Cok degil geleli 1 ay olan kampüsun hala alisamadigim kadar buyuk ve kalabalik olan bahcesinde bir köşede yatiyordum.
Cehennemliksiniz dermis gibi sicak olan gunes sikintiyla nefesimi ufletirken elimdeki fotokopileri karıştırıyor icindeki onemli yerleri not alıyordum ki boynumda hissettigim buzlukla irkilip ufak bir ciglik attim.
Yaptigi marifefmis gibi 32 dis siritan Haechan elindeki buzlu kahveyi kafama vuruken bon bon baktim suratina. Oysa kafasiyla yana kaymami isaret etti.
Cok arkadasim yoktu ve olsun istemiyordum da. Kimseyle yakin olmak ve kendimi daha gorunur kilmak istemiyordum cunku hic bir zaman bunun iyi yanini gormemistim.
Arkadas ve cevre her zaman bas agrisiydi benim için.
Haechanla ilk geldiğim gun anfide yanima pat diye yigilmasi ve hic bir sey yokmus gibi blok ders boyunca oylece kalmasiyla mecbur muhattap olmak zorunda kalmistim.
Ve simdiyse bana arkadasiymisim gibi davraniyor ben onu gormezden gelsem bile ders boyunca benimle konusuyordu.
Bir alfaydi.
ama şu 1 aylık süreçte hiç susmadan konuşan ağzından bir kere bile bununla ilgli bir şey duymamıştım. Kokusu olmasa haberim bile olmazdı. Nedense Haechan sanki- alfalığıyla mutlu değil gibiydi.
Ya da benim gibi bu sikim sonik doğal ayrımcılığı zerre umursamıyordu.
Kafamı kurcalayan şeyse, Haechanın nedense aslında alfa olan herkesten uzak kalmak istediğini seziyordum. Garip bir kişilikti.
"Bütün gün yatıp zıbarmış bir adamın götünde mantar çıktığını duymuştum, senin fidan da filizlenicek yakında.
Kafanı kaldırıp biraz insanlarla zorunlu olmayan yollarla iletişim kurunca ölmeyeceksin Kirazcık hadi amaaa."Suratına bön bön bakınca geniş ve alaylı gülümseyişi gittikçe küçülüp tebessüme dönüştü. İnsanlardan uzak kalmamın sebebi varken bazen böyle davranınca kendini suçlu hissediyor olmalıydı. Ben bu sadece omega ve Alfalardan oluşan saçma dünyada
Bir pasiftim çünkü.
Ve elbetteki aşağılık insanların aşağılayıcı bakışları her yerdeydi. Kimisi acıyordu, kimisi aşağılıyordu, kimisi benim üzerimden kendini özel zannediyordu.
Zerre umrumda değildi ve alışmıştım artık. bir önemi yoktu"Bana kirazcık deme dedim kaç defa, Şu tarafa otur ayrıca yerim çok rahat asla vermem"
Gülerken hiç umursamadan yanıma oturdu ve beni kalçasıyla ittirince yattığım çimende 2 kere yuvarlanıp ona sert bakışlarımı atmaya başladım.
Hiç laf dinlememesi sinirlerimi bozuyordu.Umutsuzca elimdeki fotokopileri bırakıp kollarımı kafamın altına koyarak sıkkınlıkla gözlerimi kapadım. Çimenlerin hafif ılıklığı göğsüme işlerken güneş vicdansız gibi sırtımı yakıyordu.
Haechan yine durak bilmeden bugün karşıdan karşıya geçerken takıldığı kaldırımdan başlayıp yanima gelene kadar yasadigi her olayi en ince ayrintsiiyla anlatirken bana aldığı içeceği de içmişti öküz.
Bense dediklerini dinlemiyor, kendi yorgunluğumla hafif hafif uykunun kollarına bırakıldığımı hissediyordum.
Sicak iyice mayistirmisti.