14.BÖLÜM: ODADAKİ POSTER ( YENİ BÖLÜM)

463 76 16
                                    

Keyifli okumalar canlarım❤

Okuyup oy ve yorum yapamayanlara darılıyorum artık haberiniz olsun. 🥺

                  ~~~

Hani sıcacık evinizde demlediğiniz çayınızı elinize alır ve Cumartesi keyfi yapmak için en sevdiğiniz koltuğa, televizyonun karşısına geçersiniz. Aslında yapacak onca işiniz vardır ama siz sevdiğiniz magazin programını izlemeyi tercih edip yani işten kaytararak kumandayı elinize alarak en sevdiğiniz magazin programını açar ve ünlülerin o parıltılı hayatlarında kaybolarak kendinizi o dünyada hayal edersiniz ya.

İşte ben de tam da şu an o dünyanın içindeydim.

Tanıdığım, tanımadığım onlarca ünlü birkaç adım uzağımdaydı. Bazıları Nehir'in yanına geliyor hatta benimle bile tanışıyor, birlikte fotoğraf çekiliyorduk.

Heyecandan kalbim durmak üzere olsa da kendimi sakinleştirip bu sahte ve ışıltılı dünyaya ayak uydurmaya çalışırken Nehir'in bu kadar rahat ve sakin olması beni sinir ediyordu. Gerçi ne bekliyordum ki bu sahte dünya onun da dünyasıydı.

" Birşey içmek ister misin? "

Kendi kendime saçma sapan bir sürü şey düşünürken Nehir'in sorusuyla ona doğru döndüm.

" Su. "

Bana inanamaz gözlerle bakarken " Sadece su mu? " diye sordu. Başımı evet anlamında salladığımda " Bir dakikaya geliyorum." Diyerek yanımdan ayrıldı.

Çok ünlü bir Türk DJ tüm davetlileri coşturmak istermiş gibi hareketli parçalar çalmaya başlarken ellerimle ritim tutup etrafı izlemeye devam ettim.

Nehir bir dakikadan daha kısa bir süre içerisinde elinde iki bardak ile yanıma geldi ve birini bana uzattı.

Uzun ve ince cam yapısıyla zarif gözüken bardağın içinde mavi, mor ve kırmızı renkler müthiş bir görüntü sunuyordu.

Kaşlarımı çatıp merakla ne olduğunu sorduğumda alkolsüz bir kokteyl olduğunu söylediğinde teşekkür ederek bardağı elinden alıp küçük bir yudum içtim. Tadı gerçekten muhteşemdi.

  Nehir kendisine de aynı içecekten almıştı ve benim gibi beğendiğini yüz şeklinden anlamıştım.

Yanımıza gelen gazeteciler fotoğraflarımızı çekmek istediğinde kararı Nehir'e bırakmıştım.

Elini belime nazikçe koyup beni kendine çekti. Ben de bir elimi arkadan dolayıp omzunu nazikçe tuttum ve gülümsedim.

Kokusu o kadar çekiciydi ve biz o kadar yakındık ki. Sanki o bir yasak elmaydı ve ben cehenneme gitmem pahasına onu elime almış ısırmak üzereydim.

" Çok teşekkür ederiz. " diyerek gazeteciler yanımızdan ayrıldığında Nehir'in beni bırakacağını sandım ama olmadı.

Gülümseyerek beni kendine daha da çok çekti ve boşta kalan elimi ellerinin arasına alıp arkasından sürüklemeye başladı.

Müziğin sesi git gide artarken çılgınca dans eden kalabalığın ortasında biz de dans etmeye başladık. Adımlarımız, hareketlerimiz şaşırtıcı derecede uyumluydu. Birden elimden tutup beni kendi etrafımda döndürüp kollarına yatırdığında ise gerçekten kalbim duracak sandım. Dudaklarımız arasında milimlik mesafe kalsa da "Şimdi öpsem ne olur sanki? Allahım canımı mı aldın? Şu an cennetin kollarında mıyım? " diye susmayan iç sesimi duymamaya çalıştım.

Gözlerinde gözlerimi görüyordum. Bakışlarım tedirgin, heyecanlı ve garipti. Kokusu ciğerlerimin her köşesini istila ederken biraz daha böyle kalmaya devam edersek ciddi ciddi kalpten gideceğimi biliyordum.

AŞKIN SON PERDESİ ( TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin