Silah seslarini duyduğumda oğlumu kucağıma aldım o sırada bizi kaçıran adam ve yanında iki kişi ile birlikte içeri girdi.
Ziya : sessizce benim dediklerimi yapıcaksın duydun mu beni.
Cevap vermedim.
Yanındaki adamlardan biri : patron az kişiler halledebiliriz.
Ziya : akıl vermeyi kes gereizekalı da yerimizi nasıl tesbit ettiklerini söyle bana.
Yanındaki adam : patron bilmiyoruz, yani...
Ziya : tamam kes, bir halt beceremiyorsunuz zaten.
Dedikten sonra camın önüne gelip camı açtı.
Ziya : savciii
Dedikten sonra silah sesleri kesildi. O sırada
adamlardan biri : Çoçuğu ver
Dedi hayır anlamında kafamı salladım.
Adam: vermezsen zorla alırız o çok düşündüğün oğluna bir şey olmasını istemezsin heralde
Deyince istemeyerek te olsa oğlumu koltuğa bıraktım. Adam bu hareketimi tuaf karşılamış olmalı ki diğer arkadaşına dönerek.
: Deli bu ya
Dedi diğeride : yobaz işte oğlum boşver onuda çoçuğu al
Dedi. İslamiyetten bir habersiz konuşuyorlardı. Rabbim hidayetiniz münkünse hidayet versin dedim içimden . Oğlumdan gözümü bir saniye bile ayırmıyordum ki bizi kaçıran adam camın önüne çıkmamı istedi kafamı tekrar hayır anlamında salladığımda
Ziya : Ya sen buraya kendi isteğinle gelirsin ya da ben sana dokunarak seni getirtmeyi bilirim .
Korktum bana dokunmasından o yüzden onunla aramızda mesafe bırakarak camın önüne geçtim.
Ben camın önüne daha geçmeden kzımın mevanın babası" ziya ona dokunursan" dediğini duydum camın önüne geçerken bakışlarımı bir saniyeliğine gözlerim onu aradı . Aşşagıda evinin bahçesinin arkasındaki agacın yanında duruyordu. Bu sefer ceketi üzerinde değildi. Bunu düşünürken bir an yanlış yaptığımın farkına varıp gözlerimi hemen yere sabitledim. Allahım niye böyle bir şey yaptım ben ,bu ben olamam. Düşüncedeyken.
Ziya : savciii inan ona bende dokunmak istemiyorum desem yalan olur ama bak şimdiki gibi böyle tehdit edince hiç inat etmiyor.
Demesiyle midem bulandı. Allahım senden başka bizi bu adamın elinden kurtaramaz sadece vesile olurlar rabbim ne olur yardım et . Diye dua ederken içimden gine o konuştu.
Musab : ziyaaaa benim sabrımı sınama hemen onları bırak.
Ziya : Ya savciiii merak ediyorum hangisi senin için daha değerli.
Dedikten sonra Bizi kaçıran adam oğlumu getirmelerine işaret etti. Paniklemiştim, Allahım azizsin oğlumu koru derken içimden dua etemeye başladım. Bakışlarım oğlumun üzerindeydi, sakince öylece duruyordu. Bizi kaçıran adamla mevamın babası karşılıklı bir şeyler konuşuyorlardı ama benim şuan açıkcası konuştuklarını anlayacak halim yoktu. Oğluma bir şey olucak korkusu ile oğluma bakıyordum. Taki oğluma silah doğrultunca kalbime bir acı saplandı. Kendime telkin vermeye başladım Rabbime teslim olmam gereken bir andı. O an ki korku ile Gözlerimi kapattım ve arkamı döndüm ve karşımda 3 polis gördüm. Bizi kaçıran admala içeri giren diğer adami hareketsiz hale getirmişlerdi. polislere şaşkınca baka kaldım. Bana elleriyle sus işareti yaptılar. Tam polisler biraz daha yaklaşacakken oğlumu kucağında tutan adam arkasını döndü tam o sırada bir silah sesi duymam ile ' Hayır ' diye bağırdım. Polis Oğlumu tutan kişiyi bacağından vurmuştu. Diğer polis memuru da oğlum düşmesin diye fevrice o adama doğru adım atıp oğlumu kucağina aldı .Bizi kaçıran adam arkasını dönmüş elinde silah ile kala kalmisti.
Polis : elinde ki silahı hemen yere bırak buradan kaçışın yok.
Ziya : Allah kahretsin !
Polis : bırak silahı, teslim ol !
Silahı yere bırakti ve ellerini kaldırdı. Allahım çok şükür. Canım Rabbim derdi verdiğin gibi dermanı da verdin. Bu adamdan kurtulduk. Çok şükür diye dua ederken polisler bizi kaçıran adama kelepçe takiyorlardi. Ömer'im ise hiç sesi çıkmıyor du ,gözleri ile etrafı seyrediyordu.
Polis : kardeşim maşallah çok tatlı
ben koltuğa bırakayım da sen rahatça oğlunu kucağına al
Dedi .
Elif : Allah razı olsun sizlerden. Hakkınız ödenmez.
Polis : Cümlemizden kardeşim.
O sırada dışardan gelen silah sesleri azalmaya başlamıştı. Bir tıkırtı duyuldu birisi geliyordu bu tarafa doğru polislerden biri silahını kapıya doğru doğrulttu. Kapıdan gözüken kisi Mevanin babasıydı kolundan kanlar akıyordu bize baktı ve diz üstü yere bıraktı kendini.
Polislerden biri " savcım " diyerek yanına koştu. " İyimisiniz , kolunuz kanıyor."
Musab : iyiğim , siz nasıl ..
Konuşamiyirdu büyük ihtimalle çok kan kaybettiği için .
Polis memuru biri " savcım siz bu adi herif ile konuşurken biz arka tarafta olan camdan içeri girdik içerdeki adamları da etkisiz hale getirdik.
Musab : Allah razı.. olsun.. çocuklar , hakkınız.. ödenmez.
Kesik kesik söylemişti.
Polis : Savcım yenge ile çok uyumlusunuz o da siz gelmeden önce aynı şeyleri söyledi . Allah ayırmasın sizi
Demesiyle gözlerim pörtlemistı o sıra istem dışı ona baktım o da bana baktı bir saniyeligine göz göze gelmiştik. Ağzının ucu ile gülmüştü. Adama bak ya kan kaybından bayılacak gelmiş bu durum a sırıtıyor . Estağfurullah diyerek gözlerimi oğlum a çevirdim. Bu esnada dışardan gelen sesler susmuştu. Birisi
" Musab savcım " diye bağırarak odaya girdi. Polisler içeri giren kişiyi görünce
" komserim " diyerek cevap verdiler
Ali komser : Aslanlarım be bu adı herifi yakaladınız he helal olsun size.
Diyerek gülüyordu.
3 poliste bir agizdan : sağolun komserim
Dediler.
Ali komser: Aslanlar dışarısı temiz alın bu herifleri araçlara yerleştirin bende Musab savcımı alıp geliyorum.
Polis : tamam komserim
Deyip bizi kacirdiklari adamı ve yanındaki adamları odadan çıkardılar.
Bizi kaçıran adam pis pis siritiyordu.
Ziya : savciii bu iş burda bitmedi haberin ola diye bağırıyor du.
Musab : lan ben seni .. diye kalkmaya calisirken
Lafını kesip bana baktı miriltili bir şekilde Estegfurullah demsti ama bn duymuştum.
Ali komser : Savcım boşverin o herifi
Diyerek yerden kalkmasına yardım etti .
Ayağa kalkınca
Komserin sırtına elini vurarak
" sağolasın " dedi.
Ali komser : ne demek savcım ben size yurumenize yardım edeyim . Bacım sizde buyrun önümüzden ilerleyin demesiyle oğlum ile önlerinden geçip koridoru hızlıca bitirip merdivenden aşağı ya inmeye başladım.
Evden kendimi dışarıya atınca derin bir nefes aldım "çok şükür Rabbim " dedim ve arkamı döndüm Mevamin babası komserin desteği ile yürüyordu onlarda dışarı çıkınca
Ali komser : bacım biraz ilerde benim araç
Musab : Ali gerek yok geldiğim araçla geri gideriz biz.
Ali komser : Olurmu savcım sizi bu halde bırakamam içim rahat etmez.
Musab : tamam, sağolasın
Konuştukları dan sonra polis araçlarına doğru ilerledik .
Polis : komserim biz karakola geçiyoruz.
Komser : tamam aslanım .
Polis : bu arada savcım geçmiş olsun iyimisiniz ?
Musab : iyiğim sağol
Başka bir polis : savcım hemen sizi ben hastaneye yetistireyim.
Komser : Gerek yok aslanım ben getireceğim .
Polis : komserim savcım bizimle geldiği için ben şey yaptım . Kusura bakmayın
Komser : aslanım anladım sorun yok .
