Peter yerinde huzursuzca kıpırdandığı sırada Pepper, elinde iki kahve bardağıyla içeri girmişti. Peter teşekkür ederek kahvesini aldı ve elini tamamen kupaya sararak sıktı. Gerginliğinin neden bir türlü geçmediğini bilmiyordu ve bu onu aptalca şeyler yapmaya itiyordu.
Lütfen, tek istediğim bu evden çıkana kadar saçma bir şey yapmamak. Lütfen, lütfen, lütfen.
Derin bir nefes çekti içine. Morgan bir köşede oyuncaklarıyla oynarken Pepper de karşısındaki koltuğa oturmuştu.
Sıradan bir gün. Gerilme. Gerilirsen işleri daha çok batırırsın.
Pekâlâ, iç konuşmaları kesinlikle hiçbir işe yaramıyordu. Bu yüzden dış dünyaya döndü ve yapmayı en iyi bildiği şeylerden birini yaptı.
"Bayan Stark gerçekten üzgünüm. Aniden gelm-"
"Peter!" Pepper sesli bir şekilde iç çektiğinde Peter koltuğa sindi. "Sorun değil ama bir daha ki sefere eğer kapıda saatlerce bizi beklemek istemiyorsan haber vermelisin."
Peter bir an duyduğu cümleleri yanlış anladığında korkuyla nefesini tutmuştu ama kısa sürede doğruyu fark etti. "Oh, tabi. Kesinlikle bir daha ki sefere öyle yapacağım-" Peter aniden kendi sözünü kesti. Bir daha ki sefere mi?
Pepper anlayışlı bir gülümseme sundu. Bu çocuğu gayet iyi tanıyordu ve onu sakinleştirmek için elinden gelen her şeyi yapmak istiyordu. "Pekâlâ... Nasıl gidiyor? Okul hayatın ve-"
"Örümcek Adam işleri!"
Morgan'ın bağırmasıyla Peter hafifçe gözlerini irileştirerek ona baktı. Morgan oynadığı oyuncakları bir köşeye atmış ve onlara dönük bir biçimde oturuyordu. Gözlerinde ki ışıltı kendini belli ederken, asla ve asla yerinde duramıyordu.
"Her şey yolunda," dedi Peter, Pepper'a bakarak ardından Morgan'a döndü. "Örümcek Adam işleri de gayet güzel gidiyor."
Morgan ona cevap verilmesinin mutluluğuyla oturduğu yerden fırladığı gibi Peter'a ilerlemeye başladı. "Harley, senin hakkında bir sürü video izletti bana. Hepsinde çok iyiydin!"
Peter yanına oturan kıza kocaman gülümsedi. "T-teşekkür ederim."
"Seni herkes tanıyor öyle değil mi? Aslında Harley gerçek kimliğini bilmediklerini söylemişti."
Peter kafasını salladı. "Doğru söylemiş. Herkes maskeli halimi tanıyor. Altındaki yüzü değil."
Morgan kıkırdadı. "Babam bir keresinde senin maskesiz halini bilenlerin özel olduğunu söylemişti."
İşte bu Peter'ın gülümsemesini sarstı. Tüm bedeni baştan aşağıya titrerken kupayı daha da sıkı tuttu. Bunu bekliyordu. Kesinlikle bekliyordu ama bir anda olacağını beklememişti. Özellikle kendi hakkındaki bir konudan Tony'nin açılacağını hiç düşünmemişti.
Pepper, farkına varmış gibi söze atladı. "Tatlım, Peter ile bunları sonra konuşabilirsiniz öyle değil mi? Bu sizin ilk tanışmanız." Morgan duraksadı ve sonra bir şey fark etmiş gibi hafifçe anlına vurdu. "Nasıl unutabildim!"
Morgan küçük elini Peter'a uzattı. "Ben Morgan Stark." Bir şeyler daha demek için dudaklarını aralamış ama göz ucuyla annesine baktıktan sonra bundan vazgeçerek tek kelime dahi etmemişti.
Peter ise üstüne çöken hüznü dağıtmaya çalışırken ona uzatılan küçük eli sıktı. Daha önce de söylediği gibi şimdi bunları düşünmenin sırası değildi. "Ben de Peter. Peter Parker."
Sonra zaman çok hızlı geçti. Peter ne zaman üstündeki gerginliği attığını ve ne zaman Morgan ile oyun oynamaya başladığının farkında bile değildi ki eve gitme zamanı geldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
There's things that we'll never know
Teen Fiction|Marvel au| • • • • Peter beş yıl sonra geri döndüğünde, kaybettiği kişinin yerinde hayatı olacak iki insanı bulacağından habersizdi. Onları korumak için her şeyi yapabileceğinden habersiz olduğu gibi. Ship-[Harley Keener & Peter Parker]