Büyü +18

37.Bölüm|Göl Kenarı..|

37.Bölüm..

📍Dylan'ın Anlatımından..📍

Elim karımın mis kokulu saçlarının arasında ahenkle dans edip saç diplerini okşarken bir diğer elim başımın altına dayalıydı.

Yavaş hareketlerim onu uyandırmış olacak ki yerinde kıpırdandı, gözlerini açmadan gülümsedi ve başındaki elimi göğsüne götürüp sarıldı, hâlâ uyanmak istemediğini belirten bir hareketti bu.

Sarılmayı bırakıp bedenini benden tarafa çevirdi ve göğüsüme sokularak derince kokladı.

Elimi bu sefer de beline koymuştu. Bana yaklaşarak elini enseme götürdü ve dudağımı öptü.

Geriye çekilirken gözlerini açıp konuştu.

"Günaydın aşk- Ay!"

Sözünü bitirmeden beni ittirip uzaklaşması bir olmuştu, kendini geriye doğru atıp yorganı omuzlarına kadar çekti, yaptığı şeyi öylece izlerken bağırmaya başladı.

"Senin benim yanımda ne işin var be! Robert nerede?"

"Gitti o."

"Nereye gitti? Ya beni niye burada bıraktı? Ben neden seninle kalmak zorundayım! Ben sıkıldım artık ya! Ben daha demin seni mi öptüm? Niye engellemiyorsun?"

Sorusunu es geçip yanından kalkıp giderken ellerine baktım, hâlâ yorganı göğüslerine kapatıyordu.

"Yorganı indirebilirsin çıplak değilsin."

Üzerine bakarak yorganı elinden bıraktı. Yataktan çıkıp bana doğru geldi. İşaret parmağını sallayarak üzerime yürüdü.

"Bana bak eğer gece bana dokunduysan varya.."

Dediklerini dinleyerek kafamı salladım.

"Evet, sana dokundum. Sen de bana dokundun. Ne var bunda?"

"Ne mi var bunda? Ya sen ne rahat bir insansın be! Robert sana kardeşim diyor, utanmıyor musun kardeşinin karısına dokunmaya? Adi herif!"

"Utanmıyorum, güzelliğin karşısında direnemiyorum ne yapayım?"

Onu alayla cevapladığımda elini yumruk yapıp göğsüme vurdu.

"Adi pislik! Seni kocama şikayet edeceğim! Hatta polise de gideceğim sen görürsün! Bana dokunmak neymiş göreceksin! Hayvan!"

Benden uzaklaşıp kapıya gittiğinde dış kapıya gideceğinden korkarak arkasından koşup onu tuttum.

Kapıya ilerleyip kilitledim ve anahtarı avucumun içine alıp havaya kaldırdım.

Elimdekini almak için zıplarken aynı zamanda bağırıyordu.

"Ver şunu bana! Robert'a gideceğim! Ver!"

Vermeyince pes edip benden uzaklaştı. Onun yanına gidip kolundan tuttum ve mutfağa soktum.

"Ne yemek istersin? Tost yapayım mı?"