"Efendim İkizim?" Dedi üzgün bir şekilde ve telefonu masaya bıraktı.
"Hayırdır! Yüzün düştü birden?"
"Beren'e veda ettim kardeşim. Artık hayatında olmayacağım, rahatsız etmeyeceğim onu." Dedi ve beni şaşırttı. Çünkü tam bir aydır yani Beren bu eve geldiğinden beri, benim İkizim bu kıza aşıktı. Hiç pes etmeyip, numarasını bulmuş, her gün yazmıştı.
"Sen iyi misin kardeşim? Lan bir aydır kızın peşinde koşuyorsun. Ne değişti şimdi? Neden pes ediyorsun? Sevgi böyle bir şey mi lan?"
"İkizim bak hakılısın ama yoruldum. Bir aydır her gün yazdım, mesaj sayfasında bekledim. Çevrimiçi oldu, bana yazar diye kaç saat bekledim ama yazmadı. Belki de artık kabul etmeliyim beni sevmeyecek."
"Senin aklını sikeyim kardeşim! Mal mısın oğlum sen? Yok kabul edecekmişmiş, yok sevmeyecekmiş. Kızın karşına adam gibi geçip 'Beren ben seni seviyorum, cesaretim olmadığı için sana anonimden yazdım.' Dedin mi? Beren'i bir aydır tanıyoruz eyvallah erkek gibi kız. En fazla senin üzerinde yeni judo hareketleri denerdi ama yine kıyamayıp, kendi açtığı yaraları kendi sarardı." Dedikten sonra telefonuna bildirim geldi.
"İkizim! Yazdı lan! Yazdı!" Dedi ufak çığlığıyla.
"Hasiktir! Harbi mi lan?" Dedikten sonra telefonundaki bildirimi göstermesiyle, düşüp bayılması bir oldu. Yerler parke olduğu için düşüşü biraz sert ve sesli olmuştu. Bu da herkesin mutfağa toplanmasına davetiye çıkarmıştı. İlk önce Beren girdi mutfağa, sonra diğerleri.
"Ne oldu? Nasıl düştü?" Dedi Beren.
"Bende anlamadım ki! Oturuyorduk bir anda düştü bayıldı." Dedim
"Neriman abla, tansiyon aleti var mı?"
"Var Beren, ama manuel akıllı değil."
"Problem değil. Getirir misin hemen?"
Neriman abla başını sağlayıp mutfaktan çıkınca, Beren hemen gömleğinin bir kaç düğmesini açtı.
"Buğra?"
"Getirdim bile abla."
"Senin anlını öpeceğim hatırlat."
Buğra bir kırlent getirmişti ve Beren onu ikizimin başının altına koyacaktı ama kafası ağır geldi ve kaldırmadı. Hemen atıldım, kafasını kaldırdım oda yastığı koydu. O sıra da Neriman abla tansiyon aletini getirmiş ve Beren'e vermişti. Beren tansiyonunu ölçerken, bunları nerden bildiğini sorguladım kendi içimde. Sonradan aklıma geldi Beren sağlık lisesinde okuyordu buraya gelmeden önce. Ordan biliyordur diye düşündüm.
"On'a sekiz tansiyonu düşmüş. Arel onu kaldırabilir misin? Koltuğa yatıralım."
"Tabii ki." Kaldırmaya yeltenmiştim ki. Berk gelip bana yardım edip, kaldırıp koltuğa yatırdık ikizimi. Kendimi gülmemek için zor tutuyordum çünkü Beren yazınca tansiyonu düşmüş ve bayılmıştı. İkizim gerçekten aşıktı bu kıza, ilk defa onu böyle görüyordum hiç ciddi ilişkisi olmamıştı iki-üç gün takılmış bırakmıştı. Her ona kızdığımda 'eğer bir gün aşık olursam, bütün ortamımı bırakıp o kıza yönelicem.' Diyip durmuştu ve dediğini yapmıştı. Beren'e tutuklu kalmıştı bizim ki. Ben bir ikizime, bir Beren'e bakarken İkizim uyanmıştı ve Beren on beş dakika da bir tansiyonunu ölçüyordu. İkizim uyandıktan sonra bir daha ölçmüştü ve yine düşük çıkınca tuzlu ayran yapıp onu ikizime içirdi. İkizim ona öyle güzel bakıyordu ki Beren yerine başkası olsa çoktan anlamıştı ama Beren'den bahsediyoruz burda. İkizim ayranı içtikten yarım saat sonra tekrar ölçtü tansiyonunu. Normaldi tansiyonu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayat
Dla nastolatkówBeren'nin orta gelirli bir ailesi vardı. Ta ki o güne kadar, yıllardır bir amcası olduğunu ama babasıyla amcasının görüşmediklerini biliyordu. Amcasının hakkında bildiği tek şey adıydı. Ve birde gelen o mesaj... 0507*******; Ne demiş Cemal Süreya? A...