02.34
Seul Universitesi mezuniyet partisi;
"Chae nereye gidiyorsun içmeyecek misin?" Sarı saçlı arkadaşlarının bağırışlarını umursamadan dışarı çıkmıştı.
Dışarı çıktığında sigara içen Sana'yı fark edip yanına ilerlemişti.
Sana, Chaeyoung'dan hızlı başlatmıştı konuşmayı. "Seninki nerede?"
"Benimki kim? Mina mı?" Chaeyoung duygularını kolayca belli ederdi, utandığı kırmızı yanaklarından anlaşılabilirdi.
Kısa bir kahkaha attı Sana. "Her seferinde kendini ele veriyorsun.
Mina'nın adını kullanmadım bile."
'Mina bana sığınacak biliyorum, çünkü ben olsam sığınırdım.
Şimdi o da beni düşünüyordur. Nasıl merak ediyordur, hayatımda birileri var mıdır diye. Aslına bakarsan beni pek fazla kıskanmazdı. Onu çok sevdiğimden miydi neydi, böyle bir duyguya rastlamadım onda.'
Chaeyoung, Sana'nın koluna vurdu. "Dalga geçme, zaten biliyordun."
Konuşmalarının arasında;
önlerinden Mina'nın geçmesi tesadüften ibaretti.
Önlerinden geçen Mina'nın koşarak kollarını siyah saçlı bir kadının boynuna sarması pek öyle değildi.
'Yoksa başka biri mi? Dayanmalıyım. Gidip aynanın karşısından kendime daha güzel bakmalıyım. Onun gözünden. Bakıyorum, çaresiz buluyorum yüzümü.'
Sana anlık olarak Chaeyoung'a baktığında; Chaeyoung pek mutlu gözükmüyordu.
Kim sevdiği kadının başka bir kadına koşarak sarılmasına mutlu olabilirdi ki? Özellikle de platonikken.
Chayoung için bitirici hamle çoktan gelmişti.
Mina, Siyah saçlı kadının dudaklarına kapandı. Tam o anda Chaeyoung'un gözlerinden bi' adet yaş döküldü.
Anında arkasını döndü öpüşen çifte.
"Ben gidiyorum." Sana, Chaeyoung'u durdurmadı.
-☆-
4:15Chaeyoung o gece hiçbir yere gidemedi.
Geldiği yer Mina'nın eviydi.
Tek gelebildiği yer Mina'nın eviydi.
Bekliyordu, biri gelsin ve onu kurtarsın ya da ondan bir haber getirsin.
Evlerinin kapısının önüne oturdu ve çantasından katlanmış temiz bir kağıt ve kalem çıkardı.
"Belki söz konusu o değildir.
Bu konuda bir şey söylenemez.
Belki o sıralar, o başka bir yerdeydi.
Bu da olasıdır.
Belki ben bu satırları karaladığım sırada her şey açığa kavuşmuş olacaktır.
Belki o, şu sıralar, kahrolası birine, 'Seni seviyorum.' demektedir.
Hiç belli olmaz.
Belli olmaması da, doğrusunu istersen, çok, çok daha iyidir."Chaeyoung oturduğu soğuk zeminden kalktı. Son kez arkasına bakıp yavaş adımlarla evden uzaklasmaya başladı.
En sonunda köşeyi dönecekken arkasından gelen kadın gülüşleriyle gözlerini kapadı. Fazlasıyla tanıdıktı.
Chaeyoung yine de bu kadın sesinin ondan, Mina'dan gelmediğini düşünmek istedi. Bu ne işe yarar ki.
Arkasını döndü. Mina ve yanındaki siyah saçlı o kadın.
'Ben böyle sanki nereye gidiyorum? Ayaklarım ileri gidiyor. Bu bir yokuş. Biri gelsin ve kurtarsın beni bu ölümcül hatadan.'
Mina eve girdi. Fakat siyah saçlı kadın hala bekliyordu.
Ardından genelde kendini jiletlemek için kullandığı jilet bıçağını kadının karnına sokmuştu,
tek eliyle ise ses çıkarmaması için kadının boğazını sıkıyordu.
"Nefes.." kadın konuştuğunda daha da sıktı parmaklarını. "..alamıyorum."
