Nicholas'ın ağzından
Sabah William'ın odamın kapısını yumruklaması uyanmama neden olmuştu. Içeri gir demeye fırsat bulamadan William içeriye dalmıştı. "Sen yine ne yaptığını sanıyorsun!?" Diye bağırmaya başlamıştı. Uyku dolu gözlerimle ona bakarken ne yaptığımı düşünüyordum. Sinirli bir şekilde bana bakmaya devam ediyor ve beni dürtüyordu. William'ın bağırması, Harry'yi de odaya çekmişti. Kapıdan içeri girdiğinde sinirli olan William'ı görünce "Yine mi aynı sorunlar? Bunu ben uyurken yapmak zorunda mısınız?" Dedi.
William kafasını çevirip Harry'ye bakarak elleri ile çıkmasını işaret ediyordu. Harry söylenerek odamdan çıktıktan sonra William sert bir şekilde kapıyı kapattı ve bana yine kızgın suratıyla bakmaya başladı. Ona cevap vermediğim her saniye daha çok sinirleniyordu.
"Tamam William. Aynı şeyler tekrar olmayacak demeyeceğim sana çünkü kendime engel olamıyorum."
" Olmak zorundasın Nicholas! Her seferinde arkanı toplayan ben oluyorum!"
"Bu yüzden dostumsun William. Sen olmasan başım çoktan belaya girmişti."
"Bunları geride bırakmak zorundasın. Sana bir görüşme ayarladım ve bugün oraya gideceğiz. Kendine çeki düzen vermelisin. Arkanı toplamaktan sıkıldım!"
"William hadi ama bunların işe yaramadığını biliyorsun. Beni bunlar çözmeyecek."
William'ın sinirli tavrı hala devam ediyordu ve odamın kapısına doğru yöneldi kapıyı araladı " iki dakika sonra aşağıda ol!" diye belirtti bağırarak ve kapıyı sertçe kapattı. William çıktıktan sonra yatağımdan kalkıp dolabımı açtım, kıyafetlerimin altına sakladığım kutumu aldım ve içini açtım. Bunu her sabah yapmadan odadan çıkmazdım. Kutu yavaşça kucağıma alıp içini açtım ve içindeki fotoğrafı elime aldım. Fotoğrafta parmaklarımı gezdirdikten sonra kutuya geri yerleştirdim ve kıyafetlerimin altına geri koydum.
William'ın dediği gibi tam iki dakika sonra aşağı indim, beni bekliyordu Harry ise tekli koltukta oturmuş keyfine bakıyordu. Aşağı indikten sonra " Sana bol şanslar Nicky." Dedi kahkaha atarak ve elindeki gevreğini yemeğe geri döndü. Kapıya doğru giderken William kapıyı açtı ve çıkmamı işaret etti. Ben çıktıktan sonra kapıyı yine sertçe arkamdan kapattı ve sinirli ama sessiz ses tonuyla bana kızmaya devam etti.
"Salon nasıl? Düzenli değil mi? Peki ya merdivenler? Tahmin edeyim ter temiz!"
"William biraz abartıyorsun bence."
"Bunları kimse görmeden her seferinde benim yapmamın bana nasıl bir yük bindirdiğinin farkında mısın?"
"Ah William, bence benimle gurur duymalısın. Bu ay içerisinde ikinci oldu bu."
" tanımadığın insanları kullanıp onların canına kıymaktan vazgeç artık Nicholas!"
"Haklısın, tanımadığım insanlar benim için bir önem taşımaz."
Bu cümlenin ardından William koluma sertçe vurarak beni geriye doğru itti. Hiç sesimi çıkarmadan sadece bekledim. Ardından uzun adımlar atarak arabaya doğru ilerledi ve onu takip etmemi işaret ediyordu. Arabaya binip çalıştırdıktan sonra bana baktı. "Daha psikiyatriye gitme zamanımız var o sırada bir kafeye gidip kahve içerek kendime gelmem lazım. Sende bir şeyler yedikten sonra gideriz." Dedi sert bir ses tonuyla. Kafamı sallayıp sadece William'a ayak uydurdum.
Bir süre sonra dediği yere gelmiştik. Arabayı park ettikten sonra ikimizde araçtan indik ve kafeye doğru yürümeye başladık. Iceriye girince gözlerim boş bir masa aradı ve orta kısımlardaki masayı gözüme kestirdim. Masalarda oturan insanları göz ucu ile incelerken gözlerim kafein cam kenarında oturan iki kıza doğru takılmıştı. Bir elimle William'ın kolunu sıktıktan sonra William aniden bana dönüp "Ne var Nicholas? Yeni kurbanın mı?" dedi alaycı bir ses tonuyla. "Sadece kafenin cam kenarında oturan kıza bak Will." Dedim sesim titreyerek. William kafasını çevirip cam kenarına bakınca olduğu yerde donmuştu. Ikimizde hareketsiz bir şekilde cam kenarındaki masaya bakarken garsonun sesi ile kendimize geldik. "Ortadaki masa boş beyefendiler. Dilerseniz siparişini kasa yerine orada alabilirim." Dedi. Garsonun sesiyle ikimizde gözlerimizi ortadaki masaya çevirip ilerledik ve oraya yerleştik. William hala şaşkın gözlerle benimle konuşmaya çalışıyordu. Bir süre William'ın dediklerini hiç duymadığım halde omzuma vurup "Beni dinle Nicholas!" dedi sert bir şekilde. Gözlerimi kırpıştırarak William'a döndüm ve konuşmaya başladık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tanıdığın Aslında Kim?
Детектив / ТриллерBirini tanımak için günlere ihtiyaç duymazsın. Bir zamanlar tanıdığın kişinin aslında tanıyamadığı öğrendiğinde acılar daha ağır bastırmaz mı?