Final

2K 193 177
                                    

Final şerefine kitap hakkındaki genel görüşlerinizi son bir kez alabilirim.

Bölüm sonunda önemli bir yazı var. Okumadan geçmezseniz sevinirim.

Son kez keyifli okumalar. Umarım beğenirsiniz.
💜

Yoongi'yi yakalamıştık ve her şeyi itiraf etmişti.

İlk başta zorlanmıştık fakat Namjoon'un parmaklarının arasından çıkan saç telinin Yoongi'ye ait olduğu kesinleştikten sonra onunda kaçacak yeri kalmamıştı. Her şeyi itiraf etmesinin ardından yapacak son bir şeyimiz kalmıştı.

Taehyung'u konuşturmak.

Kendimi çok yorgun hissediyordum ama bir yandan da bu iş burada bittiği için biraz olsun rahatlamıştım. Tabii ki hayatını kaybeden üç kişiyi düşününce kötü oluyordum. Hepsiyle aynı binada olmamıza rağmen hiçbirini koruyamamıştık. En çokta bu beni üzüyordu. Elimizde imkanlar olmasına rağmen olayları bu kadar geç çözmüş olmak sinirimi bozuyordu. Bu Jimin ile paylaştığım da, bana elimizden geleni yaptığımızı üç kişiden daha fazlasının da ölebileceğini ama o olmadan başardığımızı söylemişti.

Şimdi ise bu karışık hislerim ve Jimin ile birlikte Taehyung'un içinde bulunduğu sönük ışıklı sorgu odasına girdik. Kapıyı ardamdan kapatıp ona doğru ilerledim. Yüzünde öfkeli bir ifade mevcuttu. Gözlerim bileklerinde ki kelepçeye takıldı. Bu durumda olmayı sonuna kadar hak ediyordu.

"Kim Taehyung." Jimin konuşarak Taehyung'un hemen karşısına oturdu. Bende beklemeden yanına oturdum. "Aynı binada oturduğun üç kişinin ölümünden sorumlu tutuluyorsun. Suç ortağın her şeyi itiraf etti. Bu insanları öldürdüğünü kabul ediyor musun?"

Taehyung bir süre hiç cevap vermedi. Yalnızca sırıtmakla yetinmişti. Onun katil olduğunu öğrendikten sonra, bakışları bana çok daha korkunç gelmeye başlamıştı. "Demek o korkak pezevenk hemen öttü."

Başımı olumsuz anlamda sallayıp, sıkıntılı bir nefes verdim. Adam cinayetten yargılanacaktı ama hala yüzündeki şu sırıtışı duruyordu. Kafası bizden çok daha farklı çalışıyordu. Bu yüzden onun gibilerden korkuyordum.

"Sadece sana sorulana cevap ver." Dedi Jimin sert bir sesle. Zaten Taehyung'dan hoşlanmıyordu. Bu tavırlarının onu da en az benim kadar deli ettiği açıktı. "Cinayetleri planlayıp, faaliyete geçirdiğini kabul ediyor musun?"

"Evet, ediyorum."

Çok rahattı. Suratında asla bir pişmanlık kırıntısı göremiyordum. Yaptığı şeyden gurur duyuyormuş gibi görünüyordu. Tam olarak bir psikopattı. Yoongi'nin yüzündeki çaresizliği ve pişmanlığı görebilmiştim ama Taehyung'da bu yoktu. Soğuk kanlı, umursamaz ve empati duygusundan yoksun bir katildi.

"Öncelikle zehirleri nasıl elde ettiğinden başlayalım. İddia olayını biliyoruz. Zehirleri Jung Woo'dan nasıl aldın?" Soruyu ben sorduğum için Taehyung bakışlarını üzerime dikti. Rahatsız olduğumu belli etmeden bakışlarına karşılık verdim.

"İddia bittikten sonra zehirleri yakacağını söyledi. Bende bunu söylemesinin ertesi günü evine gidip zehirleri odasından almaya karar verdim. Zaten arkadaş olduğumuzdan evine girmem basitti. Onu oyalayıp, odasına girdim ve toz morfini alıp, asit borik şişesine boşalttım. Asit boriği de morfin şişesine. O aptalın ruhu bile duymadı." Dedikten sonra sesli bir şekilde güldü. Sanki yaptığı itiraflarla, gerçek kişiliği de tamamen kendini gösteriyordu.

NO:7|Jimin✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin