seni karşıma alıp konuştuğum zaman
uzun uzun,
beni nasıl sessizce
aklın karışık
komik ve sempatik
çatık kaşlarınla
biraz merakla
biraz sıkılarak
küçük bir çocuk gibi
dinlediğini herkes görseydi
hepsi seninle konuşmak isterdiseninle konuşurken dikkatimi dağıtan
arada bir gülmemi sağlayan
ve ben gülünce yine aklının karıştığı
yüz ifadeni birileri görseydi
benim yerimde olmak isterdisana annenmişim gibi verdiğim nasihatlari
arada kızışlarımı
alınma diye arada şakaya vuruşlarımı
bakışlarında kayboluşlarımı
başka biri görseydi
dinleseydi
duysaydı
görseydi
bence onlar da severdi beni
senin karşına geçen herkes sevilesi oluyor çünküdaha on yedime rağmen verdiğim nasihatlare
senin karşında girdiğim hallere
sözümü oradan alıp buraya verişlerime
anında değişen yüz ifademe
ben de bazen şaşırıyorum çünkükimse beni sen gibi dinlemez çünkü
ben de kimseyle senin gibi konuşmam çünkü.
arada kızarım söverim
arada sana, bak senin diğer annen benim derim
daha on yedime rağmen
kimsenin vermediği nasihatlari veririm.
ben de şaşırırım buna
sana bir şeyler öğretirken ben de kendi içimde öğrenirim
vay be neymişim ben, nereden biliyorum bunları derim kendi içimden,
gülerim kendime ama sana kaşlarımı çatarken
anne rolüne girerim çünkü o an
anne gibi davranırım
sana ona başkasına.
çünkü bilirim,
annesinin nasihatlerini kimse dinlemez
sen annenin söylediklerini dinlemezsin çünkü,
bu yüzden hep sana
ben senin diğer annenim derimçünkü ben herkesin diğer annesiyim
çünkü ben kadınım
daha on yediyim
ama bazı annelerle aynı yaştayım
çünkü her kadın bir anne
çünkü her kadın bir gün on yedi
çünkü her kadının bir kadından başka annesi yok
çünkü her kadının gidecek başka kimsesi yok
çünkü her kadın bilir,
ölecek olsa
kendisine çocuğuna başkasına
annesine halasına dayısına
karşısındaki kadın düşmanı da olsa
annelik yapar bilir