Polis baş selamı verdikten sonra aracına doğru ilerledi. önüme geçmelerine izin verdim hangi araca binicegimizi bilmedigim için. Biraz daha ilerledikten sonra polis aracı olmayan bir aracın önünde durdu ve arka koltuğu açtı ve Mevamin babasını bindirdi ve kapıyı açıp birakip bana doğru döndü
Ali komser: buyrun bacım diyerek aracı gösterdi .
Eee şimdi nasıl yani ben arka koltuğa onunla birlikte mi oturucam olmaz . Napicam ben Allah'im sen affet aramıza boşluk bırakarak otururum düşüncesi ile istemeyerek araca doğru ilerledim .O sırada Komser şoför koltuğuna oturmuştu bile . Arabın yanına geldiğimde içeri kapıdan baktım Mevamin babası yana doğru kaymış bir şekilde oturuyordu besmelemi çekip bende boşluk bırakarak arabaya oturup kapıyı çektim. Bu sırada oğlum ise agulayip duruyordu.
Ali komser : Savcım en yakın hastaneye gidiyoruz.
Musab : Gerek yok Ali ben iyiğim.
Komser: Savcım olmaz kolunuzu göstermemiz lazım .
Diyerek arabayı çalıştırdı. Bir bakışın üzerimizde olduğunu hissedebiliyordum.
Bir süre sonra sessizliği bozan tok bir ses
Musab : Çok özledim biraz ben alsam kucağıma
Dedi gözümün ucu ile ondan tarafa doğru baktım gözleri Ömer'in üzerindeydi.
Elif : kolunuz acimasin dedim fısıltı bir şekilde.
Musab : Acımaz , lütfen
Diyerek kolunu uzatmışti, ilk defa rica etmişti . Bende Ömer'i ona dikkatlice verdim . Ellerimiz birbirine değmeden verebilmiştim Elhamdülillah.
Oğlum kucağına gittiğinden beri kikirdiyirdu göz ucu ile onlara baktım karşılıklı gözleri ile anlasiyor gibi halleri vardı. Oğlum bana bu kadar gulmuyordu . Oğlumu kendine çekip yanağına bir öpücük kondurdu.
Musab : Çok özledim seni aslan parçası
Komser : Savcım ben bilmiyordum oğlunuz olduğunu Allah bağışlasın
Musab : Bir de kızım var Ali
Komser : Ooo savcım maşallah Allah ayırmasın
Musab : Amin Ali Amin
Bu adam niye demiyordu o benim oğlum değil diye acaba kan kaybından ne denildiğini anlamiyormuydu. Tam bir şey soylicekken araba durdu. Etrafa baktığımda küçük bir hastane gördüm.
Komser arabadan inip onun tarafının kapısını açıp
Komser : savcım ben alayayim çocuğu sizde rahat inin
Deyip oğlumu kucağina aldı. Bende kapıyı açıp arabadan indim . İyice sinirlenmistim. Benim arkamdan o da arabadan indi ve komserin kucağından oğlumu aldı. Yavaş yavaş hastaneye ilerleyip içeri girdikten sonra bir hemşire hemen bizimle ilgilendi ve bizi acil kısmında boş bir yere aldı.
Hemşire : hanımefendi kocanizin kucağından oğlunuzu alırsanız pansuman yapabilirim
Dedi tuaf bir şekilde .
Elif : Ben ...
Sözüm bitmeden
Musab : tamam hemşire hanım bir dakika müsade edin bize
Diyerek sözümü kesmişti . Neden yapmıştı bunu . İyice benim sinir seviyem artmıştı . Hayır kendime de kızıyorum neden bu kadar sinirleniyorum onuda anlamis değilim. Hemşire biraz geriye çekildikten sonra oğlumu bana uzattı bende tekrardan dikkatlice oğlumu kucağıma almıştım. Gereksiz bir şekilde bir araya gelip duruyorduk ve ben buna çok sinirleniyordum. Ben hızla geri çekildiğimde hemşire hanım sedyeye oturmasını istedikten sonra pansuman yapmaya başladı.
Hemşire : kurşun sıyırmış
Dedi ve imali gözlerle komsere baktı . Komserde anlamış olacakki kimliğini gösterdi.
Bir süre sonra pansuman bitti ve hemşire benim yanıma doğru gelip
Hemşire: Günlük eşinizin pansumanini değiştirmeniz gerekiyor .
Dedikten sonra savcıya dönüp "3 gün sonrada kontrol için tekrar bir muayene olun "
Dedi ve bir seyler yazdığı kağıdı elime tutuşturdu ve yanımızdan ayrıldı. Kağıda baktığımda reçete olduğunu anladım.
Komser : Allahım ya bir insan işini yaparken bu kadar agrasif olurmu ya
Diyerek hemşirenin ardından söylendi.
Konserin omzuna dokunarak;
Musab : hadi gidelim
diyerek önden ilerlemeye başladı .
Ya sabır diyerek bnde arkalarindan ilerlemeye başladım .
Arabanın önüne geldiğimizde o şoför koltuğunun yanindaki koltuğun kapısını açıp oturdu.
Çok şükür diyerek bnde arka kapıyı açıp oğlum ile birlikte oturup kapıyı kapattım.
Komser arabaya yerleştiğinde
Komser : eeeee bu geçmiş olsun bile demeyi çok gören hemşire reçete vermedi bize. Ben bir koşu alıp geleyim
Tam ben reçeteyi bana verdi diyecekken
Musab : Ali dur diyerek kolunu tuttu ve devam etti " Elif ' e verdi reçeteyi."
Dedi Yok bu kaza da bu adamın kafasına kesin bir şey düştü . Çünkü bu kadar böyle rahat rahat konuşamazdi.
Ali : tamam o zaman savcım ilk gördüğüm eczanede durar, aliriz .
Musab : Ali biz onu sonra hallederiz sen direk karakola sür.
Ali : Ama savcım.
Musab : Ali gerçekten yorgunum beni daha fazla yorma
Deyince komser tamam anlamında başını sallayıp arabayı çalıştırdı.##
Kolum yol boyunca sizlamaya devam etmişti. ama Umrumda bile olmadı çünkü şuan tek umrum da olan o şahsiyetsizin ifadesini almak istemem.O yüzden bir an önce karakola gitmek istiyorum.
Bu günü şöyle bir düşününce aslan parçasına bir şey oldu korkusu resmen gözümü kör etmişti . Yaralandığımı bile fark etmemiştim ama onları öyle sağ salim görünce içime bir mutluluk kaplamıştı. Allahım sen beni evlat acısı ile sınama . Çok ağır geldi Rabbim ki aslan parçası benim öz evladım olamadığı halde kalbim duracakmis gibi hissettim. Rabbim ne olur bana bu duyguyu bir daha yaşatma.
Diye içimden dua ederken geldigimizi fark ettim. Ali'nin arabayı park etmesi ile hızlıca arabadan indim . Ali arkamdan bagirdigini duysamda oralı olmadım.
Korakoldan içeri girince polisler " geçmiş olsun "demeye başladılar . Ben ise odayi gostererek
Musab : içerde mi ?
Polis : evet savcım ifade için sizi bekledik
Musab : tamam ben içeri giriyorum Ali komsere soylersiniz.
Polis : Tamam savcım.
Dedikten sonra içeri girdim
Ziya : oooo savciii nerde kaldın ya bende seni bekliyordum .
Musab : Lan seni aticam içeri ve sen sonsuza kadar o delikten cikamicaksin.
Ziya : savciii bu kadar büyük konuşma sonra hayal kırıklığına uğrarsin
Musab : Sus lan
Diyerek masaya elimle vurdum.
Ziya : ama savciii bu sinir öfke niye
Musab : birde soruyormusun.
Ziya : Evet çünkü çok merak ediyorum hiç bir bağın olmayan o kadın ve çocukta aranizda ne var
Musab : sanane lan
Ziya : savciii biliyormusun o peceyi açmamak için kendimi zor tuttum. Ama bir dahakine açmamak ile kalmayacağim.
Musab : Elimde kalırsın sus adi herif.
Diye yakasına yapıştım. O sirada içeriye Ali girdi . Ve beni geri çekti.
Ali : savcım lütfen siz dışarı çıkın ben devam edeyim.
Ziya : Ben burdayım diye hiç bir şey yapamam sanma senin gozlerindekini ben gördüm en büyük kozum onlar benim . Sen beni rahat bırak bende onları.
Tam arkami döndüm gidecekken söylediği kelime ile hızlıca döndüm tam onun yakasına tekrardan yapisacakken Ali araya girdi.
Ali : savcım bilerek yapıyor , lütfen.
Musab : tamam Ali komser bırak
Deyince beni bıraktı bende işaret parmağımı o adiye doğru sallayarak
Musab : Kaçışın yok Ziya seni o deliğe tikicağim.
Deyip kapıyı hızlıca çarparak odadan çıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şer Görünenin Ardındaki HAYIR
EspiritualElif gibi bu dar-i Dünya'da dimdik ayakta duran sadece Allah Teala'nın huzurunda acizliğini gösteren bir kul. Elif ; Tek başına Anne olmaya hazırlanan 25 yaşında bir kadındır. İslam'ın gerekliliğini elinden geldiğince yerine getirmeye çalışan biri...