Son sözleri.
Jilet bıçağını kendine doğru çekerek çıkardı. Yaptığının farkına varması çok uzun sürmedi.
Elleri ve elindeki jilet bıçağıyla kalakaldı, baş başa. Ellerinden korktu, onları saklayacak yer aradı, bulamadı. Jilet bıçağına döndü. En az bir akşam kadar orada kaldı. Sandı ki soluklanacak.
Boğazına götürdü ellerini. Parmakları uygun geldi. Uzunca öyle kaldı.
Karşısında sevdiği kadını görene kadar.
Mina karşısında hiçbir tepki vermeden duruyordu. Kızmamış gibiydi.
Fakat yine de korktu Chaeyoung geri adımladı.
"Kimseye verecek bir hesabın yok, gidelim."
-☆-
5:05
Chaeyoung'un evine gelmişlerdi ama Mina hiç konuşmadı. Chaeyoung sordu, o anlatmadı.
İki parmağını dudagina götürüp sigara istedi. Chaeyoung vermedi. Yeni sorulara boğdu onu. Mina inatla sustu. O böyle durmadan susunca Chaeyoung daha da meraklanır, o yine hiçbir şey anlatmazdı.
"Benim söylemediğim kadını öldürdün." Bir saatin sonunda Mina'dan dökülen cümle.
"Zaten seni hiç dinlemedim. Üzülme Hiç kimse konuşmuyor ama her gün onlarca ölü." kafasını eğdi. "Gösterenle tetiği çeken aynı olmadığı sürece sorun yok. Özellikle ölen için."
Chaeyoung birkaç adım sonrasında yatakta oturan Mina'nın karşısına geçti. Tepki alamayınca pencereye yaklaştı.
Mina'nın "Hadi atla! Ne bekliyorsun?" diyen gözleri var. Deli gibi. Sabırsızlanıyor.
Aslında el kol hareketleriyle işaret ettiği falan yok. Sadece durmuş, öylece bakıyor.
Daha önce ona söz vermiş de, sözünü tutmamış gibi bakıyor. İhanete uğradı, gereken yapılmadı sanki.
Saatlerdir onu bosuna bekletiyor, yapacak başka işleri var sanki.
Chaeyoung olmasa gidip başkalarını izleyecek, onlar daha becerikliymiş gibi.
Bu bakışma anlamlandırabilecek kadar uzun geldi Chaeyoung'a.
Chaeyoung'u aşağı fırlatacak gözleri var. Gözleri var, sevinecek.
Aslında atlasa fena da olmaz. O da istemiyor değil. Sadece gelmesini bekliyor.
"Ayna olsaydım sana çok kırılırdım." dedi.
Chaeyoung dayanamazdı artık.
"Ben de ayna olsaydım sana çok kırılırdım Mina. Paramparça kırılırdım. Çok kırılırdım sana Mina, çok. En çok ben kırılırdım."
Mina hiçbir tepki vermedi. "O an o bıçağı çıkarmasaydım eğer.."
"Şu anda yanında olmayacaktım.
Biliyorum."
"Ben de."
Yeterince zor kurdukları diyaloglarını bölen şey kapıyı yumruklayan Sana oldu.
"Chaeyoung, Myoui Mina'nın ölümünden sorumlu tutuluyorsun!"
Mina'nın görüntüsü kaybolurken son cümlesiydi.
"Demek çoktan sabah oldu."
AUTHOR NOTE----(*/ω\*)
selamlarrr kisa bi fic oldu ama konuyu seviyorum. chae takintiliydi biraz o an da gozu dondugu icin boyle yaomis oldu. minanin eve girdigini dusunurken jihyo girmisti, asljnda tam tersi oldugu icin minayi oldurmus oldu. anlamayan cok olur diye acikladjm. umarim keyif slmissinizdirrrr
🌸:airi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
# mistake, michaeng ☑
Fanfiction"Ayna olsaydım sana çok kırılırdım." dedi. "Ben de ayna olsaydım sana çok kırılırdım Mina. Paramparça kırılırdım. Çok kırılırdım sana Mina, çok. En çok ben kırılırdım." ☆ oneshot with michaeng ☆ text by airi ☆ angst