28*
Jaguar bedeni adanın ortasındaki dağa tırmanırken kendini olduğundan daha iyi hissediyordu Jeon Jeongguk, ön ayakları hızla hareket ediyor, keskin gri gözleri tepenin yakınlarındaki bir mağaraya kilitlenmiş ilerliyordu. Mağarayı tesadüfen keşfetmişti, gözleri dağı incelerken o karanlık noktada takılı kalmış ve görmüştü. Mağaranın girişine geldi, insan bedenine geri dönerek taşlardan birine oturdu. Taehyung'un kahverengi ve kül rengi tüylerini uzaktan seçebiliyordu, ona yaklaşmıştı. Mağaranın girişine geldiğinde o da dönüştü, dişlerinin arasında tuttuğu ve yere bıraktığı pantolon, gömlek ikilisini giydi. Biraz nefes nefese görünüyordu, kahverengi saçlarını geriye attı. Kendini yere bırakırken Jeongguk onun bu haline gülüyordu.
"Bir Alfa Kurt olarak çabuk yorulmuş görünüyorsun."
Onunla alay etmek güzeldi, ellerini karnının üzerine koymuş derin nefesler alırken güzel görünüyordu. "Sana yetişmeye çabalıyordum. Biz de hızlıyızdır ama siz... Delirmiş olmalısınız!" Taehyung'un sözleri kahkaha atmasına sebep oldu, onun doğrulmasını ve bağdaş kurmasını izledi. "Şaman'ın evinden ayrıldığımız zaman sığındığımı, mağaraya benziyor." dedi Taehyung gözlerini etrafta gezdirdikten sonra, "O zaman çok iyi hissetmiştim, senin sıcaklığına sığınarak uyumak güzeldi." diye devam etti, Jeongguk sessiz kalarak ona izledi. "Evet, güzeldi." diyebildi sadece, Taehyung'u gerçek anlamda ilk kez o mağarada kollarına almış, onu öpmüştü. O anları düşünmek hem iyi hissettiriyor, hem de Taehyung'un ihanetinin zihnine düşmesine sebep oluyordu. "Mağaraları seviyorsun sanırım, kendimi hep bir mağarada buluyorum seninle." Taehyung'un susmaya niyeti yok gibiydi, onu ilk tanıdığı zamanları hatırlatıyordu ona.
Ormandan gelen seslerde insanı iyi hissettiren bir şey vardı, doğa her zaman iyi gelirdi. "Eski haline dönmüşsün." dedi elinde olmadan, Taehyung ona gözlerini dikerek baktığında gülümsedi. "Seni ilk tanıdığım zaman da çok konuşuyordun. Sevimli oluyorsun." Taehyung ikna olmuş gibi görünmüyordu. "Ben Alfa'yım, sevimli olmanın doğama aykırı olduğunu biliyorum." dedi bu kez, Jeongguk onun bu hallerine gülümsemeden edemiyordu. "Biliyorum ama Taehyung, kabul etmelisin ki, bizim ilişkimiz, sizin doğanıza göre Alfa-Omega işlevi görüyor ve üzgünüm ama sen Omega olansın." dedi Jeongguk, eşinin bunu kabul etmediği görülüyordu ama değiştirelemeyecek gerçekler vardı.
"Biliyorum, sadece tuhaf tamam mı? Ben kendi türümün en güçlüsüyüm ama konu sen olduğunda nasıl en zayıfa dönebiliyorum?
Taehyung meraklı görünüyordu, "Ben senden güçlüyüm." dedi Jeongguk, eşinin tuhaf bakışları üzerindeydi hâlâ. "Bence şu an değilsin çünkü içinde tuttun hep, Jaguar kendini yeni tanıyor. Dövüşmek zorunda kalsaydık seni yenerdim." Jeongguk onun kendinden emin hâline kahkaha attı. "Emin misin? Bence ben yenerdim ama seninle dövüşmeyeceğim." Taehyung ayağa kalkarak onun karşısında dikildi. "Ben senin kadar emin değilim, Jeon Jeongguk." Onun bu tavırlarının hoşuna gittiğini kabul etmeliydi, bir elini uzatarak Taehyung'un ellerinden birini tuttu. "Denemek istemiyorum, Taehyung. Sen yenebilsen de sorun değil." dedi, Taehyung birkaç adım atarak ona yaklaştı. "Biraz tuhaf birisin, o gece Kurtlar etrafını sardığı zaman da eve girip uyumuştun. Ölmeyi bu kadar çok mu istiyorsun?" Taehyung'un sorusu düşünmek istemesine sebep oldu, ölmek hakkında hiç düşünmemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
blue cheese' taekook
Fanfiction• mini hikaye • jeon jeongguk'un minik sırrı alfa kim taehyung tarafından fark edilir.