6 • 𝐓𝐡𝐞 𝐂𝐚𝐭 𝐀𝐥𝐰𝐚𝐲𝐬 𝐓𝐞𝐥𝐥 𝐓𝐡𝐞 𝐓𝐫𝐮𝐭𝐡

1K 101 6
                                    

Manhattan, Avengers Tower, 2015

"Sana lânet olsun Stark!" Dedi bağırarak Clint Barton. Sinirliydi çünkü yemek istediği çöreğin üzerine demir lejyondan biri düşmüştü.

Daphne Stella, saldırı başladığında Alpine'in gözlerinden çekilmiş ve kontrolü ona bırakmıştı. Zaten yolda olduğu için de kulenin yakınlarına otostop ile varması gerekmişti. Ekip uzun bir süre dövüştükleri için kısa bir süre sonra Manhattan'da olacaktı. O zamana kadar ise kısa aralıklarla Alpine sayesinde sarışın adamı kontrol etmişti. Ufak birkaç sıyrık dışında iyiydi ve bu onu sakinleştiriyordu.

"Dosyalara, sürücülere, her yere girmiş. Kaçış yolu olarak da interneti kullanmış. Bizim hakkımızda bizden daha çok şey biliyordur."

"Bu kadar şeye erişebiliyorsa ya daha heyecanlı bir şeyler isterse?" Dedi siyahî adam.

"Nükleer şifreler." Dedi hafif sarhoş olduğunu düşündüğü kadın. Şimdi daha ayık görünüyordu. Muhtemelen birkaç yumruk yemişti. Adam onu onayladı.

Natasha, yanındaki beyaz küçük dostlarına baktı. Bazı anlar göz rengi değişiyor ve etrafa daha farklı bakıyordu. Onun kim olduğunu bildiği için fark etmediğini düşünmesini sağlıyordu. Kızın kendilerine güvenmesini istiyordu. Ancak bugün gördüklerinden sonra bu olur muydu emin değildi.

"Stella bizi uyarmaya çalıştı." Dedi Steve elleriyle yüzünü ovuşturarak. Hâlâ, kızının karşısına geçtiğini ve onu korumaya çalıştığına inanamıyordu. O gittiğinden beri onu aramasına rağmen kızı tıpkı bir ajan gibi iyi saklanıyordu. Kameralara yakalanmamayı iyi biliyordu.

"O, seni korumaya çalıştı. Bizimle konuşmadı bile." Dedi Bruce. Buna elbette ki dargın değildi. Hiçbiri değildi. Onun sarışın adamı koruma içgüdüsünü biraz da olsun anlıyorlardı.

"Alpine?" Dedi Steve umutla. Kedi sakince ona döndü. Herkes onun kendisi olmadığını anlamıştı. Titrek bir nefes çekti. "Neden şimdi?"

"Bilmiyorum." Diye cevap verdi ona. Alpine hızlı ve heyecanla yaşayan biriydi. Stella ise o olmadığını belli edercesine sakince gözlerini kırpıyor ve oturarak etrafı inceliyordu. "Seni hatırlamıyorum."

Dudaklarını birbirine bastırdı. "Biliyorum. Yoksa bana asla bağırmazdın."

"Ben sana ne zaman bağırdım sarışın bomba?" Dedi Alpine neşeyle gülerek. Etrafı kokladı. "Kaos kokusu alıyorum!"

"Cin şişeden çıktı, şimdiki hedefimiz Ultron." Dedi Natasha konuşmaya dâhil olarak.

"Ultron da baya fiyakalı isimmiş." Dedi Alpine sandalyeye çıkarken. Diğerleri ile aynı hizaya gelerek daha rahat gözlerine bakmak istiyordu ama bu küçük boyuyla pek mümkün değildi. "Kim koydu bunu diye sormayacağım. Kesin Stark bebeğimdir."

Ortam saniyelik neşelense bile herkes biliyordu ki, uzun bir süre mutlu olmaları pek mümkün değildi.

Ortam saniyelik neşelense bile herkes biliyordu ki, uzun bir süre mutlu olmaları pek mümkün değildi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bahar Askeri GerçekliğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin