39.BÖLÜM

34.8K 1.5K 121
                                    

Herkese merhaba;

Yeni bölüm için baya uğraştım çünkü artık olayları biraz hızlandırmak istedim fakat ayrıntıları mantık çerçevesine oturtmak ve ince detaylarla uğraşmak biraz zamanımı aldı. İki gün içinde düzenleyerek ekledim. Umarım ufak tefek hatalarım varsa görmezden gelirsiniz. Bu bölüm Ali Ve Türkan ikilisi de hikayemizde oldukça yer kapladı. Onları daha fazla okumak isteyenlere gelsin o halde. Hepinize keyifli okumalar diliyorum. Yorum ve votelerinizi eksik etmeyin lütfen. Herkesi çok çok öpüyorum. Bu arada tüm çocukların ve çocuk kalabilenlerin bayramı kutlu olsun:)))


GÜNEŞ DOĞUDAN YÜKSELİR 39.BÖLÜM


Ali Eren tüm gününü hastanede yoğun şekilde çalışarak geçirmişti. Uzmanlığını aldıktan sonra üç arkadaşı ile açtıkları özel hastaneye çok emek vermiş özellikle de durumu iyi olmayan hastalar için açtıkları ücretsiz klinik için arkadaşları ile sürekli tartışma halinde olmuştu. Arkadaşlarına göre hastane para kazanmak için açılmıştı ve ücretsiz hastaların muayene olacakları ekstra bir klinik olayı tüm düzeni alt üst edecekti. Fakat Ali Eren okuldan mezun olur olmaz tek hayali olan bu kliniğin açılmasını o kadar çok istiyordu ki hastaneden kendine düşen payın bir kısmını bu işe yatırmıştı. Tabi iş sadece parada bitmiyordu. Bu klinikte gönüllü çalışacak doktor bulmakta da zorlanıyordu. Bu yüzden her işe bizzat kendisi koşuyor tüm zamanını bu hastalara ayırmak zorunda kalıyordu. Şikayetçi miydi? Hayır! Kiminin parası kiminin duası diye boşuna dememişlerdi. Doğum ona göre mucizevi bir olaydı ve her kadının yaşaması gerektiğine inanıyordu. Hamilelikleri zor geçen anne adaylarının parasızlıktan kontrole gidemediklerini hatta bazılarının bu sebeple doğumda bebeklerini kaybettiklerini biliyordu. Zaten bu yüzden açmıştı bu ücretsiz doğum kliniğini. Annelerin bebeklerine kucaklarını aldıklarında gülümseyen yüzlerinden akan gözyaşlarını gördükçe de' iyi ki açmışım' diyordu. Bebeklerine onun adını verenlerin sayısı bile oldukça fazlaydı. Böyle giderse etraf Ali ve Eren isminden geçilmeyecekti. Tüm bunları hatırlarken bile yüzündeki gülümsemeyi silemiyordu. Ona göre doktor olmak sadece maddi anlamda kazanç sağlamak değil hastaların dertlerine şifa bularak onları mutlu etmekti.


Tabi tüm bunlarla uğraşırken düğün hazırlıkları için Türkan'a yardımcı olamadığının farkındaydı. Fakat annesi ile uyum içinde çalışan ve hazırlıkları tamamlayan nişanlısı ona bu konuda hiç zorluk çıkartmamıştı. Gerçi bugünlerde bu işlerden yorulduğunu ve artık sıkıldığını söylemiş azıcık isyan etmişti ama hazırlıkların nerdeyse bitmek üzere olduğunu bildiğinden fazla üstüne düşmeyerek onu yatıştırmayı başardığını düşünüyordu. Ta ki bu geceye kadar...


O akşam hastanedeki odasına geçtiğinde yorgunluktan ayakları sızlıyordu. Gün içinde hamile iki kadını doğuma almış ve saatler süren doğumlardan alnının akıyla çıkmayı başarmıştı. Masada bulunan telefonunu eline alarak azıcık dinlenmek için kanepeye oturdu. Gelen mesajları gördüğünde 'Zeytin gözlüm' yazan mesajı açarak gülümsedi. Fakat gülümsemesi mesajı okuduğu an sona erdi. Gözlerini kırpıştırarak mesajı birkaç kez daha okudu. Şaka olabileceğini düşündüğünden hemen Türkan'ı aramaya başladı. Fakat telefonu kapalıydı. Saate baktığında kreşin kapandığını anımsayarak ceketini alıp hızla kapıya yöneldi. Bu mesajın ne anlama geldiğini bizzat Türkan'la konuşsa iyi olacaktı.


Kış mevsiminin en soğuk günlerini yaşayan İstanbul her zamanki gibi beyazlar içindeydi. Trafik işkencesi bu günlerde iki katına çıkıyor insanları uzun kuyruklar halinde şeritler dahilinde yollara sıralıyordu.

GÜNEŞ DOĞUDAN YÜKSELİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin