▪ 4

2.9K 190 89
                                    

Medya: Halsey - Without Me

-

Bitmek bilmeyen günün ardından sabah olmuştu. Koca yatakda küçülmüş bedenim eşliğinde uyuduğum sıra aniden sarsılmamla birlikte korkuyla irkilip, gözlerimi zorda olsa aralayarak ayılmaya çalıştım.

"Sabah oldu uykucu uyan."

Duymuş olduğum Eunmi unniem'in sesiyle dudaklarımda gülümseme oluştu. Uzanmış olduğum yerde sırtımı yatak başlığına yasladım. Yeni kalkmamdan dolayı bayık bakışlarla bakıyordum. Tatlı uykumdan uyandırıldığım için üzerimde fazlaca yorgunluk vardı. Kayıp giden gözlerimi açık tutmaya çalışıp karşımda elinde tepsi ile dikilen unnieme odaklanmaya çalıştım. Yanıma doğru gelip kucağımın üstüne tepsiyi koyarak gülümseyen yüzüyle birlikte geri çekildi.

"Bay kim kahvaltını edip bahçeye inmeni söyledi. Seni görmek istiyormuş."

Onun bu söylediklerine karşı anlamsızca kaşlarım havalandı. Her sabah birlikte kahvaltı ettiğimizden dolayı ilk defa onlardan ayrı yiyecektim. Daha fazla bu durumu sorgulamayıp eunmi unnie'ye teşekkür ederek kucağımdaki tepsiden bir kaç lokma alıp yemeye çalıştım. Sabahları iştahım olmadığından dolayı kısa sürede isteksizce kahvaltı yaptıkdan sonra yatağımdan ayaklandım. Üstümde ki pjamaları çıkartıp rahat şeyler giyinerek kendimi odamdan dışarı attım. Daha fazla oyalanarak aşağıda beni çağıran bay kim'i bekletmek istemiyordum.

Merdivenlerden indiğim sıra açık olan bahçe kapısını gördüğüm an adımlarımı oraya yönelttim. Onlardan neden ayrı yediğimi düşünürken zihnimi şimdiden bulandırmamaya çalıştım. Açık olan sürgülü kapıdan bahçeye girereken temiz havayı solumamla birlikte az da olsa rahatlamıştım fakat görmüş olduğum görüntüyle birlikte şaşkınlıkla olduğum yerde kala kaldım. Bu ani değişimimle bakışlarım valizleri tutan korumalarda gezindi. Bay kim ile karısı karşılıklı oturmuş sohbet ederken taehyung elindeki telefonuyla ilgileniyordu. Bakışlarım bir süre onlarda gezinirken bay kim'in bakışları beni buldu.

"Yoongi oğlum, sonunda gelebildin."

Onun konuşmasıyla birlikte masadaki tüm gözler beni buldu. Bayan kim sahte gülümseyişiyle beni süzerken, tae telefondaki bakışlarını gözlerime çevirmişti. Telaşla gözlerimi onlardan kaçırıp saygıyla eğildim.

"Kusuruma bakmayın efendim, geç kaldım. Beni çağırmışsınız."

Sesimin titrememesine olabildiğince gayret göstermiştim. Hepsinin bakışları üzerimde gezinirken sakin kalabilmem zordu. Bay kim eliyle masayı göstererek oturmamı söylerken itiraz etmeyip adımlarımı yanlarına doğrultmuştum.

Büyük masadaki en uca geçerek onlardan uzağa oturdum. Ben gelmeden önce her birinin yüzünde gülümseme varken şimdi sessizce, duygu barındırmayan bakışlarla öylece oturuyorlardı. Bu duruma karşı dişlerimi sıkarak üzerimdeki bu duygusallığı atmaya çalıştım. Yoksa gözlerim dolarak işi garip bir boyuta taşıyacaktı.

Can yakıcı sessizliği aniden bay kim bozmuştu. Oynadığım parmaklarımdan bakışlarımı çekip ona doğrulttum. Tebessüm eden yüzüyle birlikte bana bakıyordu.

"Biz bugün ani bir karar üzerine Japonyaya gidiyoruz. Seni de buraya vedalaşmamız için çağırdım."

Bay kim'in söylediklerine karşı bir kez daha gözlerim şaşkınlıkla büyümüştü. Daha dün konuştuğumuz gitme meselesinin bu kadar erken gerçekleşe bileceğini düşünmüyordum. Sessizliğimi bozarak tebessüm etmeye çalışıp konuştum.

"Erkenden gidecek olmanız beni üzdü. Bilseydim sizinle daha çok vakit geçirirdim efendim."

Ev de bana hoşgörülü ve düşünceli davranan tek kişinin gidecek olmasına içten içe üzülmüştüm. Şu güne kadar bay kim'den tek bir azar bile işitmemiştim. Anlayışlı davranışları ve sıcak tavırlarıyla ona daha yakın hissediyordum.

dediklerimin her birine karşı içten tebessümüyle birlikte konuştu.

"Biz de ansızın bu kararı aldık. Annen ve ben bu süreci uzatmak için elimizden geleni yaptık fakat şirketler bir an önce toplantı yapıp görüşmek istiyor."

Bay kim'in dedikleriyle sıkıntıyla iç çekmiştim. İstemsizce suratım düştü. Dün onların gidecek olmasına sevinirken şimdi ağlayacak seviyeye gelmiştim.

Bakışlarımı önüme doğrulttuğum sıra taehyung'la göz göze gelmemiz bir oldu. Duygusuz, mimik oynamayan suratıyla beni izliyordu. Nefes alışlarım hızlanırken rahatsızca yerimde kıpırdandım. Tüm dikkatiyle beni izlemesi hem heyecanlandırıyor hemse strese sokuyordu. Onun üzerimdeki olan etkisine bir kez daha lanet etmiştim.

Bakışlarımı zorlukla ondan çektiğim sıra bay ve bayan kim'in ayaklanmasını görürken hızla ben de oturduğum yerden kalktım.

"Yol uzun süreceği için erken gitsek iyi olur."

Bay kim'in dedikleriyle birlikte bahçe kapısına kadar taehyung'la onları geçirmiştik. Üstümde ki bu duygusallığa hakim olmaya çalışıyordum ama gözlerimin dolmasına engel olamamıştım. Bakışlarım yeminliymiş gibi yerden ayrılmazken bedenimi saran güçlü kollarla birlikte gözlerimi yumdum.
O an şefkat duygusunu iliklerime kadar hissetmiştim.

Bay kim bile en son bana çocukluğumda sarılmıştı. Uzun bir sürenin ardından tekrar onun şefkatli kollarının sıcaklığı yüzünden bu sefer dolan gözlerimden yaşlar süzüldü.

Bir süre sarıldıktan sonra geri çekilip saçımı okşamıştı. Samimi bir tebessümle birlikte bakışlarını ben ve tae'de gezdirerek konuştu.

"Bu süreç içinde sizi ziyaret etmeye çalışacağız. Birbirinize sahip çıkın ve Taehyung, sözümü unutma yoongi sana emanet."

İsminin geçmesiyle birlikte taehyung her zaman olduğu gibi duygu barındırmayan beton yüzüyle bunca söze karşı baş sallamakla yetinmişti.

Onlarla kapıda vedalaşarak arkalarından arabaya binip gitmelerini izlemiştim. İçime buruk bir hüzün yerleşirken kendime geri döneceklerine dair teselli vermekle yetindim.

Yanımdaki bedenin varlığını unuttuğum için rahat tavırlarla tam arkamı dönüp bahçeden ayrılacağım vakit dibimdeki taehyung yüzünden bu gerçekleşememişti. Yerimde çakılı kalırken onun sıcak nefeslerini bir adım ötemde hissediyordum. Bu durum karşısında gözlerimi açık tutmaya çalışıp varlığına kapılmamaya sarf ettim.

"Annem ve babam gittiğine göre ilgini üzerine çekeceğin birisi yok artık."

Söylediği bu sözlere karşılık alay dolu yüzüyle birlikte dibime daha çok girmesi yüzünden nefes almakta bu sefer güçlük çekiyordum. Bu ani hareketleri beni bir gün öldürecekti.

"Kimsenin ilgisini üzerime çekmeye çalışmıyorum."

Fısıltıdan farksız sesimle birlikte onun bu dediğine karşı geldim. Ne kadar ondan etkileniyor olsamda bu yanlış sözlerini kabul edeceğim anlamına gelmiyordu.

Taehyung sonunda dibimdeki bedenini akıl ederek uzaklaştırıp mesafe koydu. Bu sefer rahatça nefes verdim.

"Yalan söyleyen halinden daha çok tiksiniyorum."

Dudaklarından ruhumu sarsacak kelimleri söyleyip yanımdan çekip gitmişti. Aklımda dedikleri yankılanırken dikili duran bacaklarım titremeye başladı. Gözlerim dolmaya başlarken ince dudağıma sertçe dişledim. Deli gibi ağlama isteğime karşı bu durumu daha fazla kötü bir hale sokmadan bulunduğum yerden ayrılıp odama gitmiştim.

-

Şimdi olaylar başlasın bakalım.

Milen | TaegiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin