Dip

836 33 2
                                    

"Çünkü bilindiği gibi dünyada
hiçbir şey insan ruhunu hiçlik
kadar baskı altına alamaz."
-Stefan Zweig-

(Medya - Pars & Barlas)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


(Medya - Pars & Barlas)

Yüzümde, kollarımda hissettiğim ellerle karanlığın içinden yavaşça sıyrıldım. Göz kapaklarımın ağırlığıyla zorla açmaya çalıştığım gözlerimi ilk kırpışımda yanmıştı. Boğazım kurumuş, ince bir sızı vardı bedenimde. Bana eğilmiş olan adamın yüzünü seçmeye çalıştım ama hâlâ zorlanıyordum.

"Duyuyor musunuz beni?"

"Su...su istiyorum"

Dudaklarıma değen soğuk suyun etkisiyle biraz kendime gelmiş ve etrafımı seçmeye başladım. Duvarların rengi, yattığım yatak, tanıdık koku...Nerdeyim bilmiyordum ama burası evim değildi, başımdaki de amcam.

Kafamda bir şeyleri anlamlandırmaya çalışırken tavanda gördüğüm aynayla sarsılmış, hafızamda bana kendini hatırlatmaya çalışan yüzler, anılar bir bir gözümün önüne düşmeye başlamıştı.

Safir gözlü adam, orman, amcam, silah, kan, kan ve yine kan. Ellerimde, yüzümde ,boynumda, yerlerde ve amcamın üzerinde. Bu kan bana ait olamazdı. Ellerimi yüzüme, boynuma atıp kazırcasına temizlemeye çalıştım. Temizlemeye çalıştıkça bedenime yayılıyordu kırımızı lekeler.Yağan yağmur tenimi yakıyor, kanı temizlemek yerine her yeri kana buluyordu.

"Kriz geçiriyor"

Seslerden seçtiğim tek cümle buydu. Kollarımda tekrar kendini hissettiren ağırlık bu sefer bacaklarımda da vardı. Kurtulmaya çalıştıkça daha sıkı tutuyordu beni.

"Şşş tamam geçti."

Tanıdık sesle kendime gelmeye başlamış, acı içinde kıvranan bedenim onun etkisiyle gevşemiş, sakinleşmeye başlamıştım.

Zar zor açık tuttuğum gözlerimi bana sarılan kolların sahibine baktım.

Yine buradaydı. Safir gözlü adam anılarımı işgal etmiyormuş gibi şimdi de yanıbaşımdaydı. Hafızamda yer edinen görüntülerden sıyrılıp gerçekliğe döndüm.

"Uyandınız sonunda. İki gündür uyuyordunuz."

Yan tarafta yükselen sesi umursamadan mavilere bakmaya devam ettim.

"Sen ....O-onlar gerçek miydi?"

Hiçbir şey demedi. Onu itip kollarının arasından çıktım. sakinleşmiş bedenim onun suskunluğuyla tekrar gerilmişti.

"Sana diyorum konuşsana!"
Yine sessizlik.

"Konuşsana lan! Kabustu desene bana!"

"Her şey benim varlığım kadar gerçekti Barlas."
Benim sesimin aksine onun sakinliği beni dehşete düşürmüş, ne dediğini kavramaya çalışmıştım. Amcam ölmüştü. Onu ben öldürmüştüm.

Nefesini TutHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin