"Seni uyardım Kyungsoo," Baekhyun, oğlanın karşısında ağlamasını umursamadan bağırarak konuşuyordu. "Seni uyardım!"
Jongin'le birlikte olmasının üzerinden beş gün geçmişti ve Kyungsoo o gündür ne Jongin'i görmüştü, ne de onunla konuşabilmişti. Esmer oğlan hiçbir aramasına ve mesajına cevap vermiyordu. Son çare olarak Kyungsoo, Baekhyun'a gitmek zorunda kalmıştı.
Baekhyun'a, Jongin'le yaşadığı şeyleri anlatmak istememişti çünkü hyungunun ona kızacağını ve onu azarlayacağını biliyordu. Fakat artık elinden bir şey gelmiyordu. Jongin'i yüz kere aramasına rağmen oğlan asla telefonlarını açmamıştı ve bir süre sonra direkt meşgule düşmüştü. Kyungsoo buna inanmak istemiyordu ama Jongin onu resmen engellemişti.
Baekhyun söylenmeye devam ederken Kyungsoo'nun ağlaması şiddetlenmişti ve bacaklarını göğsüne çekerek bacaklarına sarılmıştı. Hayatında hiç kendini bu kadar kötü hissetmemişti. Hayır, Jongin ona sevgililerini tanıttığında bile böyle kalbi acımamıştı. Bu, hepsinden beterdi.
Jongin resmen onu kullanmıştı ve Kyungsoo göz göre göre oğlanın onu kullanmasına izin vermişti. Kyungsoo yüzünü dizlerine gömdüğünde Baekhyun derin bir nefes almıştı.
"Seni ilk öptüğü zamanı hatırlıyor musun Kyungsoo?" Kyungsoo kulaklarını kapatmak istedi ama yapamadı. "Seni kullanıyor dedim. Beni dinlemedin." Kyungsoo ellerini saçlarına atmış ve sertçe çekmiştirmeye başlamıştı.
"Peki ya ikinizi bastığım o gün? Resmen yiyişmiştiniz ve ardından sana bir sürü laf ettim bunu yapmayı bırakman için. Jongin sana iyi gelmiyor Kyungsoo. Bunu sen de ben de çok iyi biliyoruz. O çok sevdiği kız arkadaşını seninle aldatan bir adamın sana sadık kalacağı, seni seveceği ve seni mutlu edeceğine ne inandırıyor seni? Bana bu kadar aptallaştığını söyleme lütfen." Baekhyun daha sakin bir ses tonuyla konuşurken Kyungsoo'nun ağlaması henüz durabilmiş değildi.
Baekhyun, karşısında çaresiz bir şekilde ağlayan oğlanın önüne diz çökmüştü ve saçlarını sertçe çekiştiren ellerini çekmiş ve saçlarını okşamaya başlamıştı. "Kyungsoo..." Oğlana bağırdığı için pişman olmuştu ama dedikleri Kyungsoo'nun aklına başka bir şekilde girmiyordu. Kyungsoo'nun her şeyin farkına varması ve kendine gelmesi gerekiyordu.
"Kyungsoo, çok özür dilerim bebeğim..." Baekhyun, Kyungsoo'nun saçlarına öpücükler bırakmaya başlamıştı. Onu sakinleştirmeye çalışıyordu fakat Kyungsoo'nun ağlaması git gide daha da şiddetleniyordu.
"H-Hayır hyung, ben aptalın tekiyim. Düz olan grup üyeme aşık olduğum için aptalın tekiyim." Kyungsoo yüzünü dizlerinden kaldırdığında Baekhyun, oğlanın şişmiş gözleriyle karşılaşmıştı. Kyungsoo'ya bağırdığı için kendini çok kötü hissetmişti. Kyungsoo bunları hak etmiyordu.
"K-Keşke Jongin'le hiç tanışmasaydım. Keşke bu şirkete a-asla başvurmasaydım, keşke benim yerime Moonkyu olsaydı grupta. Belki o zaman Jongin biraz da olsa mutlu olurdu." Kyungsoo tırnaklarını avucuna batırmaya başladığında Baekhyun ellerini, elleri arasına almaya çalışmıştı.
"Bir daha sakın böyle bir şey demeyeceksin." Baekhyun sert bir ses tonuyla konuşmuştu. "Sen olmasaydın ben ne yapardım Kyungsoo?" Kyungsoo gözlerini kaçırmıştı. "Benim yüzümden kafan ütülenmezdi. Aptallıklarımla uğraşmak zorunda kalmazdın." Kyungsoo fısıldayarak söylediğinde Baekhyun, oğlanın ellerini sertçe tutmuştu.
"Seni seviyorum, bunu biliyorsun değil mi? Seni hepimiz seviyoruz. Sırf Jongin yüzünden kendini bu kadar hırpalama. Sana bağırdığım için çok özür dilerim güzelim." Baekhyun, oğlanın elinin tersine minik bir öpücük bırakmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
washing machine heart
FanfictionKyungsoo, stajyerliğinden beri en yakın arkadaşı olan Jongin'e aşıktı. Fakat Jongin, bunun farkında değildi. Ve farkında olmadan da Kyungsoo'nun kalbini kırmaya devam ediyordu. ⚠️ sağlıksız ilişki, toksik karakterler, angst