Olum oyu çok önemsemem ama bi bölümü 27 kişi okumuş. 5 kişi oy vermiş. VE BU MÜKEMMEL UYGULAMA BANA KİTABIMI ÖNERİYOR.
Ertesi sabah karnım daha az ağrıyordu. Babam bana biraz ağrı kesici verdi ve ilk derse - tılsım-yolladı.
İçeride Erika vardı. Bir köşede kitap okuyordu. Yanına gidip oturdum.
Diana : Selam Erika!
Erika : Diana. Selam. Bakıyorum iyisin.
Diana : Yani. Sayılır.
Bende kitabımı çıkarıp okumaya başladım. Bir süre sonra sınıf doldu ve Profesör Flitwick içeri girdi. Bugün flipendo büyüsünü öğrenecektik. Bir savunma büyüsüydü. Flitwick bize nasıl yapılacağını anlattı. Ardından bir manken getirdi. Sırayla deneme yapacaktık. Bize sıra gelene kadar masamızda büyü hakkında daha çok araştıracaktık. Kitaptan önemli gördüğüm yerleri not aldım. Sonra yanağımda bir sıcaklık ve nem hissettim. Küçük bir öpücük sesi..... Abim. Başkası olamazdı. Yine masadaki parşömene BCJ yazdı. Altına ise DCS yazdı. Diana Crouch Snape. Gülüp derse döndüm. Kağıtta yine yazılar çıktı.
Yazı : Karnın ağrıyor mu?
Tüy kalemimi alıp "biraz" yazdım.
Flitwick : Bayan Snape! Sıra sizde. Kendime geldim. Ayağa kalkıp mankenin önüne geçtim.
Flitwick : Tüm gücünüzü toplayıp büyü ile gönderin.
Diana : Tamam!
Hazırlandım.
Diana : Flipendo!
Manken hareket dahi etmedi.
Flitwick : Tekte yapmak zorunda değilsiniz. Yeniden deneyin.
Başımla onayladım. Tüm enerjimi topladım ve odaklandım.
Diana : FLİPENDO!
Manken geriye doğru fırladı.
Flitwick : Evet! Harika! Yeniden denemek isterseniz deneyebilirsiniz. Ya da yerinize geçebilirsiniz.
Diana : Yerime geçeyim. Teşekkürler.
Flitwick onayladı ve yerime geçti.
Erika : Çok iyiydi.
Sıra ondaydı. Erika tamamen odaklandı ve tekte mankeni geriye savurdu. Flitwick'ten bir alkış aldı ve yanıma döndü.
Erika : Kolaydı!
Diana : Senin için.
Erika : Senin de ne kadar güçlü olduğunu biliyoruz.
Gülümsedim.Sonraki ders sihirli yaratıkların bakımıydı. Normalde bu derdi 3.sınıfta alacaktık. Ama şimdiden alışmamız için programa 1 ders eklenmişti. Derse Hagrid bakıyordu. Karanlık Ormanın girişine yakın bir yerde öğrenciler toplanmıştı. Aralarında Edyth vardı. Yanına koştum.
Diana : Edyth!
Edyth : Diana! Nasılsın?
Diana : Fena değil. Sen?
Edyth : İyi gidiyor.
Lara : Hipogrif denen saçma bir şeye binecekmişiz. Abim söyledi. Kuş gibi bir şeymiş. Abimin kolunu kırdı o yaratık.
Edyth : Abin o kuşa kötü şeyler söylemese o kuş öyle yapmazdı Lara!
Lara : Hıh aptal kuş işte.
Diana : Edyth boşver onu.
Edyth : Sadece senin için.
Diana : Teşekkürler.
Hagrid : Evvet! Toplanın bakalım. Birazdan Hipogriflere yaklaşacağız. Onlar çok asil yaratıklardır. Onlara yaklaşmadan önce eğilmeniz ve ondan izin almanız gerekir. İzin aldıktan sonra önce onu sevmeniz ve sonra ona yaklaşmanız gerekir. Yoksa sabahki gibi bir tatsız olay yaşanabilir.Hipogriflere şuan çok yakındık. Ama nedense içimde kötü bir his vardı. Sanki etraftaki bir şey negatif enerji veriyordu.
Hagrid : Evvvet! Hmmmm. Diana. Önce gelmek ister misin?
Diana : Ben mi?
Hagrid : Evet sen! Hadi korkak olma. Seni seveceğine eminim. Bu Şahgaga.. Ona nezaketle yaklaş. Hadi!
Beni Şahgagaya doğru itti. Durakladım. Şahgaga bana bakıyor ve duruyordu. Yavaşça eğildim.
Hagrid : Evet!
Biraz öyle kaldım ve Şahgaga'ya baktım. Başını öne eğdi ve beni selamladı.
Hagrid : Güzel! Şimdi elini ona uzat. Ve izin vermesini bekle.
Elimi uzatıp bekledim. Şahgaga iki adım attı. Gagasını elimin altında hissettim. Yavaşça okşadım.
Hagrid : Harika!
Şimdi ona binebilirsin!
Hagrid birşey dememe bırakmadan beni Şahgaga'nın sırtına oturttu.
Hagrid : Sıkıca tutun.
Hagrid cümlesini bitirmeden Şahgaga havalandı ve ben hızla tüylerinden birkaçını yakaladım. Hızla göğe yükseldik ve göle ilerledik. Şahgaga bir süre düz uçtu. Bu sırada kollarımı iki yana açtım. Rüzgar çok ferahlatıcıydı. Şahgaga inişe geçeceğini tiz bir ötüşle haber verdi. Sıkıca tutundum. Yere güzel bir iniş yapmıştık. Hagrid beni alıp indirdi.
