pişt sen evet sen sen bakma sağına soluna şu yıldıza bir dokunda kalbimi parlat hadi tatlı şey seni hadi yaparsın.
Hastane Lal'i Olcay ile birlikte getirmiştik şuanda acilin önünde bekliyorduk, annemler her beş dakikada bir arıyordu en sonunda telefonu kapatmıştım Olcay ilgilensin.
Acilden normal odaya almışlar, serumu bittiğinde doktor test sonuçlarınla gelecekti, Lal yine evde ki gibi çok halsizdi tansiyonu çok düşük çıkmıştı.
"Lâl kendine geldin mi? " Olcay en son böyle endişeli gördüğümü hiç bilmiyorum.
" İyiyim Olcay sen merak etme canım." Dediğinde pek inandırıcı değildi.
" Bariz yalan söylüyorsun Lâl, uykun varsa uyu hayatım doktor gelince ben uyandırırım merak etme." Desem de başını olumsuz anlamda başını salladı "iyiyim ben hem yalan söylemiyorum." bu ne kadar inandırıcı olmadığı bir anlasa.
serum bittiğinde doktoru çağırmak için yatağın yanında ki butona basmış doktoru bekliyorduk. Doktor gelirken arkasından da ultrason makinasıyla beraber hemşirede gelmişti.
"Hastamız nasılmış bakalım Lâl hanım." Doktor beyin bunu demesiyle içeri girdi aceleyle . "Oğlum sen neden geldin buraya?" Nefes nefese kalması biraz olsa beni endişelendiriyordu.
"Abi Toprağı getirdik acile kaldırdılar, nefes alamadı birden doktor alerjisi var dedi. Yenge neye alerjisi var biliyor musun doktor soruyor." Demesiyle başımdan aşağı kaynar sular dökülmüştü.
Lâl yataktan o bitkin halinle kalktı, tutamadan odadan çıkıp o bitkin enerjisi ile koşmaya başladı nereye gideceğini bilmeden." Dur Lâl Allah aşkına dur ben seni oğlumuza götüreceğim lütfen daha fazla kendini yorma." Desem bile dinlememişti el mecbur ben yetişip durdurdum.
"Lâl kendini düşün bak senin durumunda pek iyi değil, güzelim bana ver gücünü, bana dayan lütfen bak sana lütfen diyorum korkutuyorsun beni Lâl" dediğimde başını kaldırıp ne zaman gözlerinin dolduğunu anlayamamıştım ve o güzel gözleri dolu doluyken bana acıyla bakıyordu.
"Oğlumu istiyorum ben Arel ne halde bilmiyorum, neden, ne oldu onu hiç bilmiyorum, oğlumuz hastayken ben burada nasıl kendimi düşüneyim bende biliyorum bu halde yataktan bile kalmam gerekmediğini ama oğlumuzun Hastanedeyken benim aklım, iradem, bencil halim ortadan kalkıyor. Senin yanında ki o nazlı kız olamıyorum." Bunu bende biliyordum haklıydı da ama birinin de onu düşünmesi gerekiyordu.
Zor bela odaya geldiğimizde Lal kendini hemen Toprağın yanına atmıştı. Toprağın yanı başına oturup saçlarını koklayarak öpmeye başladı.
"Annem benim ne oldu sana bir yerin ağrıyor mu?" diye merakla sorduğunda Toprak bitkinlikle kolunu zor kaldırarak boğazına koydu o küçük elini.
"bura acıyor." dediğinde Lal bu sefer kendini tutamayıp ağlamaya başlamıştı.
Toprağın diğer tarafına oturduğum sırada içeri doktor ve yanında hemşire gelmişti. "Yakışıklı daha iyi misin boğazın ağrıyor mu bakalım?" sorusundan hemen sonra Toprağa baktım o ise başını olumlu anlamda aşağı ve yukarı olmak üzere salladı konuşmak yerine.
"Evde yediği bir şeyden dolayı Alerji reaksiyon gösterdiği açık ortada, küçük bey bu gün diğer günlerden ayrı olarak ne yedi?" bu soruya emen Lâl cevap verdi.
"Doktor bey bu günde gündelik yani her zaman yedikleri şeylerden yedi. Ben yedirdim." dediğinde bende onayladım çünkü bende kendi gözlerimle görmüştüm.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİM LÂL HAYATIM
ChickLitSekreterine gülümseyip elimdeki kutuyu salladım sessizce sır verirmiş gibi söyledim "hamileyim haber vermeye gidiyorum " "çok sevindim lâl hanım tebrikler" gülerek kapıya tıklamadan açtığımda gülümsemem yüzümde soldu arellin bacağında kadın oturuyor...