Günümüzde siyaset

AKP'nin iç yüzü

Bu bölüme, güncel olaylardan önce geçmiş tarihlerden başlamak istiyorum. AKP'nin Iktidara gelişinden başlayalım...

2001 yılının başlarında, Fazilet Partisi'nin 'Yenilikçi' grubu Abdullah Gül önderliğinde, partide artık toplum tabanlı siyasetin mümkün olamayacağını düşünmüş ve partiden ayrılmışlardır. Ayrılan ekip, yeni ve amaçlarına göre alanlarında daha Kapsamlı bir ekip kurmuşlardır. Bunun sonucu toplanan ekip, Recep Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül, Abdullatif Şener ve Bülent Arınç önderliğinde, İdris Naim Şahin ve Binali Yıldırım'ın da yardımlarıyla 14 Temmuz 2001 de Adalet ve Kalkınma Partisi'ni kurmuşlardır. 2002 genel seçimlerinden %30 un üzerinde oy alarak 58. Hükümet olarak iktidara gelmişlerdir. 2003 milletvekili Seçimlerinde, Abdullah Gül Başbakanlık koltuğunu Tayyip Erdoğan'a bırakmıştır ve Bu değişim de 59. Hükümet Dönemi'ni başlatmıştır.

Yeni Hükümetle birlikte gelen Tayyip Erdoğan, 2004 yerel Seçimlerinde %42 oyla AKP'yi daha da güçlendirmiştir ancak, hile yaptıklarına dair haberler çok artmıştır.

2007 De yapılan genel Seçimlerden önce parti, Kemalist ilkelerden bağımsız çalışacağını net bir şekilde belirtti. Seçimlerde oylarını eski seçime göre daha da arttırdı ve 60. Hükümet'in iktidar sahibi yine AK parti oldu.

2008 yılında AKP Laikliğe Aykırı yönetim sistemi yüzünden kapatılma korkusu içine girdi, suçlanan milletvekillerinden birkaçı işsiz bırakıldı, birkaçının da devlet hazinesinden payı düşürüldü, fakat çoğu yargılanmadı.

2009 yerel şeçiminde de farklı bir şey yaşanmadı. AKP hız kesmeden kazanmaya devam etti. 2011 genel seçiminde ise, tekrar oyunu yükseltti ve 61. Hükümet'in başına geldi. 2014 yılında yapılan yerel seçimlerde de durum farklı olmadı. 2014 ün Ağustos ayında yapılan ilk Cumhurbaşkanı seçimine aday gösterilen Tayyip Erdoğan %50 nin üstünde oy alarak Türkiye'nin 12. Cumhurbaşkanı oldu. Tayyip Erdoğan'ın partiden ayrılması üzerine Dış işleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, partinin başına getirildi.

Nasıl getirdi bu halk bu devleti 2002 senesinde diyorsanız açıklayayım;
DSP-MHP-ANAP koalisyon devletinde Anlaşmazlıklar çoktu. Özellikle Şu an MHP'nin genel başkanı Devlet Bahçeli, Koalisyon devletinin daha fazla yürümeyeceği kanısındaydı. Devlet Bahçeli'nin yoğun isteği üzerine erken seçime gidildi. Koalisyon devletinin yaşadığı bu kargaşa çoğu insanı iktidar partilere oy vermemeye itti. Gerçi, AKP'ye oy verenlerin cahil olmadığını savunuyor değilim fakat koalisyon devletinin yarattığı karışıklığı belirtmeden geçmem büyük bir hata olurdu. AKP'nin geçmiş tarihine küçücük bir ekleme yapıp, güncel AKP'nin durumuna dönmek istiyorum. 2008 de Başlayan Ergenekon Davasına , darbe' olarak nitelendirilen mitinglere ve AKP'nin Kapatılma davasına dahil olan Kişilerin hepsi, ağır ceza mahkemesinin yetkilileri görevlerinden alınıp, yeni atamalar yapıldıktan sonra yargılanmış ve çoğu tutuklanmıştır.

AKP'nin güncel olaylarından biri ve hala Tartışılan Yolsuzluk Operasyonunu da gelmek gerek! Ben bu operasyon herkes tarafından bilindiğinden çok kısa bir şey yöneltip bu konuyu atlamak istiyorum. Çeşitli dinlemeler sonucunda ortaya çıkmış olan bariz yolsuzluk yapmış dört bakan (Muammer Güler, Erdoğan Bayraktar, Egemen Bağış ve Zafer Çağlayan) hakkında Yargılama kararı çıkmıştır. Mecliste oylamaya sunulan dava da kısaca Şundan ibarettir; 'Bakanlar yargılansınlar mı, yoksa ortalıkta hiçbir Hırsızın olamayacağı kadar rahat dolaşsınlar mı?' Bu konuyu da son bir soru sorarak kapıyorum:
Madem bu dört Bakanın sütten çıkmış ak kaşıktan Farkları yoktu, yargılanmaktan Niye korktular? Eğer suçsuzlarsa, mahkemeye gitseler ne olurdu ki?

AKP şu an 'tarafsız' olması gereken Tayyip Erdoğan tarafından desteklenmektedir, bu aslında 'suçtur'. Fakat günümüzde böyle bir Anlayış yoktur. Tayyip Erdoğan hala AKP ile bağlarını koparmamıştır. Yaptığı toplantılardan, konuşmalarında açtığı konulardan ve daha nice özelliğinden bu durum bariz bir şekilde bellidir. Erdoğan ne kadar bir partiye mensup olmasa da, hala AKP'nin ana kaynağıdır.