Saika'dan:
Sabah olunca güneş ışıklarıyla gözlerimi açtım ve etrafa baktım. Saat çok erken gibi gözüküyordu.Oturur pozisyona geldim ve zincirlerden kızaran elime bakıp sonra esnedim ne olacaktı benim bu halim? Her seferinde başıma bir haltlar geliyordu, Amerikadayken bir rüya yaşıyor gibiydim acılarımı birazda olsun unuturken bu herif gelip herşeyi elimden yine almıştı
"Hayatta ne kadar şansım varsa hepsini Amerika'da zengin bir hırsız olarak harcadım sanırım..."
Yeniden iç çektim ve Mikey'i çağırmaya karar verdim çünkü sıkılmıştım. Sabahın en erken saatinde ne diye uyandım ki?
"MİKEEYY! UYAN LAN!"
Böyle bi kaç kez daha seslendim ama beni duymamıştı Hay şansımı yaa acıktım. bari zincirleri takmasaydın amk
"MİKEEYY! AMK ÇOCU BARİ ZİNCİRLERİNİ AÇ!"
yine ses yoktu. acaba yine zinciri mi kırsam? Bunu denedim ama maalesef becerememiştim çünkü kırdığım zaman sinirliydim, şuan ise sinirli değildim.
"Neredesin amk?!"
1 saat sonra:
Uyumayı denememe rağmen başaramamıştım çünkü odanın rengi beni rahatsız etmişti, herşey bembeyazdı ve bu...garip bişekilde güvensiz hissettiriyordu Mikey'i baya çağırmıştım ama öküz gibi uyuduğundan gelmemişti. İç çektiğim sırada ise kapı sesi geldi bu saatte nereye gitmişti ve gelmişti ki?
"MİKEEYY!"
Ayak sesleri buraya doğru geldi o an içime büyük bir rahatlık geldi ve sevinçle düzgün bir nefes aldım. Kapı açıldı ve içeri Mikey geldi ve tek sorun...üstü başı kan içindeydi, anında kaşlarımı çatıp onu soru yağmuruna tuttum
"Ne bu halin?! Ne oldu?! Nerdeydin?! Yaralı mısın?! Neden Bu kadar erken saatte gitt-"
"Bi kes kesini nefes alalım"
Kaşlarımı dahada çattım ve açılan ağzımı kapattım kollarımı ise bağladım ve ona bekler gözle baktım, O ise benim yüzümü inceliyordu, beklemediğim bir anda benim ensemden tutup kendine çekti ve öptü gözlerim şaşkınlıkla açılırken onu geri ittim o da direnmedi ve geri çekildi kızaran yanaklarım belli olmasın diye başka yerlere baktım
"Neden bu kadar erken uyandın?"
Ona baktım ve üstünü incelerken durup iç çektim, ardından yüzüne ciddiyetle bakarken konuştum
"Sana sorduklarımı cevapla önce sen"
"Neden? Benim hakkımda endişe mi duyuyorsun?"
Yüzümün ciddi ifadeden sıkkın bakışlara geçmesi arasında 1 saniye vardı
"Saçmalama Mikey, ne alaka? Beni o kadar aç bıraktın sebebini merak edemez miyim?"
"O zaman neden "Yaralı mısın" dedin?"
"Ah- üstünde kan görünce bende panikle-"
"Herneyse yemek hazırlayacağım"
Deyip kalktı ve gitti. Neden bu kadar sinir bozucu olmak zorundaydı ki? Havaya baktım ve
"Abiciğim görüyorsun beni kimlere emanet ettiğini..."
Gerçi garip bir rüya görmüştüm ama ne olduğunu hatırlamıyorum, elimi kafama götürüp biraz zihnimi zorladım ama hatırlayamamıştım
...
"Hey Saika!"
"A-abi"
Ona doğru koşmaya başlayan genç kız bir anda yere düşer ve ayağa kalkamaz. Ne kadar denerse denesin işe yarayamaz, bu sefer konuşmaya çalışır ama onunda yapamaz, abisi ise gülümser ve
"Kendine dikkat et ve......."
Devamında bişeyler dedi ama bunu Saika duyamamıştı. Abisi yok olmaya başladı ve Saika ayağa kalkıp bağırmaya çalışsada yapamamıştı ardından uzun bir karanlık ve Saika uyanmıştı
...
Rüyamda hatırlamam gereken bişey olduğunu hissediyordum ve hatırlamayı denemiştim ama olmamıştı. Kısa süren bir bekleyiş sonrası ise yemeğim gelmişti
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Heaven in Your Eyes《Bonten Yandere Mikey》
FanficKeisuke Baji'nin kız kardeşi olan Saika Baji'yi Mikey bir emanet gibi görmeye başladı ve onu korumak istedi ama bunu yaparken gereğinden fazla takıntı yapmıştı