Hagrid : Arkadaşlarına örnek olduğun için teşekkürler Diana. Evet sırada kim ister?
Kalabalık "ben ben" sesleri ile alana geldi. Herkes bir hipogrif ile çalışıyordu. Uzaklaşmadan Şahgaga'ya baktım. O da bana bakıyordu. Nezaketle eğildim. Karşılık verdi ve bir kenara dinlenmeye gittim. Sessizce oturup dinlendim. İçimdeki kötü his artmıştı. Sanki dibimdeydi. Karanlık ormana bir bakış attım ve tanıdık iki kırmızı göz gördüm. Gördüğüm anda dondum. Kendime gelir gelmez ona odaklandım. Zihnime fısıldadı.
Ses : Ormana gel!
Etrafa bakındım. Kimsenin umurunda değildim. Yavaşça kalkıp ormana yaklaştım. Son kez etrafa baktım. Kimsenin görmediğinden emin olunca önüme gelen dalları itip gözlerin yanına doğru gittim. Gözün sahibi arkasını döndü ve derinliklere ilerledi. Hiç takılmadan gidiyordu. Bense önüme gelen dikenli çalılara takılmadan yürümek için büyük savaş veriyordum. Sonunda bir açıklığa geldik ve Karanlık Lord arkasını döndü.
Voldemort : Merhaba Kara Melek. İsteğimi çok çabuk hallettin.
Önceden cebime koyduğum ejder asitini uzattım.
Diana : Bunlar.... Ne için gerekli?
Voldemort : Çok önemli bir şey için. Fazla sorgulama. Sıradaki isteğim senden 2.kattaki kızlar tuvaletine gitmen. Ve oradan sırlar odasına inmen.
Diana : Sırlar Odası?
Voldemort : Evet. Orada büyük bir yılan göreceksin. Eğer ona doğru davranırsan kontrolü sende olacak. Veya gözüne baktığın anda seni öldürecek.
Dondum.
Diana : A-ama bir yaratık o kadar çabuk bana alışamaz?
Voldemort : Hipogrif çok kolay seni üstüne bindirdi ama?
Yaklaştı. Çenemi tutup kaldırdı.
Voldemort : Sen zeki bir kızsın. Hatta.... Genç bir kız.... Gözlerinde bunu görüyorum.... Sendeki gücü... Zekayı..... Birlikte büyük şeyler yapacağız....
Gittikçe yaklaşmıştı. Derken bir çatırtı duyuldu. Sese döndüğümüzde geldiğim yerde duran bir Hufflepuff 1.sınıf öğrencisi oğlanı gördük.
Diana : Hey! Burada olmamalısın yasak!
Hufflepuff : O-o-o k-kim o-o-olduğunu b-b-bilirsin se-sen mi?
Voldemort : Kim Olduğunu Bilirsin Sen mi?
Çocuk titriyordu.
Hufflepuff : O-o-onun Du-Dumbledore'a i-iletilmesi ge-gerek.
Voldemort : Ama yapmayacaksın. Hatta yapamayacaksın. Diana! Yakala ve öldür onu!
Bu bir emirdi. Ölüm emri. Donmuştum.
Voldemort : Hadisene!
Hızla asamı çıkarıp ileri atılmamla çocuk geri kaçmaya çalıştı. Peşimden karaltı halinde Karanlık Lord geliyordu. Olabildiğimce hızlı koştum. Sonunda çocuk bir ağacın köküne takılıp düştü. Asamı doğrultarak yaklaştım.
Hufflepuff : Ya-yapamazsın! Se-sen da-daha Kü-küçüksün!
Voldemort : Ahhh ama senden çok daha güçlü.
Diana :......
Voldemort : Öldür onu!
Diana : Avada Kedavra!
Çocuk yüzünde bir şok ifadesi ile kaldı. Bende yere diz çöküp ağlamaya başladım. Artık bir katildim. Ama bu sefer masum birinin katiliydim.
Voldemort : Ağlama...
Diana : N-ne demek ağlama! Çocuğun suçu yoktu! Hafızasını silebilirdik!
Voldemort : Evet biliyorum. Ama gücünü test etmek istedim. Ve emrime uyup uymayacağını. Gücün ve emrime uyman hoşuma gitti.
Artık dayanamadım. Tamamen yere çöküp başımı ellerimin arasına aldım.
Voldemort : İstersen ona öldüğü yere bir mezar yap.
Diana : O-Olmaz.
Voldemort : Neden?
Diana : A-Ailesi bunu bilmeli.
Voldemort :....
Karanlık Lord yanıma diz çöktü. Normalde birisi yanınıza diz çökerse sıcaklık gelirdi. Ama Karanlık Lord'dan soğukluk geliyordu.
Voldemort : Hadi.... Diana..... Daha başındayız... Biliyorum kötü geliyor. Zamanla alışacaksın. Ve bu kolay gelecek. Buna alış.
Elini saçımda hissettim. Yerimden kalkmaya gücüm yoktu. Lord bunu anlamış gibi ayağa kalkıp elimden tuttu ve zorla beni kaldırdı.
Voldemort : Okula dön.
Kırmızı gözlerine ıslak gözlerimle baktım. Parmağıyla yanağımdan akan yaşı sildi. Sırtımı sıvazladı ve beni gönderdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayıp Snape'in Kızı
FantasySize baba diyebilir miyim? Profesör dondu. Bana döndü. Gözü yaşlı gülümsedi. Tabi ki öyle diyeceksin. Diana 11 yaşına geldiğinde Hogwarts'tan kabul mektubunu alır. Küçüklükten beri aradığı babasının Snape olduğunu düşünmektedir. Aynı zamanda bir k...