ÇP [17] Beyaz saçlı kız

229 28 8
                                    

İzel'den...

"Arkadaşlar birbirlerine kıyafet vermez." Alayla güldüm.

"Arkadaşlar birbirleriyle de uyumaz." Ellerini tekrar göğsünde birleştirip tek kaşını kaldırdı.

"Ama biz arkadaşız."

"Tabii." Beni onayladıktan sonra odadan dışarı çıktım. Buranın Bext olduğunu anlamamıştım. Tek odadan ibaret sanıyordum oysa birkaç odadan oluşuyormuş.

"Ne arıyorsun?" arkamı dönüp karışık saçlardan sonra mavi gözlere odaklandım.

"Kıyafetlerimi arıyordum."

"İşte orada."dedi kolunu uzatıp kırmızı deri koltuğu göstererek.

Birkaç adımda koltuğa ulaşıp kıyafetlerimi koluma astım.

"İzin verirsen giyineceğim." Dudağının kenarı yukarı kıvrıldı ve hızlı adımlarla kapıdan çıkıp beni yalnız bıraktı. Kıyafetlerimi giyip etrafı incelemeye başladım. Odanın diğer köşesindeki ters dönmüş çerçeve dikkatimi çekti. Ahşap kaplamalı çerçeveyi elime alıp dikkatlice baktım. Küçük bir çocuk ve bir kadın vardı. İki çift mavi gözü fark ettiğimde ise artık kim olduklarını anlamak zor değildi. Masanın üzerinde duran telefonumu alıp kilidini açtım. Bildirimleri temizleyip gelen mesajlara baktım.

11 Annem

2 Yağız

5 Sude

Sude'nin mesajına tıklayıp ona iyi olduğumu anlatan bir mesaj yolladım. Yağız'ın ne yazdığını merak etmiyordum bile... Annemin mesajlarını ise okumadan sildim. Onun beni merak etmeye hakkı yoktu.

Telefon titrediğinde koltuğa oturdum. Mesaj sudedendi.

" Nerdesin İzel? Çok merak ettik."

Ona burada olduğumu söyleyemezdim. Kapı gıcırtı eşliğinde açıldığında kafamı o tarafa çevirdim. "Giyinmiş olabileceğini düşündüm." dedi muzipçe gülümserken.

Başımı sallayıp donuk bakışlarımı telefonumun ekranına çevirdim.

"Seni merak ediyor olmalılar, haber ver istersen."

"İstemiyorum." diye itiraz ettim omuz silkerek. Yanıma oturup ellerini dizlerinin üzerinde birleştirdi.

"Kapıma polis dayanmadığı sürece sorun yok."

Telefonumu elimden hızla çektiğinde ne olduğunu anlayamadan ayağa kalktı. Ayağa kalkıp omuzlarımı dikleştirdim. "Ne yapıyorsun?"

"Olanları anlatmadan telefonunu vermeyeceğim." Kaşlarımı çattım. Beni sinirlendirmek hoşuna gidiyor olmalıydı.

"Ver şunu!"

Kafasını iki yana sallayıp telefonumu arka cebine koydu. "Sana bu konuda açıklama yapmak zorunda değilim."

"Seni bulmasam kim bilir ne halde olurdun." dediğinde onun da kaşları çatılmıştı ve mavi gözlerinin seyirdiğinin görebiliyordum.

"Sana beni kurtar dediğimi hatırlamıyorum." diye bağırdığımda ise ikimizin de sesi olduğundan daha yüksek çıkıyordu.

"Teşekkür etmeni beklemiyordum zaten. Sen İzel Aras'sın. Kimseye böyle cümleler kuramazsın değil mi?" Gözümün önüne gelen saçlarımı kulağımın arkasına ittim.

"Kahretsin! Ne bekliyordum ki? Sende herkes gibisin." Söylediklerini şaşkınlıkla dinliyordum. Yüzüm yanmaya başlamıştı ve görüşüm bulanıklaşıyordu. Onun gözünde herkes gibiydim. Bunu canice yüzüme vurmuştu.

ÇAKMA POLYANNA #Watty2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin