⋈BVM⋈(17)

172 30 16
                                    


Keyifli okumalar!

Son lokmamı da ağzıma atıp baş parmağımı ve işaret parmağımı yaladım. Sarmayı çatalla değil de elimle yemeyi severdim. Çatalla yiyince tadı gelmiyor gibi hissediyordum. Bu da benim garip huylarımdan biriydi işte.

"Beğendin mi?"

"Hı hı."

Bana ufak bir gülümseme yolladıktan sonra ellerini birleştirdi ve genzini temizledi.

"Üzgünüm."

"Ne için?" Onunla göz teması kurmaksızın yerimden kalkıp masayı toparladım.
Çatalları da makineye atıp ellerimi yıkadım.

"Öyle pat diye seni seviyorum dediğim için." Ellerimi kurulayıp, kendimi tezgaha yasladım.

"Önemi yok."

"Hayır Nil var."

"Yok Doruk uzatma."

Ayağa kalkıp yanıma yaklaştı. Pes etmeyecekti biliyordum. Ama bende Nil Adrasan'dım bende pes etmezdim.

"Nil." Dedi boğuk çıkan sesiyle. Gözlerini gözlerime kilitledi.

Konuşmuyorduk ama bu şekilde de anlaşıyorduk. Yalnızca gözlerimiz konuşuyordu.

Birçok duygu geçiyordu ela harelerinden... Şehvet, sevgi ve adlandıramayacağım güzel duygular...

"Doruk." dedim fısıltı gibi bir sesle. "Uzak durmalısın benden... "
Onu zorda olsa ittirip yanından uzaklaştım. Mutfaktan çıkarak odama koştum. Kapıyı kapatıp sırtımı kapıya vererek aşağı doğru kayarak oturdum.

Anladım ki ona karşı boş değildim...
Ben ne kadar içten içe ondan uzak durmaya çalışsam da yine dönüp dolaşıp onu buluyordum.

İnsan kalbine söz geçiremezmiş ben onu anladım. Asla hayatıma kimseyi almayı düşünmedim ya da ne bileyim kimseyi sevmek istemedim.

Kırılmaktan korktum hep. Sevgime değer verilmeyip paramparça olmaktan korktum...
Bu yüzden uzak durdum bu işten. Kapattım tüm kapılarımı, ağır tuğlalarla duvarlar inşa ettim kendime.
Duvarın arkasına bir mahzen kurdum ve içimdeki güçsüz kızı oraya kapattım.
Bu sayede yaşayabileceğime inandım.
Yaşadım da.
Ama eksik yaşadım. Bu duygular hep eksik kaldı bende.

İnsan eksik yaşayabilir mi ki demeyin, yaşıyor işte...

Bir süre daha yerde aynı şekilde hareket etmeden oturdum. Doruk ne yapıyordu hiçbir fikrim yoktu. Büyük ihtimalle benden soğumuş olmalıydı.

Bu fikrinin doğru olup olmadığını anlamak adına yerimden kalktım.

Ben güçlü bir kızım.

Diyerek hatırlatma yaptım kendime. Korkaklık yapıp saklanamazdım.

Yavaşça doğrulup yerimden kalktım. Üzerimi gelişi güzel düzeltip kapı kulpunu kavradım. Kendimi çok gergin hissediyordum.

Kapıyı açıp odadan çıkmıştım ki zilin çalmasıyla yerimden sıçradım.

Hay bu zilin gelmişini geçmişini...

Merdivenlerin oraya gelip ufak adımlarla aşağı indim.

Şu an fark ettiğim bir şey varsa o da kapının açılmış olduğuydu. Yani bu da demek oluyordu ki Doruk hala evdeydi.

"Hoş bulduk Doruk." Gelen sese ilerledim. Babam Doruk'un omzuna kolunu koymuş 40 yıllık ahbapıymışcasına içeri ilerliyordu.

Kollarımı göğsümde kavuşturup birbirleriyle konuşan ikiliye bakıyordum.

BENİMLE VAR MISIN? (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin