Ertesi gün üzerime beyaz bir polo yaka tişört altıma mavi bir kot pantolon ayaklarıma ise beyaz spor ayakkabılarımı giydikten sonra çıktım. Selvi'nin kapısının önüne geldiğimde kapıyı çaldım ve beklemeye başladım. Kapıyı annesi açmıştı. Beni içeri çağırdıktan sonra içerde beklemeye başladım.
Odasının kapısı açıldığında gözlerime inanamadım. Hayatımda Selvi'yi ilk defa böyle görüyordum. O an elim ayağıma karışmıştı. Hem çok güzel bir kıyafeti vardı. Hemde çok tatlı bir makyaj yapmıştı. Baştan aşağı onu süzdüğümde çok kıskanılacak bir havası vardı.
Ayağa kalktım yanına gittim. Gözlerimi ondan almaıyordum hoşuna gitmiş olacak ki " çok beğendin galiba " dedi nefesimi kesen bi koku hissettim sanki üzerinde bahar kokuyordu.
"Çookk" diyip ona yaklaşıp içime derince kokusunu çektim. "... güzel kokuyorsun" dediğimde yanaklarının kızardığını gördüm. Daha fazla utanmasın diye " Hadi çıkalım zamanımızı iyi değerlendirelim " dedim ve çıktık dışarı çıktığımda arabamın bu kız için uygun olmadığının farkındaydım fakat o bunları benim kadar dert edecek birisi değildi. Tekrar içerden kapısını açtım ve arabaya bindirdim. Oturduğunda " Nereye gidiyoruz " dedi İlk olarak yemek yiyeceğimiz için "Manzaradaki et restoranını hatırlıyor musun sürekli gitmek istiyordun bu akşam oradan yer ayırttım orada yemek yeriz sonrada merkezde dolanırız " dedim aklımda çok plan yoktu tek planım yemek yemekti. Sevindiğini görünce mutlu oldum
Restorana geldiğimde manzarası en güzel olan yeri rezerve ettirmiştim. Masaya oturduğumuzda siparişlerimizi verdik ve beklemeye başladık.
" Beğendin mi burayı" diye sordum
" Beğenmek ne kelime bayıldım diye karşılık verdi
" Sevindim " dedim ona gülerek o sırada yemeklerimiz gelmişti. Yemeklerimiz yedikten sonra terasa çıktığımızda sigaralarımızı içerken manzarayı seyre dalmış sohbet ediyorduk. Eliyle kollarını sıvazlamaya başladı. Üşüdüğünü hissettim. Tek kolumu hiç çekinmeden omzuna attım. Selvi ise belime sarıldı. Biraz daha bu şekilde durduktan sonra omzundan elimi çektim tam gidecekken arkadan uzanıp elimi tuttu. Yanıma geldiğinde elimi bırakmıyordu. Parmaklarımızı birbirinin arasından geçirdim ve arabaya geçtik. O anlarda hiç konuşmuyorduk. Sadece bedenlerimiz konuşuyordu. Acayip huzurluydum.
Merkeze indiğimizde ne yapalım diye düşünürken lunapark tabelasını gördüm ve oraya doğru sürmeye başladım. Lunaparkta Selvi ile yapabileceğimiz aktiviteler arasında dönme dolapta vardı ama onu en sona bırakacaktım.
Bacağı tam olarak iyileşmediği için pek eğlenemeyecek olsakta mutlu olabilirdik. İçeride atış oyunları oynayıp birbirimize hediyeler alıyorduk. Arasında Selvi'ye çok benzettiğim bir bebek vardı. Onu son atışımla şansa almıştık. Ona hediye ettiğimde uzanıp yanağıma bir öpücük kondurdu. "Teşekkür öpücüğü" diyip göz kırptı.
En son dönme dolaba binmek istedi. Dönme dolaba bidiğimizde en tepede durdu. Sanki benim yükseklik korkum vardı ama nedense nefeslerim hızlanmaya başladı. Bunu farkeden Selvi beni sıkıca kendine sardı. O sırada can alıcı kokusu benim korkularımın ilacı gibiydi. Kafamı boynuma gömüp kokusunu içime çekmeye başladım. Orada boynuna bir öpücük kondurdum. Beklemediği bir şey olduğu için irkildi
İrkilmesi içimde farklı hisler oluşturmuştu. O anki korkularım anında arzuya dönüşmüştü. Artık içimdeki ateş vücuduma yayılmıştı. Önümde sertleşmeye başlayan erkekliğim beynimi ele geçiriyordu.
Ellerimle saçlarını toplayıp açıkta kalan boynunu emmeye başlayınca başını geri yatırdı ve boynunun tamamını bana açtı. Boynunu emerken yukarı doğru yanağına çıktım öpüp geri çekildim. Oda benim yanağımı öpüp geri çekildi. Ben burnunu öpüp geri çekilince gözlerimiz buluştu ve birbirimize yaklaşmaya başladık.
Alnını başıma dayadım yanağını ve dudağını okşuyordum. Bana bu kadar yakınken bir o kadar uzaktı. Burunlarımız yanyana duruyor fakat dudaklarımız birbirini bulmuyordu. Galiba benden umudu kestiği için geri çekilmek istedi. Çekilirken Selvi'nin ensesinde tutup durdurdum. O an gözleri kapalıydı. Gözlerini açıp bana baktığı an yaklaştım ve dudaklarım dudaklarını buldu.
Sadece birbirine değmekte olan dudaklarımız bir anda aralandı. Üst dudağını iki dudağımın arasına alıp emdim. Aynı şekilde bana karşılık vermesi benim vücut ısımı kaynatmaya başlamıştı.
Ellerimi çıplak olan bacağının üzerine koydum ve üzerinde okşamaya başladım. O anda dönme dolap tekrar çalıştığında öpüşmemize ara verdik. Alınlarımız bitişik sekilde nefes alıp vererek gülmeye başladık.
"Ne yapalım şimdi" diye sorduğumda "Sende kalmak istiyorum bu gece" dediği anda kafamda kaynar sular döküldü.
"Ama şimdi..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ENGEL
أدب المراهقينBu sadece benim yaşadıklarım ve hayal gücümün ortaya çıkardığı hikayelerdir Uyandığım zaman kestane rengi saçları çıplak göğsüme dağılmıştı. Kokusu ıslak çimen gibi kokuyordu. Aslında uzun zamandır hayalini kurmuştum, benim yanımda uyansın diye dua...