Instagram/intiharmelodiisi
"Ölüm, bu dünyada ölmeyi haketmeyenler için gelmemeliydi. Suçlular için bir kaçış yolu olarak görülmemeliydi."
Keyifli okumalar
<3
Bazı şeyler hiç geçmiyor.
Bazı acılar, bazı anılar, bazı yaşanmışlıklar. İçimizde kalıyor, duruyor bir yerlerde. Ne zaman çıkacağı belli olmuyor, mekan farketmiyor anıların ortaya çıkış şekli. Bazen durup dururken gözlerin doluyor, bazen silik bir tebessüm oluşturuyor suratında. Uzun uzun bakasın geliyor, dümdüz.
Odanın bir köşesinde oturuyor ve sorguluyordum. Sessizlik ağır geliyordu. Sessizlik, sessiz gelmiyordu. Diyordum; sessizlik nasıl bu kadar gürültülü olabilir?
Beynimin içinde ki o ses hiç susmuyordu, fısıldıyordu kulaklarıma doğru. İçimi yiyip bitiren o kelimeleri tekrar tekrar söylüyordu bana.
Bencil, Ahu diyordu. Sen sevgimi haketmiyorsun, Ahu diye tekrar ediyordu. Babam bile bana kaç kez onun sevgisine layık olmadığımı söylemişti. Onda bulamadığım sevgiyi Safir'de bulmuşken; onun da sevgisini haketmeyecek kadar kötü biri miyim diye düşünmeden edemedim. Sonra dedim kendi kendime: neden birilerinin sevgisine muhtaç hissetmek zorundaymışız gibi?
Benim için yaptıklarını unutmuyordum, yapmak gibi bi zorunluluğu olmamasına rağmen benimle birlikte saklamıştı ilişkimizi. Mutsuzlu olduğumuz zamanlar, mutluluğumuzu bile sakınmıştı birilerine söylemekten. Bütün triplerimi çekmişti.
Şimdi ona gidip ne diyebilirdim ki?
İkimizin bütün yükünü sırtlanmışken, karşısına geçip 'sen bana bunları nasıl layık görürsün' mü diyecektim? O, haklıydı. Benim ona tek kelime etmeye bile hakkım yoktu. Sadece ne yapacağımı bilmiyordum. Kafam karmakarışıktı, hangi yoldan ilerlesem emin olamıyordum. Safir'i geri kazanmak için bir şeyleri feda etmem gerekiyordu. Ama feda edersem de kendimden feragât etmem gerekecekti.
Kendimden ederdim sorun değildi. Sorun olan şey; Safir'le ilişkim öğrenildiğinde bizimkilerin, en çok babamın tepkisini kestiremeyeceğimdi.
Dizlerimi kendime doğru çektim iyice, yerde küçük bir pozisyona geçtiğimde, başımın oldukça ağrıdığını farkettim. O konuşmanın üzerinden iki gün geçmişti. Yazmamıştım ona, kafasını dinlemesinin gerektiğinin bilincindeydim. En azından bir sonraki konuşmamıza kadar aklını toplayabilirdi. Onu ne kadar çok sevdiğimi biliyordu, ben bu ilişkiye başlarken ona olacakları söylemiştim ki.
Bu iki gün içerisinde bizimkilerle sadece telefondan konuşmuştuk. Hepsinin şuan normal olduğunu biliyordum, Kutay'ın haberlerini ben babamdan alıyor bizimkilere iletiyordum. Gökçe Hanım'la birlikte derin konuşmalar içerisinde olduğunu biliyorduk hepimiz. Polislerin onu daha sorgulamadığını öğrenmiştik.
Son öğrendiğimiz şeyse pek iç açıcı değildi. Yarın sabah erkenden Serdar'ın cenazesi kaldırılacaktı. Bu kadar uzun tutmalarının sebebinin vücudunda aldığı hasarları uzun uzadıya incelemek olduğunu biliyorduk. Şimdi ise incelemelerin bitmiş olduğunu ve bir mezara sahip olacağını duymuştuk. Vakıftaki herkes cenazede olacaktı. Benim de gitmem gerekiyordu. En azından babam öyle söylemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNTİHAR MELODİSİ
Misterio / SuspensoAşk kayıp düşüyor, aşk seni öldürüyor, sevgilim.