markete de uğramam gerekiyor. Onun için bu teklifi reddetmem lazım.
"Cihangir bey ben aslında bugün biraz yürümek istiyorum da hem markete de uğramam gerekiyor şoförler beni okula yarın bıraksa olur mu? " diye sordum. Cihangir bey biraz düşündükten sonra cevap verdi.
" tamam kızım kendin git ama istersen sana kartlarımdan birini verebilirim " dedi ve cüzdanından bir kart çıkardı ve bana uzatt
"Gerek yok Cihangir bey benim yanımda nakit para var" diyerek reddettim ama cihangir bey bana hala gülümseyerek kredi kartını uzatıyordu
"Al kızım yanında bulunsun ne olur ne olmaz " dedi bu sefer sesi biraz daha emir veriyormuş gibiydi. Daha fazla uzatmadan kartı alım cebime koydum ve okula gitmek için evden çıktım ve kısa bir mesafeden sonra markete geldim.
İçecek reonuna gidip Demire kola Ateşe de gazoz alıp çıktım okul saati başlamadan bir takı satan bir dükkâna gittim geçenlerde Ateşin yanlışlıkla zincir kolyesini kopart mıştım onun için ona yeni bir kolye almak gerekiyordu. Eskisine benzeyen bir kolye alıp okula gittim.
Bölüm sonu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ABİLERİM VAR!
Teen Fiction17 yıl sonra birileri karşınıza çıkıp biz senin gerçek aileniz dese ne yapardınız? İşte Ada da tam bunu yaşıyor. Ada' nın hikâyesini okumaya var mısınız?