23. 04. 2007
-Suzume-"Ne yapmaya çalışıyorsun?" dedi Sanzu. "Neden Kantou Manji'ye katıldın?"
Yüzüme savurduğu yumrukla geriledim. "Belki yalnızca abiciğime özeniyorumdur?"
Tekrar savurduğu yumruktan kaçtım. Mikey'in dediği gibi bana "eğitim" veriyordu. Yaptığımız tek şey onun bana yumruk atması ve benim kaçmamdı. Yaklaşık yarın saattir aynı şeyi yapıyorduk.
"Bir nedenin olduğunu biliyorum." dedi Sanzu. Bir anda yumruk atmayı kesti. Nefes nefese kalmıştım.
"Çok fazla düşünüyorsun, Haruchiyo."
Bana yaklaştı. Kaşlarını çattı ve suratımı inceledi. Biraz daha yaklaştı. Geriledim. "Ee, eğitime devam etmeyecek miyiz?"
Elini yanağıma götürdü ve dudaklarımızı birleştirdi.
Benim gözlerim şokla açılmışken, onun gözleri kapalıydı. Ona uyum sağladım. Kısa sürmüştü ama yine de... daha önce hissetmediğim bir şeyler hissettirmişti.
Şu pislik... neden böyle hissettirmek zorundaydı ki?
Hızlıca onu ittim ve az önce ne yaptığımı sorguladım. Neden izin vermiştim? Ayrıca o beni neden öpmüştü ki? Benden ölesiye nefret ediyor olması gerekiyordu.
"Neden beni öptün?" dedim hoşuma gitmesini unutmaya çalışırken.
"Çok fazla düşünüyorsun, Suzume."
Yutkundum. Sanzu... Kesinlikle en son bıraktığım gibi değildi.
"Bugünlük bu kadar eğitim yeter." At kuyruğu yaptığı saçlarını açtı. "Akşam Rindou seni eğitecek. Dikkatli ol, bir yerini kırmasın."
Hiçbir şey diyemedim. Çıkarken kapıyı kapattı ve yalnızca başıma kaldım.
•••
İzana'nın yanına gittim. Oturmuş Kakucho'yla laflıyordu. Elimde olmadan sinirlendim. Ben burada geberecek gibi olurken...
Kalbim o kadar hızlı atmıştı ki... Onun motorunu çalmaya çalışırken yakalandığımda da böyle atmıştı. Bu seferkinin farklı olduğunun bilincindeydim.
"Acıktım ben." diye ikisinin konuşmasını böldüm.
"Şurada yiyecek bir şeyler olacaktı." diyerek kalktı Kakucho. İzana bana öldürücü bir bakış atarken, dil çıkardım.
İzana'yı sinir etmek keyifliydi. Aslında Kantou Manji'ye geçtiği için onu suçlayamazdım. En çok değer verdiği Kakucho oradaydı. Ben yalnızca kan bağı olan rasgele biriydim. Ayrıca bu çeteye girmek kesinlikle daha avantajlıydı. Bu yüzden Kantou Manji'ye girmiş gibi yapıyordum.
Senju, İkinci Nesil Toman'ın üyesi olduğumu biliyordu.
Yalnızca onlardanmış gibi davranacaktım. Bu şekilde, yarın olacak savaşa katılabilirdim. Senju'nun benim için endişelendiğinde tahmin edebiliyordum.
Peki ya Sanzu?
O öpücükten sonra, bir anlığına da olsa Kantou Manji'ye ihanet etmek istememiştim. Neden böyle olduğunu bilmiyordum. Çok saçmaydı.
Kakucho'nun uzattığı kızarmış erişteyle düşüncelerimden sıyrıldım. Erişteyi aldım ve büyük bir parçasını ağzıma attım. Çok fazla düşünüyorsun, Suzume.
"Hadi artık, başlayalım." dedi Rindou.
"Çooook yorgunum." dedim harfleri uzatarak. "Bu akşam eğitim yapmasak mı?"
"Bugün ilk defa eğitime başladın." dedi ve bir kaşını kaldırdı.
"Bu yorgun olduğumu değiştirmez."
Rindou omuz silkti. "Seni eğitmek çok da sikimde sanki. Bunu Mikey istedi."
"Onu ben eğiteceğim."
Bunu diyen İzana'ydı. Ağzım şaşkınlıkla aralandı. Suratıma bakamayacak kadar değersiz olduğumu düşündüğünü tahmin etmiştim. Açılmış ağzımı kapamak için kızarmış erişte soktum.
"Bana uyar," dedi Rindou. Kaçmaya yer arıyordu.
İzana bileğimden tutup kaldırdığında gözlerimi devirdim. "Hıyar."
Çalışma salonuna gittik. Bu sefer sabahki gibi boş değildi, etrafta 10-20 kişi daha vardı ve hepsi birbirini dövüyordu. Ya da buradaki manyakların deyimiyle 'eğitim'.
İzana bir küfür mırıldandı. "Bu kadar kalabalık olması çok boktan."
"Neden boktan olsun ki? Ben senin kardeşinim, sevgilin değil..." Ayrıca Kakucho varken, başka birine bakacağını düşünmüyordum.
Gözlerini devirdi. "Seninle konuşmamız gereken önemli şeyler var, aptal."
"Ha?" Beni köşede bir yere çekiştirdi. Etrafı kontrol etti ve yüzüme bir yumruk attı. Reflekslerim sayesinde, hızlıca geriye çekildim.
"İnsan bi' uyarır!"
"Kanto Manji'ye ciddi ciddi katıldığımı düşünüyor olamazsın."
İzana'nın dedikleriyle gözlerim irileşti. Ne anlatmaya çalışıyordu."Orada olmamın tek sebebi Kakucho. Mikey umurumda değil. Bu bencilce, biliyorum. Shin abi böyle davranmamı istemezdi ama elden bir şey gelmez."
Shin abi dediği kişi kimdi? Bunu bir ara sormayı aklımın kenarına not ettim. Şimdilik daha önemli şeyler vardı. İzana kimin tarafında? Ya da, daha mantıklısı, hangi tarafa güveniyor?Bana güvenir miydi ki? Kan bağı ne garip şeydi...
Yüzüm aydınlansa da, ona hemen güvenemezdim. Tereddüt ettiğimi fark edince, derin bir nefes aldı. "Bana güvenmek zorundasın, Suzume. Piçin teki gibi davrandığımı biliyorum ama-"
"Oi, Suzume~" Arkamdan yaklaşan Sanzu'nun nefesini boynumda hissetmiştim. "Seni özledim."
İzana'nın kaşları çatıldı. "Önemli bir işin ortasındayız. Burnunu sokmayı kes, Sanzu."
Sanzu kıkırdadı. "Amma da çok konuşuyorsun."
"Sana siktirip gitmeni söyledim. İzana'nın sesi ürkütücüydü.
Sanzu'nun çenesi kasılsa bile, beni şaşırtacak bir şekilde sessiz kaldı. "Saat gecenin bir yarısı, 2. Bildiğin gibi Suzume bende kalıyor."
"Her neyse," dedi İzana. Bana anlamlı bir bakış attı. Daha neler anlatacağını merak ediyordum ama yapacağım bir şey yoktu.
Dahası, yarın İkinci Nesil Toman'la savaş başlayacaktı.
Sanzu'nun arkasından motora bindim ve demirlere tutundum. Her şey fazla belirsizdi.
Manganın yeni bölümünü okudunuz mu? Hepsinin ölümünü görmek cidden üzücüydü.
Çoğu kişi Wakui saçmalıyor demiş ama altından daha fazla olay çıkacakmış gibi hissediyorum. Mikey'in karanlık dürtü olayı umarım o kadar basit değildir.
725 kelime.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tekrar|Tokyo Revengers
Science Fiction"Delirdiğimi düşüneceksin ama zamanda yolculuk yapıyorum. Ve sanırım zaman döngüsünün içine sıçtım. Hakkai bir anda yaşlandı, 60 yaşında gibi gözüküyor. Haberlerde de bu tarz şeyler var. İnsanlar aniden yaşlanıyor veya gençleşiyor. Hatta bazıları di...