"yine ne var, kit?"
"hm, hiç. sesini duymak istedim sadece."
derin bir nefes verdim bıkkınlıkla. "kapatıyorum."
"dur! yani, kapatma. uyuyamıyorum joe. benim için piyano çalar mısın?"
"çalamam. piyanoyu bıraktım, artık çalmıyorum. hem bu saatte çalarsam jen beni öldürür."
"lütfen.. uyuyamıyorum diyorum.."
"ama ben uyuyabiliyorum kit. beni rahat bırak."
"lütfen joe, yalvarıyorum. uykusuz geçen kaçıncı gecem hatırlamıyorum bile."
bunu tekrar tekrar yapmaktan nefret ediyordum. "pekala, bu son. bundan sonra beni aramayacaksın." yelkenlerimi çabucak indiriyordum ve inanın bana bu benim en nefret ettiğim huylarımdan biriydi.
ağzında gevelediği bir "tamam." sözcüğünden sonra oflayarak yatağımdan kalktım ve gözlerimi ovuşturdum. o sırada telefonu kapatmıştı. tam rahatlayıp geri yatacakken gelen bildirimle durdum.
+82******** kişisinden gelen görüntülü arama
✔kabul et / ❌ reddetdudaklarımı ısırdım ve bir süre düşündüm. ona yüz verdiğimi falan sanarsa, gerçekten kötü olurdu. kit'e siktiri çektikten sonra gecenin biri sırf o uyuyamıyor diye ona aylardır çalmadığım piyanomdan çalmak, bir de bunu görüntülü bir şekilde yapmak kesinlikle ona yüz veriyormuşum gibi olurdu. böyle düşünmesini istemediğimden aramayı reddettim.
normal aramasını cevapladığımda sorduğu ilk soru tabii ki de tahmin ettiğim soruydu. "neden görüntülü aramamı açmadın?"
ayağa kalkıp piyanomun başına giderken cevapladım yersiz sorusunu. "şu an berbat görünüyorum. ayrıca bundan yüz almanı istemiyorum. bu yüzden bu hâlde devam edeceğiz. ha, illa görüntülü istiyorum diyorsan benim için hava hoş, kapatıp güzel uykuma devam edebilirim."
"üzgünüm, haklısın."
sesi o kadar kısık çıkmıştı ki sessiz gecede yalnız başıma kocaman odada bile zor duymuştum onu. telefonu piyanonun kapağının üstüne koydum ve parmaklarımı çıtlattım. bunu yaparken umursamaz gibi çıkarmaya çalıştığım sesimle, ki büyük ihtimalle başarısız olmuştum, sordum.
"ne çalmamı istersin?"
mırıldanarak konuştu. "bizim şarkımızı."
yutkundum. "o, o şarkının notalarını attım- yani jenny temizlik yaparken atmış olmalı."
"ezbere bildiğini biliyorum joe."
bunun üzerine parmaklarımı yavaşça tuşlar üzerinde gezdirmeye başladım.
iki dakika sonra son notayı çaldım ve piyanonun başından kalktım. telefonu aldım ve yatağıma geri uzandım. "kit? uyudun mu?"
ses gelmeyince telefonu kapattım ve saçlarımı karıştırdım. ne yapmıştım ben az önce?
ondan uzak durmaya çalıştıkça daha da yaklaşıyordum sanki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
happier than ever
Fanfiction[kit connor x joe locke] "beni tekrar aradın, arabanda sarhoş bir şekilde. ödümü kopardın ama boşa çabalıyorum. çünkü sen anca o siktiğimin arkadaşlarını dinlersin."