25.Bölüm: ❛Mağlup❜

5.2K 305 33
                                    


Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen. Bölümler zaten hazır, ne kadar çok etkileşim gösterirseniz o kadar hızlı yayımlarım :)

Duyurulardan haberdar olmak istiyorsanız Instagram ve Wattpad hesaplarımı takip edebilirsiniz.

Instagram : veskerazem

Keyifli okumalar!


25.Bölüm: ❝Mağlup❞

Gökbaran'ın ekrandaki görüntüsünü kaydetmekle meşguldüm. Karşımda beyaz salaş tişörtüyle durmuş poz veriyordu. Nihayet kendi telefonuyla iletişime geçebilmiştik. Bir arkadaşına rica etmiş, eşyalarını göndermesini istemişti

"Galerim seninle doldu," dediğimde gülüp pozunu değiştirdi. "Bende seni kaydediyorum," dedi. "Daha önce galerimi hiç böyle mükemmel bir amaçla kullanmamıştım."

"Çok tatlı konuşuyorsun," deyip gülümsedim. Dayanamayıp gelen sevgi yoğunluğuyla "Ya Baran çok tatlısın!" diye şakıdım. "Yanımda olsaydın böyle," yanaklarımı sıkıp ona gösterdim, "Yanaklarını sıkardım."

"Keşke yanında olsaydım." İç çekişi beni kendime getirdi ve "Nasılsın?" diye sordum. Aynı soruyu defalarca sormuştum aslında ama içim rahat etmiyordu. Sadece ekrandan iyi olduğunu görmek tatmin etmiyordu.

"İyiyim, meleğim." Bana böyle hitap ettiği ilk andı. Bu kelimeyi kullanmanın ona ne kadar yakıştığını düşündüm. Ona inanmadığımı düşünmüş olmalı ki "Gerçekten iyiyim meleğim," diyerek ikna etmeye çalıştı. "Aslında iyi değilim. Tüm gün yatıyorum, bir asker için kötü bir durum. Hiç alışık değilim."

"Anlıyorum," dediğimde fazla dolmuş olmalı ki anlatmaya devam etti. "Taşlara yaslanıp uyuduğumda, uykumdan aldığım verim buradakinden daha fazla oluyordu. Çok sıkılıyorum, sıkıldıkça uyuyamıyorum ve gerginleşiyorum. Annem hiç yalnız bırakmak istemiyor, seninle konuşacağım için bahçeye çıktı. "

"Onu da anla Gökbaran, endişeleniyor senin için."

"Endişelendiğini biliyorum hayatım daralıyorum ama bende."

"Biliyorum." Gülümseyerek yüzüne baktım. Bu anı o kadar çok beklemiştim ki! Nihayet karşımdaydı. Onunla konuşmamın vermiş olduğu mutluluk yüzümden gülümsememi eksik etmiyordu. "Neye gülüyorsun?" diye sorup gülüşünü büyüttü. "Beni de güldürüyorsun."

"Şu an seninle konuşuyorum, çok mutluyum. Çok özledim seni, Baran."

"Bende özledim." Etrafına bakınıp telefona yaklaştı ve kısık sesle konuştu. "Özellikle de dudaklarının tadını."

"Konuşmasana ya şöyle!" diye azarladım.

"Neden, sen özlemiyor musun?"

Utanarak "Özlüyorum," dedim. "Ama konumuz şu an o değil."

"Tamam tamam. Utanma! Yanına geldiğimde konuşuruz."

"Konuşuruz." Sessiz kaldığımızda içeriye annesi girdi. Önce Gökbaran'a ardından bana baktı. "Nasılsın kızım?" diye sorduğunda gülümseyerek cevap verdim. "İyiyim, teşekkür ederim. Siz nasılsınız?"

"Sağ ol yavrum bende iyiyim."

Ne konuşacağımı bilemez halde ona baktığımda "Akşama ne yapayım?" diye sordu. Gökbaran bir yemek ismi söylediğinde ben sadece dudaklarına bakıyordum. Bakışlarımı yukarı kaldırdığımda gözünü kırpıp saçlarını karıştırdı. Annesi vedalaşıp gittiğinde birbirimize bakmaya başladık. "Yorgun görünüyorsun Gökbaran," dedim. "Şimdi kapatalım sonra yine konuşuruz. Dinlen güzelce tamam mı?"

AhsefHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin