Si

849 96 45
                                    


Bu ses hafif bir ekoyla kulaklarında yankılanırken, tüylerin diken diken olmuştu. Aynı sesi tekrar duymanla hızlıca sıtığın gözlerini açtın.

~"Kapıdan uzaklaş, ve gözlerini kapa." 

Seni bir objeymişcesine kullanan ellerden sıyrılmaya çalışarak kapının karşısındaki raflara doğru süründün. Bir yandan kafanda oluşan bu tını sana umut vermiş, karşındaki herifi tüm gücünle ittirmeye başlamanı sağlamıştı.

Daha sonra kapının kilidi zorlanma sesleri geldi. Kısa bir süre sonra kırmızı bir spor üniforması giyen öğretmen kapıyı kırarak açtı ve berbat durumda olan seni gördü. 

Bu aptal herifin kollarından seni sertçe kurtardı. Sen öğretmeninin sırtında yarı çıplak bir şekilde yere çökmüş ağlarken nazik bir çift el sırtına bir kumaş örttü.

Pembe saçlı arkadaşın ceketini üzerine örterken sana acıyarak bakıyordu. Bu bakışlar kalbini acıtmıştı, öyle ki seni ellerinden tutarak kaldırdığı gibi boğazındaki düğüm çözülmüş, bu hisle birlikte mide bulantısı  ve refleks olarak bomboş midende ne varsa çıkarma isteğinden kaynaklanan öğürme içgüdüsü gelmişti.

Duvara tutunarak ilk önce öğürmeye daha sonra öğürerek kendini zorlamandan dolayı boğazında oluşan yaraların kanıyla birlikte gelen safra sıvısı akmaya başladı ağzından. Pembelinin seni bu halde görmesi çok acı ve utanç vericiydi. Kendini hiç olmadığın kadar aciz hissettin.

Öğürmelerin öksürüklere dönüşmeye başladığında pembeli cebinden bir mendil çıkararak ağzını temizledi, daha sonra nazikçe seni kendine yaklaştırarak sarıldı. Bu hareketle birlikte uzum zamandır ihtiyacın olan o teselliyi bulmuş gibiydin. Tek bir hareketine bile birçok anlam yükleyebiliyordu bu çocuk.

Göğsüne yaslanıp kıçkırıklar içinde ağladın. Rahatsız olup olmadığını düşünmen bir yana, aylarca belki yıllarca bu şekilde kalmaya razıymış gibi bir hali vardı çocuğun.

Daha sonra aklına duyduğun o ses geldi. Kafanın içinde kısa bir süreliğine sana umut veren o ses. Yardıma gelen birinin olduğunu hissettirerek, gücünü toplamanı sağlayan. Ve gelen kişiyi bile tahmin eden o ses.. Kime aitti ?

-"O pislik sana bir şey yaptı mı ?" Dedi Pembeli, sana giydirdiği gömleğin yakasını iliklerken. Vücudunla ilgilenmiyor gibi, düğmelere bakıyordu. Başka hiç bir yere değil. Düğmelere.

 Kafanı hafifçe öne eğmenle, hızlıca öfkeli bakışlarını gözlerine çevirdi. O ölü suratından eser yoktu artık.

-"Nasıl? Yetişmiş olmam gerekiyordu!"

-"Hayır! Hayır! Öyle değil. Senin suçun değildi!" Diyerek bu yanlış anlaşılmayı düzeltmeye çalıştın. Ancak yüzüne baktığında öfkeden deliye döndüğünü hatta bu yüzden titrediğini farkettin. İstemsizce seni daha çok sıkıyordu. Neden bu kadar öfkeliydi ? 

Sen bulmasan bile pembeli kendini aciz hissetmişti. Nasıl onun kadar üstün biri bu tür bir olaya geç kalabilir ? Güçleriyle bile buna engel olamamış mıydı ? Bu olaya sebep olan şey neydi peki ? Takashi mi ? Takashi'ye mi yenilmişti ? Onun kadar üstün bir varlık Takashi gibi bir aptala mı yenilmişti ?

Bunu düşünmek bile kanının köpürmesine neden oluyordu. İstemsizce Takashi'ye nefretle bakıyordu ki çocuğun burnunun kanamaya başlamasıyla kendini tutamadığını fark etti. Ve kafasını toplayarak öfkesini çıkardığı bedene baktı.

Aniden kollarını gevşetip sakinleşti ve önünde bağlayarak buz gibi ifadesini takındı. Gömleği süzerek "Üstünü düzelt" dedi ve uzaklaştı.

Anxiety Attacks // Saiki K. x ReaderHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin