•kırk iki

4.9K 385 108
                                    

Umut'u eve bıraktıktan sonra sessiz geçen bir yolculukla eve gelmişlerdi. Yağız bir şey söylemeden odalarına gidip yatağa uzandığında Ekin omzunu kapıya yaslayıp bir süre öylece onu izledi. Güzel bir doğum günü sonrası böyle üzgün bir gece geçirmesi hiç hoşuna gitmiyordu. Sevgilisini böyle yıpratan herkesten nefret ediyordu.

Alt dudağını dişleyip ceketini çıkardı ve yatağa ilerleyip yanına uzandı. Kolunu beline sarıp dudaklarını ensesine bastırdığında gözlerini kapatıp titrek bir nefes bıraktı Yağız. Ekin'in belindeki elini tutup göğsüne doğru çektiğinde Ekin gülümsedi. Ensesindeki dudaklarını boynuna doğru kaydırıp birkaç öpücük de oraya kondurdu. "İyi misin?"

Yağız, Ekin'in kolları arasında ona doğru dönüp yüz yüze gelmelerini sağladığında gülümsedi ve boştaki elini kaldırıp yüzüne yerleştirdi. "İyiyim, iyi olacağım."

"İyi olacaksın sevgilim," dedi Ekin onu onaylarcasına kafasını sallarken. Yağız derin bir nefes bırakıp kafasını sevgilisinin boynuna götürdü.

Yıllarca bir gün karşısına çıkarlarsa ne yapacağını, nasıl bir tepki vereceğini düşünüp durmuştu. Ama bugün onların hepsini bir arada gördüğünde sadece bir an önce oradan kaçıp gitmek istemişti. En yakın arkadaşları tarafından öyle kötü bir iftirayla yargılanmak onu çok yaralamıştı.

Bugün her ne kadar umurunda olmadıklarını söylese de maalesef umurundaydı ve hâlâ bir şeyleri sindiremiyordu. Bu yüzden bu karşılaşma ona pek iyi gelmemişti. Üstelik Kerem'in söyledikleri de kafasını karıştırıyordu. Ona çok ama çok kırgındı. Fakat affetmeye de çok hazır hissediyor bu yüzden kendisine öfkeleniyordu.

Ekin saçlarını okşayıp hemen arkasından dudaklarını bastırdığında Yağız yeniden gülümsedi. Kendini kötü düşüncelere kaptırdığı an sevgilisi bir şekilde onu oradan çıkarıp alıyor, yanında olduğunu hissettiriyordu.

Bugün Barış'ın üzerine yürüyüp söyledikleri aklına gelince kıkırdadı. Onun kıkırdaması ile Ekin de neye güldüğünü bilmeden gülümsemiş ve "Ne oldu?" demişti yüzüne bakmaya çalışırken. Güzel gülüşünü hiçbir zaman kaçırmak istemiyordu.

"Barış'a kafa tutuşun geldi aklıma."

Ekin aklına gelen suratla yüzünü buruşturdu. Aklına geldikçe sinirleniyordu. "Şerefsiz herif, aptal aptal konuşuyor."

Yağız kafasını göğsünden kaldırıp yastığa koyarken Ekin'in bu hâline sırıtmaya devam ediyordu. "Sinirliyken ne kadar seksi olduğunu daha önce söylemiş miydim?"

"Söylememiştin," dedi Ekin elini sevgilisinin kolunda gezdirirken. Aslında söylemişti ama yeniden duymak fena olmazdı.

"Söyleyeyim o zaman." Yağız belinden tuttuğu sevgilisini kendine doğru çekerken dudaklarına doğru konuştu. "Sinirlenince çok seksi oluyorsun."

"Hmm, öyle mi diyorsun?"

"Öyle diyor ve bu hâline bayıldığımı belirtmek istiyorum."

Ekin kolunda dolanan ellerini indirip Yağız'ın tişörtünden içeri kaydırdığında uzanıp dudağının kenarına bir öpücük kondurdu ve öylece bekledi. "Ben de sana bayılıyorum ne yapacağız?"

"Bilmem, ne yapalım."

"Benim bir fikrim var." dedi Ekin tekrar olduğu yere bir öpücük kondururken. Yağız dudak kenarında bekleyen dolgunlukların olması gereken yerle buluşmasını beklerken Ekin beklediğini yapmamış, dudaklarını oradan yanaklarına doğru kaydırmıştı. Yanaklarından çenesine, oradan boynuna doğru kayan öpücükle Yağız yutkundu.

benim iklimim incitmez seni [b×b]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin