41. Bölüm

97 10 0
                                    

Yaklaşık 1 ay sonra...

~Tugsem Elsa~

Minik oğluma takım elbisesini giydirip halasının ve dayısının nikahına hazır hale getirdim. Nihayet küvezden çıkmıştı ama hala bedeni minicikti. Rabbime şükürler olsun her gün daha da gelişiyordu. Hayata sımsıkı tutunmayı başarmıştı. Bir süre daha küvezde kalabilirdi fakat doktorumuz hayatla ne kadar çabuk tanışırsa o kadar adapte olabileceğini söylemişti. Uzun süreli olarak onu steril ortamlarda tutarsak mikroplarla hiç tanışmadan büyür ve çok fazla alarji sahibi olabilirmiş. Babası gibi polenlere karşı hassas olabilirmiş. Bu konuda ekstra dikkat etmeye çalışarak ona ufak ufak yeni yaşam alanları sağlıyoruz.

"Elsa bu çok yakışıklı." Halası oğlumu çok nazik bir şekilde kucağına aldı. Kokusunu içine çekerek sevdi. Şimdilik öpemiyorduk. İyice ele avuca gelince doya doya öpmek için sabırsızlanıyoruz. Mislina'nın kıyafeti fazlasıyla güzel olmuştu. Sade ama aynı zamanda şık bir elbiseydi.

"Halasına bir kavalye gerek. Sende çok güzel olmuşsun." Mislina ve ağabeyim nikahı aile arasında düğünü ise resmi bir merasim şeklinde düşünmüşlerdi. Dedemler için düğünün çevrelerine duyurulması önemliydi. Aren ve Ateş ağabeyim bunun ne kadar riskli olduğunu söyleseler de bu duruma karşı çıkmamışlardı. Bütün bunların iki gün içinde olacağı gerçeği ise herkesten çok beni strese sokuyordu.

"Sen hazır değilsin. Neden giyinmedin?"

"Ali ile ilgilendim. Bahçeye çıkaracağızya o yüzden kremini süreyim sonra hazırlanırım."

"Ben hallederim. Sen git giyin." Mislina Ali'nin bakımı konusunda hep yanımda olup beni rahatlatmıştı. İnsanın doktor görümcesi olması mükemmel bir olaydı. Daha fazla oyalanmadan odama çıkıp önceden hazırladığım elbiseyi giydim. Elbisenin üzerimde nasıl durduğuna bakarken yüzümü fazla solgun gördüm. Odamın kapısı tıklatılınca gidip gelen kimmiş diye baktım.

"Elsa elbisemin fermuarı takıldı." Amira mutsuz mutsuz yanıma gelip fermuarın bittiği kısımda takılan ufacık yeri gösterdi. Bir çırpıda halledip onu mutlu ettim.

"Mor sana çok yakışmış ama yüzün solgun. Bende cilt tonu eşitleyici krem var ondan sürelim mi?"

"Uykusuzluktan gözlerimin altı mosmor olmuş. Çok iyi olur."

"Annelik kolay değil." Amira koşa koşa kremi getirmeye gitti. Ben o sırada abartı olmayacak bir kolye ve bileklik taktım. Ali'nin bezini falan değiştirirken bir iki defa yanlışlıkla yüzüğümle bacağını ve yüzünü çizmiştim o yüzden alyansım dışında pek takı takmıyordum. Belki çekim yaparız diyerek yüzüklerimi de taktım. Daha dikkatli olursam bir şey olmaz diye umuyorum. Kapı açılıp kapanınca gelenin Amira olduğunu zannederek hiç istifimi bozmadan işime devam ettim.

"Güzelliğine aynaları çatlatmaya mı niyetlendin?"

"Hih! Aklım çıktı. Neden öyle sessiz sessiz geldin?" Yanıma yaklaşarak tam karşımda durdu. Elini arkasında tutuyordu.

"Çok güzel olduğum için gözlerim mor mor. Gözlerimin altıyla elbisemi kombin yapayım dedim."

"Ben seni böyle seviyorum. Diğerlerini umursamaya gerek var mı?"

"Ama bir kadının kendine bakım yapması özgüvenini artırır."

"Gerçekten buna ihtiyacın var mı? Sen tanıdığım en özgüvenli insansın." Gülümseyerek bugün benden iltifatlarını esirgemeyen kocama baktım. O ise bunun karşılığında parmağına nohut taneciği kadar aldığı kremi yüzüme sürdü.

"Aslında mercimek kadar alman gerekiyordu."

"İki gram bile olmayan bir fark için yanlış yapmış sayılmam" Gülerek parmağındaki kremi yüzüme sürmesini izledim.

Akasya ÇiçeğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin