20.BÖLÜM: Kül kedisi.

33 8 1
                                    

Sabah suratımda neden olduğunu bilmediğim, salak bir gülümsemeyle uyandım. Mutfaktan omlet kokusu geliyordu. Yataktan kalktım ve mutlu bir şekilde mutfağın yolunu tuttum. Buraya kadar her şey stabildi. "Günayd-" Mutfaktaki... biriydi görünce ne yapmam gerektiğini bilemedim. O burdaydı. Babam. Buraya gelmişti, abimin söylemiş olabilme düşüncesini beynimden atmak istiyordum. Tam abime seslenecekken salon oturma odasından pek de hoş olmayan sesler geliyordu. Abimle birisi kavga ediyordu.
"Ala! Baban olacak herifi de alıp şurdan çekip gider misin?"
Ala mı gelmişti? Abim mi söylemişti? Ama abim söylemiş olsa gitmesini söylemezdi. Durup dinlemeye karar verdim.
"Neden? Kardeşim gelmiş işte. Hem babasıyla kardeşlerini görür."
Kardeşlerini derken? Yoksa Ateş'i de mi getirmişti. Öğrenmek uzun sürmedi. Ve ağlayan kızın kim olduğu belli oldu.
"Ateş, bak görüyor musun? Abim bizden habersiz eve üvey kardeşimizi getirmiş ama haber de vermiyor."
Bir dakika, Ateş'in benden haberi yok! Ateş olayları bilmiyor. Bu kızın amacı ne?
"Ala! Defolup gidin şurdan. Ateş, sen de sakin ol yok üvey falan."
Canım abim.
"Abla, abi ne diyorsunuz siz ne üveyi ne oluyor? Siz ne saçmalıyorsunuz? Abla kalk gidelim lütfen."
Ateş'in ağlaması her saniye şiddetlenirken, abimin öfkesi de artıyordu. Ve anlaşılıyor ki, Ala bundan zevk alıyor. Deli cesaretiyle içeri girdim. O an içerdeki herkesin yüzü bana çevrildi. Ama ben Ateş'e baktım. Ve şok... Ateş babamın aynısıydı. Bsayağı andırıyordu. Ama sorun bu değil. Çünkü ben de babama benziyordum. Olayın özeti, Ateş benim 17 yaşındaki halimdi. O da bana şol içinde baktı. Kahverengi saçlarımız aynıydı. Dudaklarımız, burnumuz tıpatıp aynıydı. Sonra yüzüm Ala ile abime çevrildi. Ala bana otuz iki dişiyle sırıtırken, abimse büyük bir mahcubiyetle bakıyordu. Sessizliği Ala bozdu.
"Günaydın, geldin mi kül kedisi?"
Tarakatim kalmamıştı. Ağzımdan bir kelime, iki hece çıktı.
"Defol!"

RESSAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin