Nue

91 7 1
                                    


One Direction - Night Changes

Küçük bir hatırlatma... Olur da bir ruh hayvanı sahiplenmek isterseniz lütfen bu üç şeyi göz önünde bulundurun...

Bir, bu konu üzerine tekrar tekrar ve tekrar düşünün.

İki, sakın bir çocuk ruh hayvanını sahiplenmeye çalışmayın.

Üç, asla bir ruh ağacından bu konu ile ilgili tavsiye almayın.

Karşımda kuyruğunu sallayarak bir o tarafa bir bu tarafa doğru koşan bazen de uçan ama beni asla dinlemeyen ruh hayvanına baktım. Nedense bugün hiç bitmeyecekmiş gibi geliyordu.

Ellerimle saçlarımı karıştırdım ve öfkeyle ofladım. Dişlerimi sıktım ve kaşlarımı büyük bir nefretle çatarak tısladım.

"Lanet olsun sana Aron..."

2 Saat Önce

"Yani tek yapmam gereken Kalaisha Dağı'na tırmanmak ve orada bulunan Aviaku'ya senden bahsetmek mi? Daha sonra o benim ruh hayvanım olmayı kabul edecek mi?"

Hımm... Hemen hemen evet.

Sesi hiç tatmin edici çıkmasa da şu anlık yapabileceğim bir şey olmadığı için el mecbur ona ayak uyduracaktım. Üstelik ondan yardım isteyen de bendim. Mızmızlanmaya hakkım yoktu.

" Pekala. Söylediğin gibi yapacağım. "

Şimdiki zaman

Böyle söyledim ama bu böyle bir manzara ile karşılaşacağımı düşünmediğimdendi. Yarım saattir onunla iletişim kurmaya çalışıyordum ama beni dinlemiyordu. Bu Aviaku'nun aklında olan tek şeyin oyun oynamak olduğuna bahse girebilirdim.

Önceki hayatımda yani dünya da olduğum zamanlarda mitolojik hayvanlara ilgim vardı ve bu yüzden bir Aviaku'nun beni sahibi olarak kabul edeceği düşüncesi beni heyecanlandırmıştı ama... Gel gör ki tamamen hayal kırıklığına uğradım.

Benim gördüğüm Aviakulardan güç ve asalet akıyordu. Duruşları, bakışları ve görünüşleri muhteşemdi. Onlara kıyasla karşımda küçük bir çocuktan farksız olan Aviaku tamamen hayal kırıklığıydı.

Umutsuzlukla yere çöktüm ve onu izlemeye devam ettim. Bu küçük şey ile nasıl Aron ve Kral'a karşı kazanabilirdim? Buraya gelene kadar kafam dolu olduğu için bunun üzerine pek düşünmemiştim ama umutsuzluk beni yavaş yavaş ele geçiriyormuş gibi hissediyordum.

"Off... Sanırım ağlayacağım. "

Onun beni dinlemesini nasıl sağlayabilirim? Çenemi avuç içime dayadım ve düşünmeye başladım. İşin garip yanı beni hiç umursamıyor oluşuydu. Evine girmiş bir yabancı olarak beni görmezden geliyordu. Acaba onunla oyun oynasam beni dinler miydi? Gerçi yaptığı şeyleri oyun oynamak olarak adlandıramazdım pek ama...

Yeter bu kadar! Ani bir kararla oturduğum yerden kalktım ve ona doğru ilerledim. Ona yaklaştığım her adım ile birlikte avuç içlerim gerginlikten terlemeye başlamıştı. O ise yerde bulunan top ile - nereden geldiğine dair hiçbir fikrim yoktu- oynuyordu. Karşısına dikildim ve önündeki topu ayağımla tekmeleyerek mağaranın öbür tarafına yolladım. Bir yandan da yüksek bir sesle bağırıyordum.

"Bana baksana sen bir!"

Az önce topun olduğu yere şaşkın şaşkın bakan Aviaku yavaşça başını kaldırdı ve alnında bulunan sarı tüylerinin altında kalan mavi gözleriyle bana baktı. Gözlerinde benim burada olduğumu daha yeni fark ediyormuş gibi bir bakış vardı ve bu saf bakış benim daha çok çileden çıkmama sebep oluyordu. Yine de ses tonuma hakim olmaya çalışarak konuştum.

GÜNEŞ KRALLIĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin