Dersin bittiği gösteren zil çaldığında müdürün yanında ayrıldım ve spor salonundan sınıfa doğru çıkıyordum ki Pelin'den kantinde olduklarını söyleyen bir mesaj gelince adımlarımı geri kantine çevirdim.
Birkaç adım sonra kantine ulaştığımda bizim kızları arama gereksinimi bile duymamıştım. Çünkü sevgili canım arkadaşım Pelin yine Pelinliğini yapıyordu.
''Yaa olum kalksana lan! Burası bizim masamız diyorum sana!'' diye her zamanki cam kenarında oturduğumuz masaya bir başkası oturunca onların başında dikilmiş bağırıyordu.
''Kızım tabulu malın mı?'' diye tanımadığım bir erkek Pelin'e cevap verince Pelin,''Evet lan! Evet tabulu malım!'' dedi.
''Çıkar göster. Ahlaksız adam.''
''Alçak, puşt!''
Masadaki oturan çocuk ayağa kalkıp Pelin'in karşısına dikildi.
''Sen döneksin!'' diye Pelin'e bağırınca kantindeki herkes durup bir an onlara baktı. Pelin ise ellerini beline koyup ''Sen Abdülhamid'i savundun!'' diyerek çocuğa karşılık verdi.
Pardon ama ilkokul kaçıncı seviyeydi bu?
''Savunmadım!'' dedi tanımadığım çocuk.
Pelin devam etti.
''Sen Menderesleri savundun!''
''Savunmadım, Çıkar göster. Ahlaksız Adam!''
İkisi de bir an susup birbirine baktılar ve gülüşmeye başladılar.
Bugün de bir başkasının yerine utandık, şükür.
Sonra Pelin ciddi haline geri döndü. ''Tamam güldük, eğlendik falan filan. Hadi kalkın artık.''
Çocuk da ciddi haline döndü. ''Önce biz oturduk. O yüzden siz başka masaya canım.''
Pelin öne doğru bir adım atıp ''Bana bak çocuk, bana okulun ortasında çirkeflik yaptırtma valla hiç utanmam yaparım. '' dediğinde çocuk kaşlarını havaya kaldırıp ''Bu çirkef halin değil miydi?'' diye safça sordu.
Pelin ise sadece pis bir gülüş atıp ellerini beline koyup omuz silkmişti.
Çocuk omuzlarını düşürüp arkadaşlarına döndü ve bir baş hareketşiyle kalkmalarını söyledi. Arkadaşları da kalkıp gidince Pelin zafer dolu bir gülümseme ile kendisini sandalyeye bıraktı. Ece onun bu tavrına göz dervirirken ben yanlarına ulaştım ve sandalyeye oturdun.
''Bir kere de olay çıkartmasan olmaz değil mi Pelin?'' diye sordum ama bana omuz silkerek cevap vermiş oldu.
''Eee müdür seni niye çağırmış?''
Müdürün beni neden çağırdığını kısaca onlara anlattım. ''Ama bakın Yankı'nın bundan haberi yok. Yani sanırım yok. Söylemeyin sakın. Öğrenince yüzünün alacağı şekli merak ediyorum. O yüzden sakın söylemeyin.'' dediğimde ikisi de ''Tamam.'' deyince Pelin'e uyarı dolu bakışlar attım.
''Bak Pelin senin ağzında bakla ıslanmaz. Eğer ki Yankı'nın öğrendiğini duyarsam-''
''Off tamam be. Ne yapayım ben bunu? Bu haberin günceli bilr yok. Bunu söylesem en fazla 15 dakika gündemde kalır o kadar.'' arkama yaslandığım sırada Ece'nin ''Sizinkiler geliyor.'' demesiyle başımı çevirip Yankı-Oğuz-Can üçlüsünün buraya geldiğini gördüm.
Yankı bir sandalye çekip yanıma koydu, oturdu ve kolunu omzuma attı.
''Naber fıstık?'' deyince bugünkü söylediklerini unutmadığım için ters ters baktım.
''Ooo sen hala orada mı takılı kaldın ya? Güzelim, geçmişi bir bıraksan mı artık? Önüne bak. Geleceğe bak. Güzel günlere bak. Birlikte geçireceğimiz günlere baksana..''
O an O'na ''Hayır Yankı, hayır. Ben geçmişi geride bırakamam. Ben bıraksam da o beni bırakmaz ki.'' demeyi o kadar çok istedim ki...
Ama sözlerim çıkmadı ağzımdan, yine kaldılar dilimin altındaki boşlukta. Yine biriktirdim oraya onları. Zaten ben söylesem de Yankı'nın anlayacağını sanmıyordum.
Sahi Yankı, söylesem sana her şeyi. Anlatsam kim olduğumu, neyi neden yaptığımı...Anlar mısın beni?
''Ah ne vuruyorsun it?'' diye söylenen Oğuz, beni düşüncelerimden uzaklaştırırken Yankı'ya da bir cevap vermemi engellemişti.
''Şşt ne oldu sizin aranızda? Niye birbirinize bakmıyorsunuz?'' Gözleriyle hem Pelin'i hem de Oğuz'u gösteren Can, onlara dikkat kesilmemizi sağladı.
Cidden de Can'ın dediği gibi ikisi de birbirine bakmıyordu. Pelin camdan dışarı, Oğuz ise kafasını kantin sırasında oluşan kuyruğa çevirmişti. İkisi de pek birbirini umursamıyor gibiydi.
Bunlar sevgili değiller miydi?
''Bana bakın lan, siz yoksa kavga mı ettiniz?'' Can'ın sözlerine Oğuz yanıt verdi.
''Yooo.''
Evet, kesinlikle kavga etmişlerdi.
''Demeen öyle guzum, siz sevgilisiniz. '' Ece, Pelin'in rolünü üstlenip onun taklidini yaparken Pelin sandalyesinden kalktı ve gitmeden hemen önce ''Sevgili falan değiliz.'' dedi.
Dumura uğramış bizim kafalar Oğuz'a çevrilince ''Ne duyduysanız o.'' diyerek sandalyeden kalktı ve gitti.
Ece ile birbirimize baktık.
Bunlar hangi ara flört edip, sevgili olmuş ve de ayrılmışlardı?
Ben daha Pelin'e Oğuz ile hangi ara, nasıl sevgili olduklarını bile soracak zaman bulamamışken bunlar ayrılmışlar mıydı?
Bu Z kuşağı hayatı çok hızlı yaşıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nude •Numara Komşum•
Teen FictionBabacık: Bana Nude atsana kedicik ;) Kedicik: *fotoğraf* Babacık: Siktir. Babacık: Şuan nasıl tahrik olduğumu bilemezsin. Babacık: Yarın seni öpeceğim, kedicik ;) -*- ''Gençler! Tüm gece böyle kös kös oturacak mıyız mı ya?'' "Başka ne yapacağız ya...