Abim gitmişti biz ise Atlas ile akşam yemeğini bitirmiş, televizyon izlemeye hazırlanıyorduk. Köşe koltuğun alt tarafındaki, ek bölümü açtım ve alanı genişlettim. Atlas ise mısır patlatıyordu. Battaniye almak için odama giderken burnuma bir yanık kokusu çalındı bir iki adım geri atıp mutfak kapısından Atlas'a baktım. "Yapabiliyor musun?" Tek kaşını kaldırarak bana baktı. "Yediğin en güzel patlamış mısır olacak." bir ona, bir elindeki tencereye baktım. "İnşallah..." Battaniyeyi aldım ve Netflix'ten film seçerken Atlas içeri girdi, bana "Beto, hadi sen yap mısırı." dedi. Gözlerimi devirdim ve "Sen, hani bana hayatımda yediğim en güzel mısırı yapacaktın?" dedim. Hemen cevap verdi, hazırcevap şey... "Öyle ama senin yaptığın mısırdan daha güzel olamaz Betom." Kumandayı koltuğa fırlatarak mutfağa gittim ve mısırları tencereye koydum. Elimdeki boş paketi çöpe atarken Atlas'ın tüm mısırları yaktığını fark ettim. "Atlas?" hemen cevap verdi, "He?" hazırcevap şey... "Neyse boşver." Mısırları yaptım ve koltuğa geçtip bağdaş kurup oturdum. Atlas ise dizime yattı. Film bitti kalkacakken Atlad'ın kucağımda uyuduğunu fark ettim. Televizyonu kapattım. Eğilip Atlas'ın yanağından öptüm. "Atlas, kalk hadi." daha sonra dişlerimin arasından "hazırcevap şey seni..." dedim. Atlas kıpırdamadan ve gözlerini açmadan konuştu. "Ne dediğini anlıyorum Betül haberin olsun." Elimi sıkıca tuttu. "Öylesin ama ben n'apayım?" Aniden doğruldu, uykulu gözlerle bana baktı, gözlerini kırpıştırdı ve bana sarıldı. "Yapacak bir şeyin yok işine gelirse..." Ona bir bakış attım. O da bana baktı, bir süre bakıştık. Sonra kalktı, battaniyeyi katladı, bir kenara koydu ve elini bana uzattı. "Dans edelim mi?" bir eline, bir ona baktım. "Müzik falan aç bari" elini tutmamı beklemedi, benim elimden tuttu ve kaldırdı. "Konuşarak dans ederiz bizde, sözlerimiz şarkı olur." Bir süre dans ettik, burası tamam. Ama hiç konuşmadık. Ara sıra bakıştık, ara sıra daha da sıkı sarıldık ama hiç konuşmadık. En sonunda da konuşmadan odalarımıza çekildik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RESSAM
Aventura"Anne, lütfen kalk." Annemin cansız bedenini daha dört yaşımdayken görmüştüm. Çocuk aklı ile kanı meyve suyuna benzetmiştim. Ama artık maalesef ki kanın ne oşduğunh biliyordum. Hayatın, hayatımın acısını yine hayattan çıkartmak istiyordum. Ama işin...